Başlıyor translate Portuguese
8,985 parallel translation
Vardiyası saat beşte başlıyor.
O turno dele começa às 17H.
Öğleden sonraki oturumların sonunda önemli bir iş olan tüm günün sürecini içeren bantları dünyaya dağıtma işlemi başlıyor.
No final da sessão da tarde, o importante trabalho começa, com a distribuição das fitas do andamento do dia por todo o mundo.
Toplantı 20 dakikaya başlıyor.
A reunião começa dentro de 20 minutos.
Aynı çizelgesi olan 4 öğrenci var ama sadece birisi M.M ile başlıyor...
Há 4 alunos com o mesmo horário, mas apenas uma com as iniciais M.M.
Devrim niteliğindeki teknolojimiz karbon salınımsız özel olarak tasarlanmış bulut tohumlama uçaklarıyla başlıyor.
A nossa tecnologia revolucionária começa com este especial concebido, não poluente, drone que planta nuvens.
Bu harika makine gökyüzüne çıkınca iki kademeli bir süreç başlıyor.
Quando esta máquina incrível voar pelos céus, começa um processo de duas fases.
Seyahatiniz burada sona erdi ama maceranız daha yeni başlıyor.
A vossa viagem certamente chegou ao fim, mas a vossa aventura está apenas a começar.
Hissediyor olmalısınız, etrafınızdaki medeniyet duvarları dağılmaya başlıyor.
Certamente devem sentir, as paredes da civilização a desmoronar a vossa volta.
İnsan yaratıcılık krizine girince en olmadık sorular sormaya başlıyor.
As pessoas em crise de criatividade têm as ideias mais duvidosas.
Müzayede başlıyor.
O leilão vai começar.
Seyahatleri kardeşinin gizli odasından başlıyor.
A sua viagem começa da sala secreta do seu irmão.
Sonunda başlıyor. Merak etme.
Que está a começar.
Zor kısım başlıyor.
Agora vem a parte difícil.
Yeni bir macera başlıyor genç samuray.
Tens uma nova demanda, jovem Samurai.
Görevim o tesiste başlıyor.
A minha missão começa com esta instalação.
Sınırdaki mülteci krizi büyümeye başlıyor.
Está a desenvolver-se uma crise de refugiados na fronteira.
Biraz gecikince mızmızlanmaya başlıyor bunlar hemen.
Eles queixam-se quando chegas tarde.
Onun ashtanga dersi 20 dakika içinde başlıyor.
A aula dela começa dentro de 20 minutos.
Yaptığın şeyin bedelini ödemeni görmek hayatımın yolculuğu olacak. Ve o yolculuk şu an başlıyor!
O objectivo da minha vida será fazer-te pagar pelo que fizeste e faço intenções de começar imediatamente!
Tamam, geçit törenimiz başlıyor.
O desfile vem aí.
Asıl güzel yer başlıyor.
Espere. Ficará melhor.
Yedinci adımda hesap kapanmaya başlıyor.
E no Passo 7 é onde a recompensa começa.
Bu soruşturma artık benim masamda başlıyor.
Agora, esta é a minha investigação.
-... nakletmeye başlıyor, ilk olarak ne söyleyeceksin?
Qual é a primeira coisa que dizes?
Planı her neyse sanırım daha yeni başlıyor.
Seja qual for o plano dele, acho que só está a começar.
- Duruşma 20 dakika içinde tekrar başlıyor.
- Só temos 20 minutos. - Ryan!
- Üçüncü Reich başlıyor...
- Um Terceiro Reich...
Çünkü Jilly endişelenmeye başlıyor.
Jilly está insegura. Ela acha que não eu superei a Gabi.
- It bazı beyaz ekmek şeytan benim iş olur. Benim ve kardeşim sonra gelen başlıyor!
Começa a interessar quando um demónio branquial vem atrás de mim e do meu irmão.
Şu anda başlıyor!
A começar agora!
Evet, oyun birde başlıyor.
Sim, o jogo começa à uma.
Ve acele et. Mesaim on dakika içinde başlıyor.
E rápido, o meu turno começa em dez minutos.
Scientology bu fikri aşılamaya burada başlıyor : "Bunu bulan Hubbard. Sadece Hubbard" "ve aradığın ruhsal tatmini edinmek için grubumuzun bir parçası olmalısın."
E foi então que a Cientologia começou a criar esta doutrinação, é, foi o Hubbard que inventou, só o Hubbard, e tem de fazer parte do nosso grupo para ter a satisfação espiritual que procura.
Bu yüzden Scientologist Tom Cruise'un hikayesi daha yeni başlıyor.
Pelo que a história de Tom Cruise, o Cientologista, ainda agora começou.
Ama bir süre sonra insan bir şeyler hissetmeye başlıyor.
Mas, ao fim de um tempo, sentimos algo.
Adı a harfiyle başlıyor. "a", "e", "a"...
O nome dela começa por uma vogal, "a," "e," "a"...
Oturumlar dört güne başlıyor yani Peterson bela açmak istiyorsa tam zamanıdır.
As audições começam daqui a quatro dias, por isso se o Peterson quiser causar problemas, agora é a altura certa.
Her şey bulanıklaşmaya başlıyor.
A minha cabeça está uma confusão.
Savaş şimdi başlıyor.
A guerra começa agora.
Daha yeni başlıyor.
Mal começou.
İşgal şu anda başlıyor.
A invasão começa agora.
Her şey daha yeni başlıyor.
Este é o lugar onde tudo começou.
Başkan hava saldırısına başlıyor.
A Presidente vai avançar com o ataque aéreo.
Planım daha yeni başlıyor. Ama Regina bizim için ilginç bir fırsat olabilir.
O meu plano está no início, mas a Regina representa uma possibilidade intrigante.
Mahkumiyeti bugün 5'de başlıyor.
A sentença dele é às 17h hoje.
P ile başlıyor.
- Começa com P.
- Gece daha yeni başlıyor.
A noite ainda é jovem.
"İ" ile başlıyor.
Começa com a letra "D".
Belli başlı bütün anketlerde durum belirsiz çıkıyor. Her iki aday da % 45 civarında dolanıyor.
Todas as principais sondagens dão um empate com ambos os candidatos perto dos 45 %.
İşte başlıyor.
E há mais.
Gün daha yeni başlıyor.
O dia ainda é uma criança?