Balancé translate Portuguese
142 parallel translation
Ne var, salak herif?
Isso incomoda-te, ó cabeça de balancé?
İkinci, dördüncü ve beşinci pozisyonlarda da aynısı... ve sonra doğrulup beşincide balans yapıyoruz.
O mesmo na segunda, quarta e quinta posições, depois levantamos e fazemos um balancé na quinta.
Ayaklar açık, denge.
Passo atrás, levantar a perna, e balancé... balancé...
Sallanın.
Balance.
Böylece dolaşırken yaylanarak şeyinizi....... kendinizi incitmezsiniz.
- Evita que o seu corpo balance e que magoe o... a sela.
Eğer rüzgarda arkamızdan eserse rahatca kalkabiliriz.
Esperemos que o vento balance o peso dianteiro.
Sadece orada artist gibi dur ve arada sırada başını salla.
Só se posicione como um SOB e balance a cabeça ocasionalmente.
- Sadece başını salla.
- Só balance a cabeça.
Çamaşırlarını yıkayacaksınız, yerlerini sileceksiniz ölene kadar bebeklerini uyutacaksınız!
Por que, você pode lavar suas roupas para eles, esfregue seus chãos,..... balance seus pequenos pirralhos para dormir para o resto de seu vitalício!
Öyleyse sallan benimle, Odo.
Então, balance comigo, Odo.
Sallan benimle.
Balance comigo.
- Şimdi kıpraş biraz.
Agora balance-se.
Kıpraş, Bay Solucan! Hayatımız buna bağlı! - Yapamam.
- Balance senhor minhoca, as nossas vidas dependem disso.
Dengen?
O seu equilíbrio? ( balance )
Ödemeler dengesi mi?
O meu saldo? ( balance )
Bir gün Mekke'deyken, peygamberimizin sözleri, övgümüz onun için... içimi Allah'ın inayeti ve şerefiyle doldurdu.
Um dia fui a Balance, e as palavras do Profeta, gabado seja seu nome... encheram-me com a graça e a glória do Alá.
Sadece bir gofret ve biraz tavuk alırım. Sonra hemen gitmem lazım.
Mas só para pegar numa barra "Balance" e algum frango, depois vou embora.
Ama, bizim güvenimizi kazanmanın işareti olarak Karardan konichiwaya de.
Mas, como um sinal da nossa boa fé diga konichiwa para o Balance of Judgement.
Tekrarla, bu kararı başmelek.
Repito, aqui Arcanjo para Balance of Judgement.
Eğer buralardaysa bile aygılayıcıların dışında duruyor
Se o Balance of Judgement está aqui, está a manter-se fora do raio dos sensores.
* karardan. *
Balance of Judgement.
Restor, için çalışan bir casussun.
um Restor, espião para o Balance of Judgement.
Ben, kararın dengeleyicisiyim
Sou o Balance of Judgement.
FTA zekasına göre, karadan uzak değildir
De acordo com os serviços secretos da FTA, Balance of Judgement nunca está longe.
Verilen karardan 300 yıI boyunca kurtuldu aptal değil
O Balance of Judgement, sobreviveu por mais de 300 anos, não é estúpido.
kararın hakkında bizde ateşlememi yapacağız
O Balance of Judgement está a atirar directo em nós.
karar için kursu engelle.
Delineie um curso de intercepção para o Balance of Judgement.
Onun, yaptığı şeyler, karardan, yapması için onu zorladı.
As coisas que ele fez, O Balance of Judgement forçou-o a fazer.
Patlama kararından önce o kod ve şifrelerin büyük bir kısmını ele geçirdi.
Antes do Balance of Judgement explodir, transmitiu uma grande quantidade de informação codificada.
Kararın çekirdek kişiliğinden bir kopyasıydı.
É uma cópia da personalidade de núcleo principal do Balance of Judgement.
Karardan.
Balance of Judgement.
Theof kararı, deli gitti, Pax Magellanic, deli gitti
Balance of Julgamento acabou doido, a Pax Magellanic ficou insana,
Sen, bir şeyi unutuyorsun. o hiçbir kaptana ve mürettabata sahip olmadı
Está a esquecer uma coisa, Balance of Judgement não tinha capitão, nem tripulação.
Bölüm 10 : "Balance of Terror."
Episódio dez, Equilíbrio de Terror.
Yavaş sallan Tatlı araba
Balance suavemente, Doce carruagem
Yavaş sallan Tatlı Harriet
Balance levemente, doce Harriot
Yavaş sallan Yavaş sallan, tatlı araba...
Balance levemente, Balance levemente, doce carruagem
Yavaş sallan Tatlı araba
Balance levemente, doce carruagem
Yavaş sallan...
- Balance levemente...
Başparmağını oynat.
Balance, dedão.
Başparmağını oynat.
Balance, dedão do pé.
Beni dışarı sallandır!
Balance-me para fora, Bough!
Yürürken kuyruğunu salla.
- Não se desculpe. Balance seu rabo quando andar, cara.
Fil neden ayakkabı giymiş?
É o meu Shep. O elefante usa ténis New Balance.
Zinciri salla.
Balance a corrente.
Bean, parmağını sokup salla.
"Olá." Ei, Bean, coloque seu dedo aqui e balance.
Sol ayağını atarken sağ kolunu sallayacaksın.
Balance o braço direito quando levanta o pé esquerdo.
- Selam, giriş kapısı bozuk, biraz zorla ve it.
O portão está quebrado. Balance e empurre.
Cevap vermeye niyetliyseniz kanatlarınızı sallayın.
Balance as asas se pretende obedecer.
" Biraz daha salla Joey.
Balance um pouco mais, Joey.
Mesela harika bir ses sistemi olmazsa diskjokeyin anlamı olmaz.
Como, não há nenhum ponto tendo um DJ se você não vai ter um realmente balance sistema são. Por que é nós há pouco damos o proprietários de imóvel um cheque de reembolso?