Azizim translate Portuguese
152 parallel translation
Doğrusu azizim, siz de genç bir kız ruhu var.
És romântico como uma rapariga.
Azizim, bana refakat etmeniz, benim seçimim değildi.
Meu bom homem, não é por minha vontade que me faz companhia.
Azizim Holland, aklını kullansana...
- Holland, pense bem.
Azizim Kont Batthyani,
Meu caro conde Batthyani,
Cazibesiyle Macarların da gönlünü çelmişti. Azizim Kont Zettor, İtalyanlar Macarlara benzemez.
Diga-nos por favor Vossa Majestade, qual deverá ser a primeira cidade que o Imperador e a Imperatriz devem visitar?
Açıkçası, azizim Tavernier, beni sık sık bekletiyorsunuz.
Realmente, Tavernier, outra vez tarde.
Takdire şayan birisiniz, azizim Tavernier.
É um homem admirável, Tavernier,
Azizim Bay Tavernier, misafirimsiniz.
Meu querido Tavernier, é meu convidado.
Görüyorsunuz ya, azizim Tavernier savaş sadece korkunç değil, vakit kaybıdır üstelik.
Meu querido Tavernier. A guerra não só é horrível, como também uma perda de tempo.
Azizim Bay Tavernier - ki isminiz Tavernier değil ve hiç askerlik yapmadınız - lütfen hastalanmayın.
Meu querido Tavernier cujo nome não é Tavernier, e que nunca foi soldado. ... não se sinta mal.
Azizim Dave, önce sana büyülü bir martini doldurayım.
Caro Dave, deixa-me preparar-te primeiro um martini que é uma coisa mágica.
Herhalde en üst düzeyde cezalandırılacaktır. Düzeyimi kalmış artık azizim!
Senhor director, espero que a sanção seja à medida...
Hiç bir sorun yok, azizim Philippe.
Nada dará errado, meu caro Philippe.
Benim iki favori azizim.
Meus dois santos favoritos.
Biraz buz, azizim!
Obrigado. Com gelo, querida.
"Azizim, Jüpiter biletini kesmişse zaten..."
" Se apesar de tão amado que sois, Júpiter ergue o seu braço
Oturun azizim ve şu alışılmamış olayları anlatın.
Sente-se, meu amigo, e descreva-me estas circunstâncias peculiares.
Azizim Watson, bu çıkarımı nasıl yaptın acaba?
Como é que deduziu isso, meu caro Watson?
- Ben bir azizim.
- Sou um santo homem de Deus.
Ne o, azizim, pantolonundaki devasa pisi balığı mı?
- O grande peixe está nas calças?
- Geçen senenin, azizim.
- Tem um ano, querida.
Azizim Fletch zamanlar değişiyor.
Os tempos mudam, meu caro Fletch.
Pop'un benim koruyucu azizim olduğunu söylüyor.
Que o Pop é o meu santo padroeiro.
Benim koruyucu azizim.
O meu santo padroeiro.
Azizim, ben geldim.
Reverendo, estou aqui.
Bunun iğnesi yok azizim.
Não tem ferrão, meu amigo!
Bombaları kutsayan biri, azizim,....... lezzetli dondurmanızı kutsama fedakârlığından kaçınmaz.
Quem já abençoou bombas, minha filha, não fará grande sacrifício em abençoar um delicioso gelado.
Böyle dedikodulara şimdiden prim vermeyelim azizim.
É muito cedo para dar crédito a esses rumores, minha cara.
Oh... azizim.
Oh, querida.
Kesinlikle, azizim.
Absolutamente, meu querido.
Yani anlamı şudur : " Azizim, uçtum gel,
Segnifica : "Meu amor, estou a voar, vem até mim".
- Ben bir azizim, ama kızgın değilim.
Sou um santo, mas não estou zangado.
Tamam, ben de azizim demiyorum.
Não estou a dizer que sou santo.
Merhaba, azizim.
Olá, patinho.
Selamün aleyküm azizim
"Salam aleykum", meu querido.
Baba, oğul ve kutsal ruh adına, Kafandaki sorun nedir azizim?
Em nome do Pai, Filho e Espírito Santo no que pensa, minha querida?
Foss, o benim kayıp geçmiş ve şaşırtıcı gelecek azizim.
Foss, o meu santo dos passados perdidos e futuros confusos.
"Azizim Bennet",'dedi bir gün karısı... "
"'Meu querido Mr Bennet,'disse-lhe a sua senhora, um dia,
Bu birçok yönden günah dolu bir şeydi. Ve ben bir azizim.
" Foi vergonhoso por várias razões e sinto vergonha,
Ben bir azizim canım.
Sou um santo, amor.
Ya sen, azizim?
E tu, lindinho?
- Bir şey değil, azizim.
- Não tens de quê minha querida.
Görüşürüz, azizim.
Adeus, minha cara.
Gülüşün güneş gibi, azizim.
O seu sorriso é o sol, ma chère.
Ev dönünce, ben artık azizim.
Quando voltar a casa, serei um Santo.
# Bir günahkarım, Bir azizim, #
Sou uma pecadora Sou uma santa
Azizim, tereciye tere mi satıyorsun?
Tinhas razão, este é o melhor caminho para casa.
Azizim, kesinlikle o...
Foi ela.
İyi geceler azizim.
Boa noite, velho amigo.
Azizim.
Meu Deus.
Onu henüz kapı dışarı edemeyiz azizim.
Ainda é cedo para isso.