Başı belada translate Portuguese
3,737 parallel translation
Red Rovertron'un başı belada.
O Red Rovertron está com problemas.
Başı belada olan bir adamı bırakmak zorundasın mı diyorsun?
Queres dizer, às vezes tens de deixar um tipo em apuros?
Vivian'ın 17 başından beri başı belada.
A Vivian tinha problemas desde os 17 anos.
Louis'in başı belada.
O Louis está em sarilhos.
Başı belada olan benim.
Eu é que estou em perigo. E?
Chris'in başı belada olabilir.
Acho que o Chris possa estar com problemas.
Kötü haber, Steve'in başı belada.
Más notícias... O Steve está na merda.
Hodges'ın başı belada mı?
O Hodges está metido em problemas?
Endişeli veya başı belada gibi görünüyor muydu? - Hayır.
- Parecia preocupado, aborrecido?
Taylor'ın başı belada mı?
O Taylor está com problemas?
Nehrin aşağı tarafında toplanan o ve arkadaşları, akıntıyla başı belada olan hayvanları yakalamayı hedefliyor.
Ele e os amigos se juntaram rio abaixo esperando um animal em perigo vir em sua direção.
Zayıf yüzücülerin başı belada, ulaşmak istedikleri uzak kıyıdan gitgide uzaklaşıyorlar.
Os nadadores mais fracos do grupo começam a lutar e são arrastados para longe da margem oposta, que tentam alcançar.
- Debra'nın başı belada mı? - Evet.
- A Debra está em sarilhos?
Başınız belada mı?
Estão em apuros?
Başımız belada.
Estamos em apuros.
Sanırım... Başım belada.
Penso que... estou tramado.
- Başın belada.
Estás em sarilhos.
- Peki. Ama yumruklarımı sıkıp dolapta durduktan sonra aşağı geldiğimde... başın büyük belada olacak.
Mas quando descer depois de ter estado num armário com os punhos fechados vais ouvir das boas!
Başın büyük belada.
Das boas, e de que maneira!
Büyük ihtimalle bir suç patronu için çalışıp onun kız kardeşine aşık olursanız başınız belada demektir.
Aparentemente, quando se trabalha para um chefe da máfia e se apaixona pela sua irmã.. procuras problemas.
Alice, başın büyük belada, küçük hanım.
Alice, tu estás metida num sarilho, minha menina!
Ayrıca, fareler gemiyi terk ettiğinde başının belada olduğunu bilirsin.
E sabes que estás em sarilhos quando os ratos abandonam o barco.
Başın belada olsa bize söylerdin, değil mi?
Irias contar-nos se tivesses problemas, certo?
Goku, Başımız belada.
Goku, temos sarilhos! Vem... vem aí...
Dünya'nın başı büyük belada.
O mundo está em apuros.
Başımız azıcık belada mı?
Temos algum problema?
Başın büyük belada.
Vais ter um grande problema!
Tom, arkadaşlığımız üzerine yemin ettirdi ve bize başının belada olduğunu söylemedin bile.
Tom o fez jurar pela nossa amizade, e não foi capaz de dizer... que estava em apuros.
- Ne oldu? Başın belada mı?
- O que aconteceu?
Başımın büyük belada olduğunu anlıyorum.
Compreendo que estou metida num sarilho terrível.
Frank'in başı şimdiden belada.
O Frank já está com problemas.
Başım yeterince belada.
Já me meti em muitos problemas.
Başım belada, değil mi?
Estou tramado, não é?
Sanırım başım belada.
- Acho que estou metida em sarilhos.
Başım belada değil.
Não se passa nada.
- Benim... .. başım belada aşkım.
Estou em problemas, amor
Başın belada değilse, işini yapmıyorsun demektir.
Se não há sarilhos, não estamos a fazer o nosso trabalho.
Bu arabayı kim sürdüyse böyle bir kazaya neden olduğu için başı gerçekten belada, orası kesin.
O condutor teve imenso trabalho para fazer isto parecer um acidente.
Başınız büyük belada!
Vais arranjar grandes sarilhos!
Başı büyük belada.
Ele está mesmo metido em sarilhos.
Entübe etmeden enjekte edersiniz başınız büyük belada demektir.
Se alguém injectar isto sem estar entubado, terá um grande problema.
Senle başım belada, polisle belada.
Arranjo problemas contigo, com a polícia.
- Jane. Başının ne kadar belada olduğunu anladığını sanmıyorum.
Jane, acho que não entendeu o problema em que se envolveu.
Riley, başın belada mı? Bu her neyse yardım edebilirim.
Riley, estás com problemas?
Başımız belada!
Estamos em sarilhos!
Affedersin. Tüm küçük suları içtim diye başım belada zaten.
Desculpa, mas já estou em sarilhos com a central por beber aquelas águas.
Şaka yapıyor ama "erişte" diye bağırırsam başım belada demektir.
Ela está a brincar, mas se me ouvires gritar'macarrão', significa que estou em apuros.
- Daniel'in başının belada olduğunu söyledin.
Disse que o Daniel estava em sarilhos. Sim.
Başın büyük bir belada, Finn.
- E tem razão. Está metido num sarilho.
Öyleler. Onun başı benden daha büyük belada.
Ela arranjou mais problemas do que eu.
Annemin üstü olduğunu ve başımın belada olduğunu söyledi.
Disse-me que era o superior da minha mãe e que eu estava metida num grande sarilho.