Bazen translate Portuguese
32,206 parallel translation
Bazen normalligin göruntüleri ihtiyacımız olan şeydir.
Às vezes a ilusão de normalidade é tudo o que precisam.
Bazen zombiler olmadan önce ne kadar berbattık unutuyorum.
Às vezes, esquecemo-nos do quão estragada a vida era antes dos zombis. Zombis! Onde está a Winona?
Bazen risk almak gerekir.
Às vezes, temos de arriscar.
Bazen yeni bir şey denemek gerekir.
Às vezes, temos de experimentar coisas novas.
- Bazen onunla konuşurken uzaklara dalıp gidiyor. - Sanki onun yerinde başkası var gibi.
Às vezes, deixa a conversa a meio, como se não estivesse ali, mas se fosse outra pessoa.
- Bazen.
Às vezes.
İnsanlar bazen kibarlık olsun diye istemedikleri şeyler yapabilirler. Eğer bu kadar kötü hissediyorsan git ve ona gerçeği söyle o zaman.
Às vezes, só queremos ser educados, mas, se realmente te arrependeste, conta-lhe a verdade.
Angela bazen gelirdi.
A Angela ia lá, de vez em quando.
Yani bazen ilaç almayı unuturdu, öyle mi?
- Quer dizer que ele se esquecia?
"Bazen bir puro sadece bir purodur."
Às vezes, um charuto é só um charuto.
Bazen bir çantayla gelirdi.
Por vezes, levava uma mala.
Benim yeğenlerimde bazen dikkatlerini dağıtmak gibi basit şeyler işe yarıyor.
Com os meus sobrinhos, por vezes, a mais pequena distração ajuda. Do que gosta ele? Só me pede que o leve à casa dos chupas.
Bilirsiniz, bazen kendinize önemli bir şeyin küçük bir parçası olabileceğinizi söylersiniz.
Dizemos a nós mesmos que, mesmo da forma mais ínfima, fazemos parte de algo que vale a pena.
- Bazen mantıklı geliyor.
- Às vezes, faz sentido.
- Çünkü bazen artık emin olamıyorum.
- Porque nem sempre tenho a certeza.
Sabahın beşinde hatta bazen dördünde çıkıyorsun.
Sais às 5h da manhã, por vezes às 4h.
Sabahın beşinde hatta bazen dördünde çıkıyorsun.
Monica... Sais às 5h da manhã, por vezes às 4h.
Doğruluk. Bazen bir kelime tam oturuyor, değil mi?
Há palavras que acertam na mouche.
Yani bazen oldum ama...
Bem, às vezes fico chateada contigo. Um pouco!
- Ve bazen canını sıkan şeyler olduğunda, onu düzeltmek yerine,'Seni anlıyorum.'demem gerekiyor.
- E quando algo te incomoda, às vezes eu devia apenas dizer, "eu percebo", em vez de tentar resolvê-lo.
Bazen Bill O'Reilly'yi * izledim ve benim daha yaşlı ve aptal versiyonummuş gibi davrandım.
Às vezes via o Bill O'reilly e fingia que era uma versão mais velha e estúpida de mim.
Her neyse çok iyi tanımadığınız birini hamile bırakınca bazen ebeveynlik konusunda ters düşebiliyorsunuz.
Portanto, seja como for quando engravidam alguém que não conhecem muito bem, às vezes, no que respeita a parentalidade, têm ideias diferentes.
Öyle oturduğun için bazen götün "Kaka mı yapıyoruz?" der.
Como estamos sentados assim, às vezes, o cu pergunta : "Vamos fazer cocó?"
Bazen de intihara meyilliydim.
Por vezes, suicida.
Bazen böyle acı şeyler olur hepsi araştırma ve keşif sürecinin bir parçasıdır.
Às vezes coisas dolorosas como isso acontecem, Tudo é parte do processo de exploração e descoberta. O futuro não pertence aos fracos de coração,
Biliyor musun, bazen koridorda insanların yanından geçerken aslında bana bakmıyorlarmış gibi geliyor.
Você sabia que às vezes eu sinto que as pessoas não estão Realmente olhando para mim como eu passá-los no corredor?
Bazen okyanusa kadar.
Às vezes até o mar.
Bazen unutuyor.
Ele às vezes esquece.
"Hafıza bazen tam tersi duyguyu yaşatabiliyor."
Às vezes a memória pode induzir o sentimento oposto.
Hep uzakta olurdu, bazen haftalarca çünkü kendi araştırmasının üstüne bir de belli bir patojen türünün yerli topluluklar arasında nasıl yayıldığını çözebileceğine karar vermişti o yüzden onu nadiren görüyordum.
Ele estava sempre ausente. Às vezes, durante semanas. É que, para além da investigação que estava a fazer, ele decidiu que ia descobrir como é que um patógeno específico estava a espalhar-se pelas comunidades locais.
Bazen işler planlandığı gibi gitmez ve kimse araştırmada senden iyi olmayabilir ama kimse de benden iyi iş bitiremez.
Às vezes, as coisas não correm conforme planeamos. És a melhor em termos de pesquisa, mas ninguém é melhor do que eu a executar as coisas.
Bazen tek düşündüğünüz nasıl daha çok keyif alabileceğiniz.
Às vezes, vocês só pensam em como se podem divertir mais.
Bazen göründüğümden daha zekiyim.
Às vezes, sou mais inteligente do que pareço.
Biliyorum, hayatta ne olacağı belli olmaz. Ama bazen kapıdan çıkıp etrafta otobüs olmadığını ummak lazım.
Sei que na vida tudo é incerto, mas às vezes temos que sair da porta e esperar que não haja autocarro.
Ve bazen Chris'e bakıyorum ve düşünüyorum da...
Às vezes olho para o Chris e penso...
Bu yüzden bazen diyecegim.
Por isso... - Às vezes.
Bazen götlük yapabilirim ama serefsiz degilim.
Sim, posso ser parvalhão, de vez em quando. Mas não sou sacana.
Sadece bazen öğretici olmak için sert davranman gerekir.
Às vezes, temos de ser duros, para criar um momento de aprendizagem.
Bazen insanları duyguları incinmesin diye, ya da hayatlarını kurtarmak için bir takım doğrulardan korumak iyidir.
Às vezes, não há problema em mentir... para proteger as pessoas de certas e determinadas verdades. Para poupar os seus sentimentos ou salvar uma vida.
Bazen lavaboda kan bulurdum.
Às vezes, encontrava sangue na pia.
Evlendiğim kadına katlanmak bazen çok zor geliyor, biliyor musun?
É difícil ver a mulher com quem casei algumas vezes, sabes?
Bu adam süper şeyler yapıyor bazen.
Esse gajo faz algumas coisas inovadoras.
Bu yüzden onu seviyorum... ama bazen onu korumam da gerekiyor.
É por isso que o amo... Mas é também o porque tenho de o proteger algumas vezes, sabe?
Bazen kendimi alkole vermek istememe sebep oluyor. Eminim öyledir.
Às vezes faz-me querer tomar um copo.
Eminim benim bu konudaki ayak izim çoğu insandan fazladır. Bazen kendi kendime "yapılacak doğru şey nedir" diye sorduğum oluyor.
A minha pegada deve ser maior do que a maioria das pessoas e, por vezes, pergunto-me qual é a coisa certa a fazer.
Bazen olacağım bazen olmayacağım.
Vou trabalhar de forma alternada.
Bak, kötü bir şey yaptığımın farkındayım ama bazen insan yapıveriyor işte.
Sei que fiz asneira, mas por vezes as pessoas fazem coisas.
- Yani bazen evet- -
- É, às vezes.
Bazen zombiler olmadan önce ne kadar berbattık unutuyorum.
Não acredito no controle mental.
Bazen.
De vez em quando.
Her zaman değil tabii ama bazen.
Não sempre, mas às vezes.