Ağrıyor translate Portuguese
3,063 parallel translation
Neden ağrıyor o zaman?
Então, dói-me porquê?
Başım ağrıyor.
Dói-me a cabeça...
- Karnın ağrıyor mu?
O estômago dói?
Onun biraz başı ağrıyor. Evde dinleniyor.
Ele está com dores de cabeça, ficou a descansar em casa.
Başın mı ağrıyor?
Tens dor de cabeça?
Ve ayaklarım çok ağrıyor o yüzden lütfen biri masaj yapsın.
Alguém por favor faça-me uma massagem. O que descobriste?
- Sırtın mı ağrıyor yine?
- São as costas outra vez?
- Sırtım çok ağrıyor.
- Tenho uma dor nas costas.
Sırtın hâlâ ağrıyor mu?
Ainda te doem as costas?
Ayrıca sırtım ağrıyor, her ayağa kalktığımda dizlerim çatırdıyor ve saçlarım.
Doem-me as costas e os joelhos estalam cada vez que me levanto, e...
- Kalbim ağrıyor. - Biliyorum.
- Dói-me o coração.
Yok, gerçek anlamda ağrıyor.
Não, não, o meu coração dói-me mesmo.
Kulak memelerim neden ağrıyor?
Por que estão os meus lóbulos dos ouvidos doridos?
Sadece gülerken ve öksürürken ağrıyor.
Dói-me a rir ou tossir.
- Ellerin mi ağrıyor?
Doem-te as mãos?
Başın mı ağrıyor?
Tens uma dor de cabeça?
Vücudumun her noktası ağrıyor.
Completamente.
Dişim biraz ağrıyor da. Önemli değil.
Tenho uma dor de dentes, mas estou bem.
Başım tamamen doldu ve ağrıyor. Herkes bir şeyler tıkıp duruyor.
Tenho a cabeça cheia e dói-me, e continuam a meter-me coisas cá dentro.
Bilirsiniz, uçaktan indim ve heryerim ağrıyor, jetlag oldum resmen.
Sabes, saio de um avião com dores e jet-lag.
Biliyorsun birkaç gündür Çin Seddinde yürüyordum. Heryerim ağrıyor. O da benim Kung Fu çalışmak için sabah 4'te kalkmamı istiyor.
Sabem, tive a andar pela muralha nos últimos dias, sabem, com dores em todo o lado, e agora ele quer que me levante às quatro da manhã para ir praticar um pouco de Kung Fu.
Neden başım ağrıyor?
Porque estou a ter estas dores de cabeça?
Aslında önce ah, sonra da "başım ağrıyor" dedi.
Não. Disse "ui" e disse : "É uma dor de cabeça."
Drew'in karnı çok ağrıyor.
O Drew está cheio de dores.
Kunduracı göğsü ameliyatından sonra karın ağrısı çekmemesi gerekiyor ve iki saattir sürekli ağrıyor.
Não é normal ter dores abdominais num pós-operatório de pectus excavatum. E já dura há duas horas.
Uyuyup uyandığımda başım çok ağrıyor.
Tenho tremenda dor de cabeça quando for dormir e acordar
- Biraz ağrıyor.
- Doí-me muito.
- Oh, kalbim ağrıyor.
- O meu coração dói.
Başın çok mu ağrıyor?
Dói-te muito a cabeça?
Jane, Kim'in başı ağrıyor.
Jane, a cabeça da Kim está a doer-lhe,... não a incomodes.
- Sadece gülünce ağrıyor.
- Só dói quando me rio.
Miden mi bulanıyor, yoksa bir yerin mi ağrıyor?
Sentes-te tonta ou com dor?
Miden mi ağrıyor?
Estás com dor de estômago?
Ayakların yaşlı olduğun için ağrıyor büyükanne.
Os teus pés doem-te porque és velha, avó.
Bu gece biraz başım ağrıyor, sevgilim.
Mas é que tenho uma terrível enxaqueca, esta noite.
Koşunca bacaklarım ağrıyor.
Tenho canelite.
Başım ağrıyor.
Estou com dor de cabeça.
Ağrı için bir şeyler alıyor musun?
- Estás a tomar algum analgésico?
Dişlerimi ağrıtıyor.
Até me enjoas!
Başın da ağrıyor değil mi?
E as dores de cabeça?
Artık kanser sadece başımı değil, kıçımı da ağrıtıyor.
Sabe, agora o cancro é literalmente uma pedra no sapato.
Ağrıyor.
Dolorida.
Hem dişim de çok ağrıyor.
E dói-me o dente.
Bu karın ağrılarını açıklıyor ve de...
Bom, isso explica as cãibras no estômago. E a...
Başım ağrıyor.
- É só uma dor de cabeça.
- Başı ağrıyor.
- E tem.
Çiçeği ağrı kesici olarak kullanıyor olabilir.
Pode estar a usá-la para tratar dores.
Her yerim ağrıyor.
Dói-me... tudo.
Çok ağrı yapıyor gibi.
Parece muito doloroso.
Evet, ama çok uzun sürerse baş ağrısı yapıyor.
Sim, mas fico com dores de cabeça se o fizer muito tempo.
- Şeyimi ağrıtıyor.
- Aquilo magoa-me o coiso.