Bileğim translate Portuguese
269 parallel translation
- Bileğim.
- O meu tornozelo.
Bileğim.
O meu tornozelo.
Bileğim burkuldu. Sakın yürüme.
Estou bem, só torci o joelho.
Bileğim çok şişti, yürüyemem.
Tenho o tornozelo tão inchado, que não consigo andar.
Hem bileğim incindi hem kafam şişti.
Já torci o tornozelo e fiz um golpe na cabeça.
Ayak bileğim burkuldu.
Me dó o tornozelo, Eu o torci.
Kaydım, bileğim incindi.
Fiz-me uma entorse.
Bileğim!
Olha o meu pulso!
Bileğim, bileğim!
Ai, o meu tornozelo, o meu tornozelo!
Bileğim!
O meu tornozelo!
Takma kirpik ve bileğim için de bir bant almalıyım.
Tenho de arranjar umas pestanas e uma ligadura.
Bileğim de burkuldu.
O meu tornozelo partido.
Şimdi de cevizden, sağlam bir tutacak ve bileğim için bir kayış.
Um punho em nogueira e uma correia para o punho.
Hayır, inanılmaz değildim. Biliyorsun bileğim sorun çıkarıyor.
Sabe que o meu pé me incomoda.
Dikkat et, bileğim! Ayağım!
Cuidado com o meu pé!
Sanırım bileğim burkulmuş
Bem, acho que o meu tornozelo também não.
- Bileğim, yardım edin!
O meu tornozelo! Socorro!
Bileğim incindi. Üzerine basmak istemiyorum.
Dói-me o tornozelo e não quero andar.
- Bileğim zedeli ama arkadaşım oynar.
- Dói-me o pulso. O meu amigo joga.
Bileğim tamamen sakat.
Tenho o pulso frágil.
Bileğim beni öldürüyor.
Dói-me o tornozelo.
Bileğim burkuldu, hepsi o.
Torci o tornozelo, mais nada.
Belki de bileğim, ama boynum çok ağrıyor.
Talvez o meu pulso. E dói-me o pescoço.
Bileğim ağrıyor.
Doem-me os joanetes.
Bileğim havada kaldı.
Vou deixar o braço para cima.
Kayarken bileğim kırıldı.
Parti o tornozelo no skate.
Ah bacağım, ayağım, bileğim!
A minha perna! O meu tornozelo!
- Yalnızca bileğim.
- Apenas no tornozelo.
Ayak bileğim ısırık içinde.
Olha só! Tenho o tornozelo todo mordido.
Bileğim!
Com cuidado. O meu pulso!
Param yoktu, ayak bileğim kırıktı.
Sem dinheiro e o tornozelo partido.
Dengemi kaybettim, bileğim burkuldu.
Desequilibrei-me e torci o tornozelo.
Bileğim ne kadar ince.
Como é fino o meu pulso.
Bileğim.
O meu tornozelo!
- Basket oynarken bileğim burkuldu.
Torci o tornozelo a meter uns cestos.
- Kapıyı vurmadım! Çünkü bileğim ağrıyor
- Doi-me a mão de bater.
Sana söylüyorum, bileğim iyi.
A minha anca está bem.
- Seninle mi? Çok isterdim, ama yoruldum... ve bileğim ağrıyor, ve sanırım grip olacağım.
Adorava, mas estou um pouco cansado... e dói-me o pulso, e acho que estou a chocar uma gripe.
- Ah bileğim!
Ow! O meu tornozelo!
Bileğim burkuldu!
É um tornozelo torcido.
Bileğim iyileşmeye başladı.
O meu tornozelo já está melhor.
Köşeden dönerken takıldım ve bileğim burkuldu.
Tropecei no passeio e torci o pé.
Bunca zaman sonunda benim bileğim yazı yazmaktan çimento mikseri gibi ses çıkarmaya başladı.
Pois o meu pulso já parece uma misturadora de cimento.
- Ayak bileğim.
No tornozelo.
Galiba bileğim burkuldu.
- Estão todas bem? - Acho que torci o tornozelo.
Bileğim. Burası ve burası.
O tornozelo.
Bileğim.
O tornozelo.
Bileğim.
o Meu pulso.
- Neyin? Bileğim.
- A tua quê?
Bileğim acıyor.
Me dói o punho.
- Bileğim.
Meu tornozelo.