Bacım translate Portuguese
228 parallel translation
Eve dönme zamanı bacım. "
"Para si é o regresso a casa, irmã."
Bak bacım, aradığım tek şey bir oda.
Ouça, rapariga, eu só ando à procura de um quarto.
Haydi, bacım. biliyorsun, telgrafçı olmamız lazım.
Suponho que era telegrafista, não?
Pekala bacım, senin kaybın.
Está bem. Pior para você.
Josefa, bacım!
Josefa, minha irmã.
Şimdi bir dakika, bacım.
Espera um minuto, mana.
Kiminle alay ediyorsun bacım?
Quem tentas enganar, miúda?
Küçük bacım, 50 dolar bulabileceğini sanmıyorum.
Não creio que possa conseguir $ 50, irmãzinha.
Her neyse bacım, ücretim 100 dolar.
Irmã, meu preço é $ 100.
Sıçana tebligat yapamıyorsun küçük bacım.
Não pode ditar ordens a uma rata, irmãzinha.
Otur bacım, şekerleme ye.
Sente-se, irmãzinha e coma.
Sanırım bacımla beraberim.
Trabalharei para a irmãzinha.
İnsanın bazen kendini düşünmesi gerek bacım.
Às vezes tem que pensar em si mesmo.
Küçük bacım, bu pazarlık konusu olamaz.
Isso nunca, irmãzinha.
Küçük bacım, biraz uyumaya çalışsan iyi edersin.
Irmãzinha, o melhor a fazer agora é dormir.
Bacım!
Irmãzinha...
Küçük bacım!
Irmãzinha!
- Orada mısın bacım?
- Está aí embaixo?
Kolunu kaldır küçük bacım.
Deixe assim o braço, irmãzinha.
Bacım, bu yer ailene, kocana ve çocuklarına ayrılmalı.
Irmãzinha, esse lugar está reservado para a sua família, seu marido, seus filhos...
Sanırım teklifini kabul edeceğim bacım.
Tomo a palavra, irmãzinha.
- Bacım.
- É sua irmã?
Merhaba bacım.
Olá, pequena.
Bize ne yapacaklar? Yakında bana "bacım" diyebileceksin! Ne için!
Você também disse que queria sacrificar-se pela ciência.
Şimdi şuna tutun. Ağlama bacım.
Segura isto e não chores irmãzinha.
- Bacım.
Irmãzinha.
Kaç bacım. Kaç!
Corre, irmãzinha!
Profesyonel bankacı olan görgü tanığım ve "bacım" sayesinde bir zilyon doları hak ettiğimizi kanıtlamayı düşünüyoruz. Nakit olarak. Ve tevazu ile sizin kararınızı bekliyoruz.
Graças á minha testemunha, bancária de profissão e irmã mulher, tencionamos provar que merecemos um "gazilião" de dólares em dinheiro, e aguardamos, humildemente, a sua decisão.
Aynen öyle bacım.
Podes crer, mana.
- Ona bacımın adını verdik.
- É o nome da minha irmã.
- İşte bacım Jill.
- Ali está a minha irmã Jill.
Ama hakkında daha çok öğrendikçe gözüme güzel gelmemeye başladın. Bacım!
muito atraído pela sua beleza incrível, mas agora que sei um pouco mais sobre si, já não me parece tão boa ideia!
Rahatsız mı oldun, bacım? : )
Algum problema com isso, querida?
Kendin bilirsin, bacım.
Fazes bem, rapariga.
Bana biraz müsaade eder misin bacım? Ne?
Importa-se de não chatear, irmã?
Aklını oynatmaktan nefret ediyorum bacım ama D'ler iyi not değil.
Oh, lamento informar, menina, mas Satisfaz não é boa nota.
O halde iyi şanslar, bacım.
Então, boa sorte, miúda.
Bacım nasıl?
Como está minha irmãzinha?
Tüm kardeşlerim ve bacılarım, ona bakmanızı istiyorum.
irmãos e irmãs, peço-vos que olhem para ele.
Kıskanç piçler! Bacılarınız kızım gibi başarılı değil tabii!
É só inveja, porque a minha filha não vos liga.
Aynı tarafa mı gidiyoruz, bacım?
Vai para os meus lados, mana?
Hakkını helal et bacım.
Renuncia a seus direitos, irmã minha. Talvez nunca voltemos a ver.
Ruth şöyle der : "Hiç aşık olmadım ama bir baç kez denedim."
Ruth diz : "Nunca caí de amores por ninguém, mas já tropecei algumas vezes".
Bacınla mı?
Com a tua irmã?
Bacım, şu hoparlörü sustur.
Faça-o calar a boca, está bem?
Duymuştum bacım.
- O que fazes?
Onlar bizim kardeşlerimiz, bacılarımız.
São os nossos irmãos, as nossas irmãs.
Onlara hayvan gibi davranıp, çocukları ana babalarından kardeşleri bacılarından, karıları kocalarından koparır mıydın?
Tratá-los-ias como animais, separando uns dos outros, as crianças dos seus pais, os irmãos das irmãs, os maridos das mulheres?
'Bak işte orada annemi, bacılarımı ve erkek kardeşlerimi görüyorum.
Olhai, que vejo ali a minha mãe, as minhas irmãs e os meus irmãos.
-'Bak işte orada Annem ve Bacılarım... - Annem ve Bacılarım... - Ve kardeşlerim.
Oiçam, ali vejo a minha mãe e a minha irmã e os meus irmãos.
- Önden buyur, bacım!
- Boa, miúda.