Aşka translate Portuguese
1,059 parallel translation
Ama kalbimde aşka yer yok. Belki de hiç olmadı.
Mas, agora... não existe lugar em mim para o amor.
Ve aşk da aşka.
E o amor ao amor.
- İlk görüşte aşka inanır mısın?
Acreditas em amor à primeira vista?
- Siz aşka inanmaz mısınız?
- Não acredita no amor?
Bizim aşka, hayranlığa, ibadete ihtiyacımız var, yiyeceğe olan ihtiyaç gibi.
Precisamos de amor, admiração, veneração, como vocês precisam de alimento.
Senin aşka ihtiyacın var.
Precisas de amor. E tu nem te apercebes.
Ve aşka.
E ao amor.
"Ne de benziyor aşka soyunmuş bir kıza"
"Nem como uma rapariga, nua para amar ou estar com um homem"
# Küçük güzel kız. # Büyük kalbime geliver. # Kalbim ve deniz ve cennet... #... aşka eriyip gidiyor.
Vem, pequena donzela, acérca-te do meu coração porque o meu coração, o mar e o céu se misturam com o amor
Sevdiğin kişi seninle birlikte aşka düşecek
O único que tu amas... Continua apenas a apaixonado por ti...
Verdiğin aşka eşit ölçüde aşk alırsın.
O amor que dás é igual ao amor que recebes.
Aşka.
Ouçam!
Aşka.
Ao amor. Ao amor.
Aşka, salak.
Ao amor, pateta.
Kardeşimiz Aşka
Pelo Irmão Amor
Aşka dair bir sır ama aşk değil.
Um segredo sobre amor, mas não é amor.
Beni dünyasal aşka çekerek kartların kendileri benim güçlerimi aldılar.
Impelindo-me para o amor terreno, as próprias cartas tiraram-me o poder.
Kendini aşka adayamazsa, ölse daya iyi olur.
Se ele não encontra a resignação... para ele não há nada melhor, talvez, que a morte.
Kendini aşka adayamazsa, ölse daha iyi olurmuş.
"Se não se resigna, o melhor para ele é a morte".
Ben, aşka inanıyorum.
Tenho a religião do amor.
* Aç olduğum aşka *
Of the love I'm hungry for
Aşka ihtiyacı var biliyorum, Franche.
Sei lá! Talvez precise de amor...
Bütün hayatım boyunca aşka ve cinselliğe eğilimim oldu...
Não nego que sou um romântico.
Aşka çok saygı duyuyorum.
Respeito demasiado o amor para ir aos saldos.
İnsanın kanını donduran soğukluk amansız bir aşka dönüşür ve genç İngiliz kızı, acımasız çöl şeyhine kalbini kaptırır.
Um enigma gelado transforma-se em amor incandescente, quando uma jovem inglesa derrete o coração dum xeque cruel.
Ne nefrete ne de aşka zamanım var.
Eu não tenho nenhum tempo para odeie ou o amor.
Aşka inanır mısın?
- Acreditas no amor?
Konu, aşka gelince Kakaomdan vazgeçemem
O cacau deixem-mo perto De tão gulosa que sou
Evet, aşka.
Sim, ao amor.
- Aşka.
- Ao amor.
Karşılıklı serbestliğe, özgür aşka ve saygıya inanmıyorsan üzgünüm.
Acho que não acredita na independência mutua, o amor livre e o respeito.
Fırtınalı bir aşka benziyor.
Soa a romance tumultuoso.
İlk görüşte aşka, evet.
Sim. No amor à primeira vista.
İlk görüşte aşka inandığını söylemiştin.
Disseste que acreditavas no amor à primeira vista.
Olurdum ama bu aşka göğüs germem gerekiyor.
Ficaria, mas a linha tem de continuar.
Aşka bayılırım.
Adoro o amor.
Ben her zaman aşka ve romantizme inandım.
Sempre acreditei no amor e no romantismo.
Huzur verici bir tatile... tazelenen bir aşka... ve çocuklarımızla bol eğlenceye.
A umas férias muito descansadas... A um amor renovado. Para um tempo de alegria com os nossos filhos.
- Aşka.
- Aberta ao amor.
- Ben aşka açığım. Açığım!
- Estou aberta ao amor.
Biliyor musun Amy, bu işte aşka yer olmadığını anladım ben.
Sabes, descobri que nesta vida não há muito espaço para o amor.
Ve şu üst kısma, TV ve kameranın arasına... birkaç ateşli hatun resmi takarsan, şüpheliler aşka gelir, ve insanları sadece saç stiline göre... teşhis etmek zorunda kalmazsın.
Se puseres umas fotos de miúdas aqui entre a televisão e a câmara, fazes com que os suspeitos olhem mesmo para a câmara e assim não os identificas apenas pelo penteado.
Tam zamanlı aşka henüz hazır değilim.
Ainda não estou pronta para o amor a tempo inteiro.
Bu aşka gelmenin bir evresi, değil mi?
Faz parte da excitação sexual, não faz?
Sonra yeniden bir aşka yelken açarsın.
Então avança-se para a próxima paixão.
- Hikayenin konusu paranın aşka olan etkisi.
- É sobre dinheiro afetando o amor...
Ona aşka güvenmesini söyledim.
Porque eu disse-lhe para confiar no amor.
- Bu doğru. Taranmıştım, mutluydum ve aşka hazırdım.
Eu estava penteado, escovado, e... pronto para o amor.
Aşka.
Ao amor.
Aşka dair.
Sobre amor.
Aşka ihtiyacın var.
Precisava de amor.