Ağlamaya başladı translate Portuguese
382 parallel translation
Geldi, ağlamaya başladı.
- O que é que aconteceu? Quando chegou estava histérica.
O an ağlamaya başladım.
Foi aí que comecei a chorar.
Çok kötü ağlamaya başladı.
Começou a chorar tanto.
Sonra çocuklar inlemeye ağlamaya başladı. Onlara ne olduğunu sordum.
Perguntei a eles qual era o problema.
Nedenini anlamadılar, ve ağlamaya başladılar.
Não perceberam, e choraram.
Ağlamaya başladı.
Ele começou a chorar.
Çok utanıyorum, doktor. Birden ağlamaya başladım.
Estou muito envergonhada, Dr. De repente estava a chorar.
Bir gün onu kaybettim ve salya sümük ağlamaya başladım.
Um dia perdi-o e começei a chorar.
Sonra ağlamaya başladım. Kalkıp, eve gitmek zorunda kaldım.
Então, comecei a chorar e tive de me ir embora.
Son zamanlarda sürekli ağlamaya başladım.
Tenho chorado um bocado ultimamente.
Ağlamaya başladı.
Começou a chorar.
Ve sonra yaşlı adamın ellerini görünce ağlamaya başladı.
Então, ele viu as mãos do velho, | e começou a chorar.
Ona sarılıp ağlamaya başladım.
Abracei-o e comecei a chorar.
Eve dönmek için sabırsızlanıyorum. Pazar günü Perugia plakalı bir araba gördüm. Birden evimi öyle özledim ki ağlamaya başladım.
No domingo vi um carro com a matrícula de Perúgia e fiquei com tantas saudades de casa que tive vontade de chorar.
Hemen ağlamaya başladı.
Sabes o que fez? Começou a chorar no carro!
Annem ağlamaya başladı bile.
A mamã já está a chorar.
Ona sıkıca sarıldım ve ağlamaya başladım.
Eu a abracei contra mim... e pu-la a chorei.
Ona sıkıca sarıldım ve ağlamaya başladım..
Abraço-a contra mim... e começo a chorar.
Bir gün ağlamaya başladığını farzet.
Suponhamos que a Jennie começava a chorar um dia.
"... ve ben de aynı zamanda ağlamaya başladım. "
"e eu comecei a chorar, simultaneamente."
Benim yaşlı adam ağlamaya başladı ama ben ağlamadım.
O meu pai chorou... Mas eu não.
Babam ağlamaya başladı.
Começou a chorar.
Ve sonra ağlamaya başladı.
Depois, ele começou a chorar.
Ve sonra birden bire, sanki ne yaptığını anlamışçasına bebek gibi ağlamaya başladı.
E, de repente, como se tivesse percebido o que fez,... ele começou a chorar como um bebé.
Herkes ağlamaya başladı. Ben de İmparator'un yüzüne baktım.
Toda a gente começou a chorar, por isso, olhei para a cara do Imperador.
Bunu gördüğünde neden ağlamaya başladın?
E também quero saber por que começou a chorar... quando viu este papel.
Sonra ağlamaya başladı ve benimle sevişmeye başladı... Acemice.
Então ele começou a chorar e a fazer amor comigo... desajeitadamente.
Ağlamaya başladı ve...
Começou a chorar e...
Başlangıçta o komikti, ama sonra beni taklit etmeye başladı. Münasebetsizdi ve ben ağlamaya başladım.
A princípio foi engraçado, mas depois ele começou a imitar-me e eu comecei a chorar.
Sana vurmadan ağlamaya başladın!
Ainda nem te bati e já estás a chorar!
Aslında, o kadar etkisinde kalmış ki, ağlamaya başladı.
Na verdade, ela estava tão abalada que se desfez em lágrimas.
Babam onu görünce..... ağlamaya başladı.
Depois, o meu pai viu-a. Começou a chorar.
Ağlamaya başladı ve bir benzincide durmak istedi.
Começou a chorar e quis parar na estação de serviço.
- Yani, onlar ağlamaya başladı ve her yerimdeydiler.
Puseram-se a chorar e a trepar por mim acima.
Büyük İskender topraklarının genişliğini görünce..... ağlamaya başladı, çünkü fethedecek başka bir yer kalmamıştı.
"E quando o Alexandre viu a amplitude do seu domínio... chorou, pois já não havia mais mundos para conquistar."
İkinci günde ağlamaya başladı. Geceliği üstünde ağlayıp durdu.
Só começou a chorar no segundo dia.
Yani gerçekten çok üzüldü ve ağlamaya başladı.
Sabe, ele ficou muito chateado e começou a chorar.
Ağlamaya başladı ve, "Ben çingene değilim," dedi.
Ela começou a chorar e disse, "Não, eu não sou cigana".
Ağlamaya başladım.
Eu comecei a chorar.
Ve ben ağlamaya başladım.
E eu comecei a chorar.
Bilirsin işte, sadece ağlamaya başladım.
Sabes, simplesmente comecei a chorar.
Sonra ağlamaya başladım. Zangır zangır titriyordum, korkunç bir ağlama krizine girdim.
Pus-me a soluçar, o sonho tornou-se soluçante, tremia como num terramoto...
Çok sessiz duruyordum ama bebek ağlamaya başladı.
Não fiz barulho, mas o bebé começou a chorar.
Ve bir orospu gibi ağlamaya başladığında... bir orospu gibi becerildi. Ne dediğimi anlıyor musun?
E quando começou a chorar como uma cabra, ele foi comido como uma cabra!
Sonra ağlamaya başladı, ben de biraz yumuşadım.
Depois, começou a chorar. E eu hesitei um pouco.
Cam kırıklarından biri Woody'ye gelmiş olmalı ki ağlamaya başladı. "Kanıyorum" diye bağırmaya başladı ve oradan kaçtı.
Um dos cacos deve ter atingido o Woody e ele começou a chorar e a gritar "estou a sangrar"...
Ağlamaya ve babama numara yaptığını, onu aslında hiç sevmediğini söylemeye başladım.
Eu comecei a chorar, e gritei dizendo que a odiava... que ela estava apenas a fingir com papá e que ela nunca o amou de verdade.
Nasıl da başladım ağlamaya Çünkü ben de istedim giyinmeyi Aynı onun gibi
Como eu chorei... por me querer vestir da mesma forma.
Sonra ağlamaya, bağırmaya falan başladı, değil mi? Sonra bir ahbap geldi, koca ahbap.
Acredite, ela tem um traseiro expetacular.
Ben ağlamaya başladım.
Comecei a chorar.
Virginia bunu okudu ağlamaya başladı.
Quero que o leias.
başladı 99
başladı mı 16
ağlama 668
ağlamak 20
ağlamak istiyorum 20
ağlamayacağım 22
ağlama artık 44
ağlamayı kes 61
ağlamayın 45
ağlamayı bırak 20
başladı mı 16
ağlama 668
ağlamak 20
ağlamak istiyorum 20
ağlamayacağım 22
ağlama artık 44
ağlamayı kes 61
ağlamayın 45
ağlamayı bırak 20