Bazı şeyler translate Portuguese
5,165 parallel translation
İçimde bazı şeyler emekliyormuşcasına hissediyorum.
Parece que há algo a rastejar.
- Bazı şeyler görüyorum!
- Eu via coisas!
Telefonda öyle söylenemeyecek bazı şeyler vardır.
Há coisas que não se dizem ao telefone.
Öyle mi küçük kız her yolda keşfetmeye değecek bazı şeyler vardır.
Mesmo assim, menina, É qualquer caminho Tantos merecem ser explorados
Bazen bazı şeyler hakkında çok zeki olabiliyorsun.
Às vezes consegues ser muito inteligente.
Bazı şeyler hakkında da çok aptal.
E às vezes muito burra.
Bazı şeyler aklıma geldiği için aradım. Annemle ilgili yani.
Estou ligar porque acho que tenho informações... sobre a minha mãe.
Aradım çünkü bazı şeyler söylemek istiyorum.
Liguei porque tenho novas informações.
Yaptığı bazı şeyler..
Algumas coisas...
Konuşmadan önce bazı şeyler duydum, Ya da duyduğumu sandım... neyse boş ver.
antes disso eu estava, sim, eu estava ouvindo coisas, e pensei que vi... não interessa.
Kontrolümüz dışında olan bazı şeyler var.
Há coisas que não podemos controlar.
Sanırım değişmeyen bazı şeyler var.
Acho que algumas coisas nunca mudam.
- Ve odalarda diğer bazı şeyler.
- e outras coisas nos quartos.
.. geçişimiz hakkında tartışmamız gereken bazı şeyler.. .. olacak
Primeiro temos umas coisas discutir sobre a nossa transição.
Bazı şeyler neden basittir biliyor musun?
Já pensaste por que uma delas para?
Herşey zamanla değişir, ama bazı şeyler değişmez.
Estão todas a mover-se, mas uma... Uma para.
Bazı şeyler görüyorum.
Ando a ver coisas.
Dediğin gibi, bazı şeyler kaçınılmaz.
Tal como disseste, algumas coisas são inevitáveis.
Ama sen ve ben, Bildiğimiz bazı şeyler önceden belirlenmiş bulunmaktadır.
Mas eu e tu sabemos que algumas coisas estão predestinadas.
Onun için yapmanızı istediğim bazı şeyler var.
Ouçam umas coisas que quero que façam por ela.
Senin için bazı şeyler buldum.
Tenho algumas coisas para ti.
Sanırım bazı şeyler hiç değişmiyor.
Parece que algumas coisas não mudam.
Üstelik,... bazı şeyler gitmeye hazırdır.
Além disso... De algumas coisas não faz mal desistir.
Bazı şeyler- - Bilemiyorum, aslında hiçbir şey yazmam ben.
Fiz algumas... Não sei. Não escrevo nada.
Senin, ailemin ve çiçekçinin numarası. Keşke bilmeseydim ama ne yaparsın bazı şeyler akıldan çıkmıyor. Senden kurtulamıyorum.
O teu, o dos meus pais e o meu, e quem me dera que não fosse o caso, mas algumas coisas ficam na memória, sabes?
Sonra annem hakkında bazı şeyler söylemeye başladı, evdeki eşyaları falan kırdı.
E depois começou a agir de maneira estranha com a minha mãe, começou a partir coisas na casa.
Ayrıca yanında bazı şeyler getirmeni istiyor.
E quer que lhe levem uma série de coisas.
Bazı şeyler vardır ve bunlar insanları birbirine yakınlaştırır.
Há simplesmente... Há coisas que... que as pessoas perto da idade uma da outra partilham.
bazı şeyler benim için farklı geçen yıl çaptığımdan beri.
Algo está diferente desde o meu acidente no ano passado.
Çalışma hayatımda bazı şeyler gördüm.
Na minha linha de trabalho... - Tu estás bem? Eu vejo as coisas.
Tehlikeli bir şey değildir ama etkisi altındayken bazı şeyler yapabilirsin.
Olhe, não são perigosos, mas o que você faz durante, pode ser.
Sana bazı şeyler getirdim.
Trouxe-te algumas coisas.
Eğer bu ismi bu odada, bu konu dahilinde duyduğunuzdan bahsederseniz İngiliz Güvenlik Servisi adına sizi temin ederim ki, bilgisayarınızda bazı şeyler bulunacak ve bu, direkt hapisle sonuçlanacak.
Se disserem que ouviram esse nome nesta sala, neste contexto, garanto, em nome dos Serviços Secretos Ingleses, que será encontrado material nos vossos computadores o qual ditará a vossa prisão imediata.
- Evet! - Bazı şeyler asla değişmez.
Algumas coisas nunca mudam.
Mahkeme duruşmam var öğlen, ve hala halletmemiz gereken bazı şeyler var.
A minha audiência no tribunal é esta tarde, e nós ainda temos umas coisas para rever.
Ivan, bana senin hakkında bazı şeyler söyledi.
O Ivan falou-me de muitas coisas sobre você.
Bazen, benim geçirdiğim gibi bir sabah geçirdiğinde... bilirsin, hani, gerçekten harika, neredeyse müthiş bir sabah... bazı şeyler ağızdan kaçıveriyor.
Por vezes, quando uma dama tem uma manhã como eu acabei de ter... sabes, tipo, mesmo excelente, uma manhã mesmo excelente... as coisas saiem sem pensar.
Görmemem gereken bazı şeyler gördüm.
Vi uma coisa que não devia.
Bazı şeyler yaşanabilir.
As coisas acontecem.
Gördüğüm bazı şeyler var.
Não sou cego. Eu vejo as coisas, sabes?
Galiba bazı şeyler görüyorum.
Estou a ver coisas, acho eu.
Caylee'nin bazı siyah şeyler kustuğunu ve onların şişenizde olduğunu biliyormusunuz?
Tu sabes que a Caylee está a vomitar uma coisa preta que está nas suas vias?
Savaşta olmamız, bazılarımızın güzel şeyler yemesine engel değil.
Lá porque estamos em guerra, não quer dizer que não possamos comer bem.
- Bazı iyi şeyler büyük kayıplardan sonra gelirmiş.
Coisas boas surgem das nossas maiores perdas.
Biliyorsun bazı şeyler söyledim.
Você sabe que eu digo coisas.
Bazıları hala yazıya dökmek için hassas konular bazıları da halkın zihninde çok yeni olup biten şeyler.
Alguns são muito delicados para relembrar, enquanto outros ainda estão recentes na mente do público.
Bazı iyi şeyler de oldu.
Resultou em algumas coisas boas.
Onunla ilgili bir şeyler duydum ve bazı araştırmalar yaptım. Torunu varmış.
Ouvi uma história acerca ele, então fiz algumas pesquisas ele tem um neto algures.
Bazı veliler Sean'ın döneminden bir çocuğu bulup benim hakkımda bir şeyler söyletmişler galiba.
Alguns pais conseguiram que um miúdo do ano do Sean Casey, acho eu, dissesse algumas coisas a meu respeito.
Cecile, merhaba bebeğim, bak okuldan aradılar bazı kötü şeyler olmuş.
- Cecile, ei, olha, ligaram da escola sim, algo de terrivel se está a passar.
Ama bazı oldukça bayağı şeyler yaptığını kabul edersin.
Mas tem de admitir que teve um comportamento muito desonesto.