Bauer translate Portuguese
2,545 parallel translation
Beyaz Saray'daki saldırıdan sonra, Jack Bauer tuhaf bir iddia ortaya attı.
Depois do ataque à Casa Branca, o Jack Bauer apareceu com uma alegação desconcertante.
Kanıtı var mıydı?
O Bauer tinha alguma prova disso?
Somut olarak, hayır. Ama Ryan Burnett'in o insanları bulmak için tek şansımız olduğu fikrini ileri sürdü. Ve Burnett'i sorgulamak için izin istedi.
Nada de concreto, mas ele fomentou a ideia de que o Ryan Burnett era a nossa melhor hipótese de identificarmos essas pessoas, e o Bauer pediu permissão para o interrogar.
Ben de Bauer'ın talebine onay verdim.
Por isso, dei-lhe a minha permissão.
Kanıtlar Bauer'ın öldürdüğünü gösteriyor.
As provas sugerem que ele foi morto pelo Bauer.
Bauer nerede şu anda?
- Onde está o Bauer agora?
- Bauer nerede?
Onde está o Bauer?
Ayrıca özel bir veri tabanına girip Bauer'a bir isim ve adres gönderdiğini de biliyoruz.
E sabemos que acedeste a uma base de dados secreta e mandaste o nome e o endereço de uma pessoa ao Bauer.
Bauer!
Bauer.
Beni öldürmek istiyorsan, Bauer, olduğum yerde yapman gerekecek.
Se me quiser matar, Bauer, vai ter de o fazer aqui mesmo.
Anlaşılmaz adamsın, Bauer.
Você é um verdadeiro enigma, Bauer.
Teorinin böylesi!
Essa teoria é demais, Bauer.
Jack Bauer isimli eski bir ajanın Ryan Burnett'in öldürülmesinde şüpheli olduğu haberini bu akşam yayınlatacağım.
Sim. Vou noticiar no jornal desta noite que um ex-agente federal perigoso, chamado Jack Bauer, é o principal suspeito no assassínio de Ryan Burnett.
Ayrıca haberde Bauer'ın salınmasını sizin onayladığınıza ve kurbana erişimini sağladığınıza da yer vereceğim.
Vou noticiar que autorizou a libertação do Bauer e que tratou de tudo para que ele tivesse acesso à vítima.
Bauer'ın salınması için verdiğim yetkiden haberdar insanların sayısı bir elin parmaklarını geçmez.
Posso contar pelos dedos quem sabia que eu tinha autorizado a libertação do Bauer.
Bu iş ortaya çıkarsa, Bauer özellikle işkence için gönderilmiş gibi algılanacak.
Quando for publicado, vai parecer que o Bauer foi enviado para isso.
Hayır, kuzeydoğu bölgesinde Bauer'dan haber yok.
Não há sinal do Bauer no sector nordeste.
Renee'nin Bauer'a gönderdiği veriyi yalıttım. Fakat dosya başlığını aşamıyorum.
Isolei os dados que a Renee enviou ao Bauer, mas não consegui sair do cabeçalho.
Ama senin söylediğine göre, Bauer'a çok sadıkmış.
Mas, pelo que me disseste, ela é demasiado leal ao Bauer.
Jack Bauer'ı bulmamıza yardım edin.
- Ajude-nos a encontrar o Jack Bauer.
Önemli olan şu. Eğer yardım etmezseniz eşiniz Bauer'a yardım etmekten yargılanacak.
O facto relevante é que a sua mulher vai ser processada por conivência com o Bauer, se não nos ajudar a encontrá-lo.
Bay O'Brian, ajanlarımızdan biri Jack Bauer'la irtibat kurdu.
Mr. O'Brian. Há pouco tempo, uma das nossas agentes entrou em contacto com o Jack Bauer.
Ona bir isim ve adres gönderdi. Adresin Bauer'ın yeri olduğunu düşünüyoruz.
Ela enviou-lhe um nome e um endereço que presumimos ser o próximo destino dele.
Jack Bauer'la eşimin derin bir mazisi var.
O Jack Bauer e a minha mulher têm um passado.
Bauer'ın muhtemel yerini tespit ettiğimizi söyle.
Diz-lhes que temos o paradeiro do Bauer.
Çünkü Mayer altı aydır Bauer'ı içeri tıkmaya çalışıyor.
O Mayer passou os últimos seis meses a tentar mandar o Bauer preso para o resto da vida.
Onlara söyledim, size de söylüyorum. Sakın Bauer'ı küçümsemeyin.
Disse-lhes a eles, e digo-vos a vós, é impossível sobrestimar o Bauer.
Acı kayıplar vermişsin, Bauer.
O que perdeu é trágico, Mr. Bauer.
Ne demek bu şimdi, Bauer?
O que significa isto?
Bekle. Bekle!
Bauer, espere.
Sanırım Jack Bauer konusunun basına sızdırılmasıyla ilgili.
Deve ter a ver com a divulgação de informações sobre o Jack Bauer.
Yani Bauer'ı yakalarsak, sorun kalmayacak demektir.
Se conseguirmos prender o Bauer, vamos conseguir conter as consequências.
FBI Bauer'ı yakalarsa haberim olsun.
Quero saber se o FBI está prestes a encontrar o Bauer.
Umarım iş daha kötüye gitmeden Bauer bulunur.
Só espero que encontrem o Bauer antes que isto piore.
Bauer Senatör Mayer'ı öldürmüş.
O Bauer matou o senador Mayer.
Jack Bauer isimli eski bir ajanın Ryan Burnett'in öldürülmesinde baş şüpheli olduğu haberini bu akşam yayınlatacağım.
Vou divulgar no noticiário de hoje que o ex-agente federal Jack Bauer é o principal suspeito no assassinato de Ryan Burnett.
Renee, Bauer nerede?
Renee, onde está o Bauer?
Veri tabanına girip Bauer'a bir isim ve adres gönderdiğini biliyoruz.
Sabemos que acedeste à base de dados do governo e mandaste informações de alguém para o Bauer.
Bauer bizi Juma'yla ilişkilendirirse, operasyon sekteye uğrayabilir.
Se o Bauer nos ligar ao Juma, isso pode impedir esta operação.
Silahlar dağıtıldıktan sonra, Bauer ya da başkası ne bilirse bilsin!
Quando as armas forem usadas, não irá importar o que o Mr. Bauer ou o que qualquer um saiba.
Bauer'dan iz yok.
Nenhum sinal do Bauer.
Ajan Moss. Lütfen bana Jack Bauer'ı yakaladığını söyle.
Agente Moss, por favor, diga-me que tem o Jack Bauer sob custódia.
Tek bildiğimiz Bauer'ın kısa süre önce buraya geldiği.
Descobrimos há pouco que o Bauer estava a caminho daqui.
Sen bana Jack Bauer'ın devletin bir senatörünü öldürdüğünü mü söylüyorsun?
- Espere um minuto. Está a dizer-me que o Jack Bauer matou um senador dos Estados Unidos?
Ben Jack Bauer'ı sana emanet etmiştim.
Eu soltei o Jack Bauer sob sua custódia.
Bauer'a Burnett'i sorgulatmak sizin kararınızdı.
Foi sua a decisão de dar a Bauer acesso ao Burnett.
Kanıtlar, öldüren kişinin Jack Bauer olduğunu gösteriyor. Bauer mı?
Tudo aponta para que tenha sido assassinado pelo Jack Bauer.
Bauer'ı benim saldığım mutlaka ortaya çıkacak.
Inevitavelmente, será divulgado que eu sancionei a libertação do Bauer.
Bauer Quinn'in işini bitirdiyse, operasyondan haberi olabilir. Değil mi?
Se o Bauer apanhou o Quinn, ele pode saber desta operação, não é?
Seni Bauer fiyaskosundaki rolümü basına sızdırmakla suçladığım için.
Por acusá-la pela fuga de informação sobre a minha participação neste fiasco do Bauer.
Evet, kesin Bauer.
- É o Bauer.