English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Belediye

Belediye translate Portuguese

4,790 parallel translation
Belediye binasındaki hıyarlar hakkında da bir sözü var.
Também diz outra coisa sobre as poias na câmara municipal.
Şehrin yeni belediye başkanıyla konuştuğumu söylemeden edemeyeceğim. Ayrıca emniyet müdürü ve diğer gerekli partilerle de görüştüm.
Devo mencionar que já falei com o Presidente da Câmara, com o Chefe da Polícia e outras...
Şimdi belediye başkanı olmam gerek işte.
Agora tenho de ser a presidente da câmara.
Bırak da iyi bir şey yaptığını görsün. Belediye başkanlığı gibi.
Por isso mostra-lhe que consegues fazer coisas boas como Mayor.
Ve Starling Şehri belediye ofisinin verdiği görevleri dürüst bir şekilde yerine getireceğim.
E que cumpriréi fielmente as funções do cargo de prefeito de Starling City.
Ondan harika bir belediye başkanı olurdu.
Teria sido uma prefeita maravilhosa.
Ve onun belediye başkanı olmasının tek sebebinin Moira'nın öldürülmesi olduğunu fark ettim.
E veio-me á cabeça que a unica razão de ele ser prefeito agora é porque Moira foi assasinada.
Sonuçta artık belediye başkanı sensin.
Depois de tudo, agora es o prefeito.
Belediye başkanı oldun.
Ès o prefeito.
Slade bana belediye binasını vaat etti. Ve bunu yerine getirdi.
Slade prometeu-me o prefeito e cumpriu.
İnsanlarla dolu bir restoranda belediye başkanını mı bıçaklayacaksın?
Vais apunhalar o prefeito num restaurante cheio de gente?
Slade bana belediye binasını vaat etti.
Slade prometeu-me a Câmara Municipal, e ele cumpriu
Bu belediye başkanına kalmış.
Essa é uma decisão do Mayor.
! Ben Starling Şehri'nin belediye başkanıyım.
Sou o Mayor de Starling City,
Gerçekten de olan her şeyden sonra yaptığın şeyden sonra hâlâ belediye başkanı olmana izin verirler mi sanıyorsun?
Acreditas mesmo que... depois de tudo o que aconteceu, depois de tudo o que fizeste, te deixam continuar a ser Mayor?
Belediye binası yerle bir oldu.
A prefeitura está um caos.
Belediye Başkanı Kirk Caldwell'ın dediğine göre...
O Presidente da Câmara Kirk Caldwell diz...
Belediye üyesi James Hart'ın yeniden seçim kampanyası için bağış gecesi düzenliyorlarmış.
Estão a recolher fundos para a reeleição do Vereador James Hart.
Sanırım neden belediye üyesi Hart'ı hedef aldıklarını biliyorum.
Acho que sei porque é que o vereador é o alvo.
Belediye üyesi Mercy General'da iyileşiyor.
O vereador está a recuperar no hospital.
- Bu belediye üyesi Hart'la alakalı değildi.
- Isso não era sobre o Hart.
Ve ayı-köpek karışımı belediye başkanımız tarafından.
E o nosso Mayor que é um cão e urso.
Francis'le evlenmeye karar verdiğimiz gün belediye binasında beş saat beklemiştik.
Havia uma espera de cinco horas na Câmara Municipal no dia em que eu e o Francis decidimos casar.
Baban belediye başkanı olmadan önce belediyenin avukatlığını yapıyordu.
Antes de ser presidente, o teu pai era procurador.
Ya şimdiki belediye başkanı içerideyse ne olacak?
- E o presidente atual?
Belediye başkanına yaptığının aynını mı yapacaksın?
A mesma coisa que fizeste ao presidente?
Belediye Başkanı durumu fark etmişti.
O presidente descobriu.
Belediye başkanını bıçakladı.
Esfaqueou o presidente.
Bu belediye başkanı Ervin Delgado. Eski kasabanın eski başkanı. Bocana Caoba.
Este é o Presidente da Câmara Ervin Delgado, ex-Presidente da Câmara de uma ex-cidade, Bocana Caoba.
Bir belediye, New York kadar büyük... Kendi terörle mücadele birimini kuruyor.
Um município, mesmo sendo tão grande como Nova York, abrir a sua própria unidade de contra-terrorismo.
Bu arada, yarın akşam belediye başkanı bize geliyor, o yüzden...
Já agora, o presidente vem jantar a nossa casa, amanhã.
- Belediye Başkanlığı'nın özel isteği ile.
Pedido especial da Câmara Municipal.
- Belediye Başkanı için çalışmıyorum.
Não trabalho para o Presidente da Câmara.
Belediye ön kapıyı kapadı, bu yüzden millet barı kapalı zannediyor.
E agora a câmara bloqueou a entrada e todos pensam que fechámos.
Springfield belediye binası Spencer Tracy'nin "Meet Me At City Hall" filmi için inşa edilmiştir.
A Câmara Municipal de Springfield foi construída para o filme do Spencer Tracy : "Encontra-me na Câmara Municipal".
- Birinde seksi belediye başkanı olarak penceremden bakıp şehrin geleceğine karar veriyorum.
- Não quero saber. - Há uma em que sou um presidente sexy, a olhar pela janela, a decidir o futuro da minha cidade.
Belediye başkanı mı olacaksın?
Vais-te candidatar a presidente da Câmara?
Belediye binasında evsizler için hazırlanan bağış yemeğindeyim.
Estou aqui na Câmara Municipal, onde vão dar comida aos sem-abrigo.
belediye baskanligi icin latinlarin oylarini almaya basladiginda Yalanlarimi sevmeye baslicaksin.
Vais gostar das minhas mentiras quando elas te ajudarem a obter os votos dos latinos quando concorreres a Presidente da Câmara.
Eger hapse dusersem senin belediye baskani olamam zaten.
Não serei Presidente da Câmara se estiver presa, como tu.
Henry'nin tek bildiği senin belediye başkanı olduğun.
Tanto... tanto quanto o Henry sabe, és apenas a Sra. Presidente.
Balsille'nin belediye başkanı ile araları iyi,... bu yüzden, onların adamına soruşturma hakkında,... erişim izni veriyoruz.
O Balsille tem muita influencia com o Mayor, então temos de dar a este tipo acesso a investigação.
- Şuradaki belediye çukuru gibi kokuyor.
Aquele cheira a peido de bolonhesa.
Dr. Burnside belediye başkanı tarafından atanmış ve müfettişlerce onaylanmış bir politikacı.
O Dr. Burnside é um político nomeado pelo presidente, e aprovado pelos supervisores.
Her zaman hayalini kurduğun Belediye Başkanlığı, Adalet Bakanlığı.
O gabinete do presidente da câmara, a Procuradoria-geral... Tudo com o que sempre sonhaste.
Bana belediye başkanı olacağımı söylemiştin!
Disseste que seria prefeito!
Sizin gibi sorumluluğu üstüne alan erkeklere ihtiyacımız var. Özellikle de değişip duran belediye başkanlarını göz önüne aldığımızda.
Você comanda e nós precisamos mais disto, especialmente com este vai e vem de presidentes.
Sizin sorumluluğunuz altında skandallar yaşadık. Polis örtbasları ve iki ölü belediye başkanı. Müfettiş bize söyler misiniz ;
Sob a sua responsabilidade temos escândalos, casos abafados e dois presidentes mortos.
Bay Bélier, Lassay belediye seçimlerine aday olmaya karar verdiniz.
Sr. Bélier. O senhor candidatou-se à camara de Lassay.
- Sen belediye başkanı değilsin, Korra.
É mau. Não és o presidente, Korra.
Belediye başkanı seçimindeki başarını tebrik ederim Martin.
Parabéns pela vitória, Presidente Martin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]