Beyfendi translate Portuguese
181 parallel translation
Onun senin kızın olduğunu bana söylemeliydin, o zaman bende bir beyfendi gibi giderdim.
Devia ter-me dito que era a sua garota e partia como um cavalheiro.
Şimdi senden bir iyilik isteyeceğim. Bir beyfendi olarak.
Agora vou-te pedir um favor como um cavalheiro.
- Teşekkür ederim, beyfendi.
Obrigado, cavalheiros, obrigado.
Her nasılsa obez, şirin beyfendi yanında çalışmama müsaade edecek.
Aquela coisa obesa, aquele gracioso cavalheiro irá permitir-me continuar empregado porque é
Bu müze ve çiftlik hayvanları sergisinde oturan beyfendi iş yerine teşrif ettiklerinde kendisiyle konuşmak istediğimi söyler misiniz?
Querem dizer por favor ao cavalheiro que ocupa este museu e exibição de gado que eu gostaria de vê-lo quando resolver apresentar-se ao trabalho?
Beyfendi, arkadaşım, Bay J. Hardy Hempstead.
Este é o meu amigo, Sr. J. Hardy Hempstead.
Bu müze ve çiftlik hayvanları sergisinde oturan beyfendi iş yerine teşrif ettiklerinde kendisiyle konuşmak istediğimi söyler misiniz?
Querem dizer por favor ao cavalheiro que ocupa este museu e exibição de gado, que gostaria de vê-lo quando ele se resolver apresentar ao trabalho?
Bir beyfendi.
É um cavalheiro.
Zavallı bi kızcağızı rahatsız ediyosa böyle beyfendi olmaz olsun!
Ele näo é nenhum cavalheiro, näo é, meter-se com a pobre rapariga!
Meseleyi bu beyfendi çözsün.
Deixo isso com este cavalheiro aqui.
kim ona beni beyfendi yapmasını söyledi?
Quem lhe pediu para me tornar num cavalheiro?
Hayır beyfendi, sadece yavaşladınız.
Não, Sr, só abrandou.
Bir beyfendi, bir madende çalışıp, yeni bir damar keşfedemez.
Um cavalheiro que comprou uma mina esgotada e descobriu um novo veio.
Beyfendi, general için tekmele!
Senhor... um pontapé para o general.
Ama beyfendi umursadı mı?
Senhor, ele prosseguiu na mesma!
Biz de sizin beyfendi.
Igualmente, meu senhor.
Ve bir beyfendi olarak işi üç şartın altında kabul edip edemeyeceğinizi sorabilir miyim?
Mas se tem, como pôde um cavalheiro pedir-lhe para aceitar menos de três algarismos?
Buradaki beyfendi olmasaydı bunu çoktan yapmış olacaktın hatta.
E se não fosse este cavalheiro, teria sido bem sucedido.
Beyfendi?
- Obrigada, Evalina.
Fella Carne, yanındaki şu küçük şeytanın yardımıyla karısına şarjörü boşalttı. Yaşlı kadın bütün malları kendi adına yaptığından dolayı, beyfendi boşanmanın ona faydalı olmayacağını düşünüyordu.
Este gajo Carne decide matar a mulher em prol de uma relação que tinha mas como a mulher tinha muito dinheiro o divórcio não chegava
Beyfendi, çok güçlüyümdür.
Sou muito forte.
Bİr beyfendi ol, üç tane hot ve birde yatağın olacak.
Se for um cavalheiro, vai ter direito a três refeições e cama.
Beyfendi tüm parayla ayrıldı yine. Tanrım!
O patrão foi embora com todo o dinheiro, de novo.Meu Deus!
Beyfendi dedi sanmıştım.
Pareceu-me ouvir "senhor".
Beyfendi, kask takmalısınız.
Tem de usar capacete.
Beyfendi! Beyfendi!
Senhor... senhor!
Şu "beyfendi" kadınını biliyor musun?
Viu aquela velhota?
Bu mümkün değil, beyfendi. Aksine iddaya girerim.
Isso é impossível.
Buda mı doğru değil, Eyalet Savcısı Beyfendi, arkadaşınız Başpiskopos bu olup bitenle ilgili hiçbir şekilde mahkemeye çıkmayacaktı?
Também é verdade, Sr. Procurador, que resolveu, na época, que o seu amigo não seria julgado por nada daquilo?
İtalyan bir beyfendi, çok nazik.
Um cavalheiro italiano muito simpático.
Lütfen yerinize geçin, beyfendi.
Por favor, sente-se.
Beyfendi, yere inmek üzereyiz.
Meu senhor, estamos quase a aterrar.
Beyfendi, eldiveninizi düşürdünüz.
Senhor, deixou cair a luva.
Bu beyfendi kim Ahbap?
- Ela não se raptou.
- Bakınmak için iyi bir zaman mı, beyfendi?
- A querer festa, cavalheiro?
Beyfendi, biraz daha votka lütfen.
Queres vodca? Monsieur, nós podemos ter um pouco mais vodca?
Ve işte Connor'un mekanında tanıştığın beyfendi.
Este é o homem que encontraram nas águas-furtadas.
O Beyfendi'nin odası.
É o quarto do senhor.
Yılan beyfendi sabah otobüs durağında bekliyor olacak.
A Cobra terá que arrastrar-se até a parada do auto-carro pela manhã.
Ameliyattan sonra... - Beyfendi- -
Depois da operação- -
Onu ben de geberteceğim, beyfendi.
Eu também o espanco, senhor.
Beyfendi, sakin olun.
Senhor, tenha calma.
Sizce mutluluk nedir beyfendi?
Caro amigo, o que é a felicidade?
Sen önce zamanında öttür şu düdüğü! Üç dakika geç kaldı beyfendi.
- Chegou 3 minutos atrasado.
Hanfendi, beyfendi yemek yedi de hazır olacak.
Sir, madam, jantar às 7.
Profesör Willis bu içkiyi size şırada ki beyfendi yolladı.
Esta bebida é daquele homem ali.
A yani beyfendi demek istedim!
Quero dizer, "senhor, senhor".
Beyfendi!
Você aí...!
Affedersiniz beyfendi.
Desculpe.
- Tamam. Evet. Pembe gömlekli beyfendi.
O senhor com a camisa cor-de-rosa...
- Özür dilerim, beyfendi.
- Oh! Oh!