Beyim translate Portuguese
209 parallel translation
Amanın, beyim... Şeytani ruh yine iş başında!
Calma, Governador... isso tranquiliza os maus espíritos!
Beyim!
Chefe!
Buraya bakın beyim!
Atenção, chefe!
Young'da 150 sayfalık menü vardı. Evet beyim. 150 sayfa dolusu yemek.
O Young's tinha um cardápio de 150 páginas. 150 páginas de guloseimas.
Yemek için çok geç kaldınız beyim.
Chega muito tarde para jantar, senhor.
Beyim, burası kalsın.
Ah, aqui não, por favor.
Yüzün beyim, yüzün bir kitaptır. İçinde korkulu bir şeyler okuyabilir insan.
Teu rosto, meu barão... é como um livro onde os homens podem ler estranhas coisas.
Kral kalktı mı soylu beyim?
Está acordado o rei, valoroso barão?
Önemli değil beyim.
Foi simples, senhor.
Burası benim evim beyim.
Esta é a minha casa.
Bakın beyim.
Olhe, senhor.
Anladın mı, beyim?
Percebido?
Hoş geldiniz, güzel hekim ve saygıdeğer beyim.
Bem-vindo, bom médico e honrado senhor.
Henry beyim, efendim şimdi ne olacak?
E agora, Henry, meu senhor, que vai acontecer?
Beyim, neden söz ediyorsunuz?
Senhor... mas de que é que está você a falar?
Beyim, izin verir misiniz?
Senhor, importa-se?
Affedersin beyim. Halına balgam düştü.
Desculpe, sujei-lhe o tapete.
- Hadi uyan, beyim.
- Vamos, acorde.
Bu sensin beyim.
- É o próprio senhor, o dono do pub.
Beyim, sen iyice atıyorsun.
- O senhor é um homem desesperado.
- Kral kalktı mı değerli beyim?
- O rei está desperto, nobre cavaleiro?
Evet bayım. Malikanede çok sevilir beyim.
Sim, é extraordinariamente popular na verdade.
Hey, hey, beyim, burası kapalı.
- O estabelecimento está fechado.
Ve de ben, beyim.
E eu, meu marido.
Soruları sormak size düşer beyim.
Vamos lá, perguntem o que quiserem.
"Silahına davran, beyim!" dediğini duydum. Arkamı döndüm.
"Saca o revólver!" Voltei-me.
Cevap ver, beyim!
Uma resposta, Senhor!
Beyim, geri dönüyor.
Estão voltando! Senhor!
Bay Frodo beyim canımı yakmasına izin verme!
Sr. Frodo, não de ¡ xe ele me mavhuvar, senhor.
Tam olarak anlamadığım bir şeyler duydum. Bir düşman ve yüzükler hakkında ve elfler hakkında beyim.
Bem, ouv ¡ um avordo que não entend ¡ bem... sobre um ¡ n ¡ m ¡ go, ané ¡ s e sobre os Elfos, senhor.
Ben mi beyim? Ben Elfleri görmeye mi gideceğim?
Eu vou, senhor.
Telefon çalışmıyor beyim.
O telefone não funciona, senhor.
Umarım... bu sorunları aşmama yardımcı olursunuz, beyim.
Tenho certeza de que vai me ajudar a vencer meus obstáculos.
Beyim şöyle gelin
Mestre, por favor venha aqui.
Buyrun beyim
Por aqui por favor.
Üzgünüm beyim
Desculpe.
Beyim bakın
Jovem mestre olhe!
Beyim bence o kız... bize tuzak kuracak?
Jovem mestre, aquela rapariga... poderá ela estar-nos a levar para uma armadilha?
Afedersiniz beyim?
Se faz favor?
Beyim senin işin bitti.
Acabou-se.
Basit hizmetkarınız Zorn, beyim.
O seu humilde servo Zorn, meu Sr.
Herşey düşünüldüğü gibi, beyim.
Tudo corre como previsto, Sr.
Şuradan, kutsal beyim!
Por aqui, Sua Santidade!
Bir bölüğe bağlı bir beyim.
Sou gentil-homem de uma companhia.
Beyim, Alâaddin... Ne arzu ederdin...
Diz lá, quero ver Já tens o que pedir
- Ben artık peder beyim!
Eu sou Pai agora! Oh...
- Ben soylu bir beyim.
- Sou um gentil-homem.
Gelin, gelin beyim.
- Venha, patrão.
Beyim oturun
Mestre, por favor sente-se.
İçki alın beyim
Venha e beba alguma coisa.
Beyim senin işin bitti.
Acabou.