Aç mısınız translate Portuguese
1,289 parallel translation
Aç mısınız?
- Também gosto de ti.
Aç mısınız?
Tens fome?
Aç mısınız?
Tem fome?
( Ispanaklı Börek ) Aç mısınız?
Estão com fome?
- Aç mısınız?
- Tem fome, Tom?
Aç mısınız?
Têm fome?
- Aç mısınız?
Tem fome?
Çocuklar çok aç mısınız?
Os rapazes estão com fome?
- Bir dakika aç mısınız?
Bem, têm fome?
- Söyleyin bakalım, aç mısınız?
Então o que dizem? Têm fome?
Neden burada olduğumuzu basit yoldan açıklar mısınız?
E que tal uma explicação do motivo pelo qual nos estamos aqui?
Sessiz, acısız ağzımın kenarında çikolata parçalarıyla.
Tranquilamente, sem dor, e com uma barra de chocolate ao canto da boca.
"Sırlarımızı asla açık etmeyeceğim. " Aksi halde boğazım boydan boya kesilsin... " dilim kökünden sökülüp çıkarılsın...
Nunca revelar nossos segredos... sob pena não mais branda que ter minha garganta cortada... a língua arrancada pela raiz... e ser enterrado na areia, a 200 metros da costa.
Açıklama yapacak mısınız, Bay Fairbanks?
Mãe, amo-te.
Konsey üyeleri nedenini açıklar mısınız?
Membros do Conselho poderão fazer o favor de explicar porquê?
Bay Salvatore, bunun ne olduğunu bize açıklar mısınız?
Sr. Salvatore, pode dizer-nos o que é isto?
Ağzınız açık oturacak mısınız yoksa biri bana sandalyesini verecek mi?
Vão ficar sentados de boca aberta ou alguém me oferece uma cadeira?
Çin Başbakanı ile konuşmalıyım. Sakıncası yoksa açıklar mısınız?
Tenho de falar com o Primeiro-Ministro chinês.
Mahkemeye, poliçelerinizde yer alan Tanrı'nın İşi kavramını açıklar mısınız?
Poderia explicar ao tribunal qual a intenção do'Acto de Deus'utilizado nas clausulas das apólices de seguro?
Kraliçe Juana'nın deli olduğunu açıkça ilan etmeye hazır mısınız lordlarım?
Estão prontos, Srs.? Declarar pública a loucura da rainha Juana?
Bunu, çiftli yıldız deviniminde gördüğünüz "Prot" karışıklığını, hesaplamalarım sayesinde.. ... açıklığa kavuşması olarak anlıyorum... ; ki şu ana kadar bunu çözememiştiniz.
Calculo que meus cálculos ajudem a explicar as flutuações... que tinham observado na rotação da estrela binária mas não tinham conseguido explicá-la até... este momento.
Siz acı çekerken insanlar sadece konuşuyor, kırgın mısınız?
Incomoda-lhe que a gente discuta enquanto você está a sofrer?
Su tanklarını aç ve yararsız parçaları kargo kapaklarından dışarı at. - Kafalarını karıştırmaya mı çalışıyorsun?
Esvazie os tanques de água e jogue o lixo nave afora
Şimdi açılışımızın bilgilendirme kısmına geçmek istiyorum.
Deixem-me prosseguir com a parte informativa da nossa reunião.
- Bu kadar acımasız olmak zorunda mısın, Parker?
Porque é que tens que ser tão cruel, Parker?
Bu beyefendiye açıklar mısınız lütfen.
Explicas a este homem por favor?
Aidan'ın açılışında insan içinde karşılaşma riskini göze almayacağımdan, en azından bir jest yapayım dedim. Beni davet ettiğin için teşekkür ederim, demek için. Benden daha cesur davranıp, arkadaş olmamızı önerdiğin için.
Como não queria correr o risco de um confronto aberto na inauguração quis ter um gesto, uma forma de agradecer por me ter convidado, por ser mais corajoso e por sugerir que podíamos ser amigos.
Bu, neden bana az önce bahçenize... ... sıçmışım gibi baktığınızı açıkIıyor.
Isso explica por que está a olhar para mim... como se lhe tivesse cagado no relvado.
Açığa çıkarılmış ve adalete teslim edilmişlerdir, sizin yardımınız olsun ya da olmasın.
Mas eles foram descobertos e serão levados perante a justiça. Com ou sem a sua ajuda.
- Bay Harris bir açıklama yapar mısınız?
Gostaria de fazer uma declaração?
Bu vampirler sırlarının açığa çıkmasından rahatsız olmayacaklar mı?
A desafiá-los a aparecer. Os vampiros não vão ficar chateados por estar a revelar segredos deles?
Ac mısınız?
Tens fome?
Watson bill hakkında açıklama yapacak mısınız?
Pode comentar o caso Watson?
Efendim, şunları nasıl cevaplayacaksınız... Sokak-geliştirme projesine kim karşı çıkıyor... bunu bugünkü şehir konseyinden önce açıklayacak mısınız?
Excelência, como responde a quem... se opôs ao projecto de melhoramento da rua... que propôs ao concelho municipal de hoje?
Benimle ilgili gerçeği açıklayacak mısınız Bay Taransky?
Vai contar a verdade sobre mim, Sr. Taransky?
Kastettiğim, başınızla ilgili sorunla ve... ve şiddetli acılı tedavi kapsamında olmanız gerçeğiyle... kazayla ilgili bize yardımcı olacak bir şeyi unutmuş olabilirsiniz ve... bize söylediğiniz her şey sadece tedavi sırasında konuştuklarımız olabilir.
Quero dizer, entre o seu golpe na cabeça e e o facto de continuar a tomar medicamentos muito fortes para as dores pode ter-se esquecido de alguma coisa sobre o acidente que nos possa ajudar. Tudo o que nos disse pode ser efeito dos remédios.
Affedersiniz biraz açılır mısınız lütfen?
Deixam-nos passar, por favor?
Yeni Alkadraz'la birlikte hapisane koşullarının iyileştirilmesi konusunda geri adım atıldığını düşünenler var özelliklede açılışını yaptığınız modern infaz odası yüzünden.
Há quem diga que a nova Alcatraz é voltar ao sistema antigo, sobretudo agora com a inauguração da nova câmara de execuções.
12'ler Müttefiki'ni bize açıklar mısınız?
Fale-nos da Aliança dos Doze.
Khasinau'nun onu kandırdığını biliyordunuz. Eski meslektaşımız Bay Khasinau'yla olan bağlantısını açıkça ortaya koydu ve size söylediği yalanlar Briault'nun talihsiz ölümüne neden oldu.
O nosso antigo colega, sob alguma pressão, admitiu a sua ligação ao Sr. Khasinau e o tê-lo manipulado a si, o que levou à morte do Briault.
Moya bir çocuk kaybetmenin acısını anlıyor, ancak bu dişinin davranışı kabul edilemez. Yardımınızı istiyor.
Moya compreende a dor de perder um filho... mas o comportamento desta fêmea é inaceitável.
- Sizin bu harikulade bebeği evlilik dışı olarak dünyaya getireceğinizi düşünürken.. .. dostlarımızın çok da açık fikirli olmadıklarını farkettik.
Achamos maravilhoso que tenham um filho sem casar mas os nossos amigos são menos compreensivos.
- Açıklar mısınız?
As respostas superficiais ocupariam lugar primordial na minha lista.
Ama bunun acısını arabamdan çıkarmak zorunda mısınız?
- mas tem de se vingar no meu carro?
Eski okulum, yakın zamanda, katılmadığım bir mezunlar buluşması düzenledi. Fakat sınıfımdan bir kızın, internette bir açık arttırma... sitesine sahip olduğu, servet edindiği ve bir sualtı biyologuyla evli olduğu ortaya çıktı.
A escola onde andei organizou uma reunião de antigos alunos, á qual não fui, mas constou-me que uma rapariga da minha turma tem agora o seu próprio website de leilões na Internet, ganha uma fortuna e está bem casada com um biólogo marinho.
Ve her günün sonunda, siz ikinizin fısıldadığınız her şeyi bana anlatmanızı istiyorum ve ben de size olanları açıklarım, tamam mı?
E ao final de cada dia, vocês podem me dizer o que se sussurraram... e eu lhes explicarei tudo, sim?
Hastalık ve ölüm konferansından önce Elliot'la konuşmalıydım, çünkü hiçbir şey hastanızın neden öldüğünü açıklamaktan çok canınızı sıkamaz.
Tinha de falar com a Elliot antes da da Conferência de Morbi-Mortalidade, Nada te põe num humor pior do que ter de explicar o porquê do teu paciente ter morrido.
Bu süreci bana açıklar mısınız?
Podem explicar-me o processo?
Tretonin tesisinde ne aradığınızı açıklar mısınız?
Podem dizer-nos o que faziam na fábrica de Tretonin?
Bay ve Bayan Forman, bizim için şunu açıklar mısınız?
Sr. e Sra. Forman, podem ajudar-nos?
İtiraf etmeliyim, açılış hızını şeyden çalmıştım...
Tenho de admitir, que copiei isso de