Bilgi translate Portuguese
19,394 parallel translation
Bize işi, stratejik bilgi toplamamız için verdiniz Bay Backland.
O senhor paga-nos para reunirmos informações estratégicas.
Muhammed, burada böyle yapmazlar. Onlara sadece bilgi verdim.
Eu só lhes dei a informação.
Sana gerçekten bilgi verebilecek birileriyle görüş.
Fala com alguém que te possa dar algumas.
- Ulusal Suç Bilgi Sistemi'ne yükle.
- Carrega-as para o NCIC.
Gördüğüm kadarıyla pek bir bilgi yok.
Até onde consigo ver, não há folclore sobre isto.
Sonra bilgi alırım.
Falamos do caso depois.
Matty'nin kaybolmasından iki ay sonra banka bu hesap konusunda bilgi verdi.
Porque dois meses depois de termos perdido o Matty, o banco ligou e falou-me sobre esta conta.
Çinliler hakkında bilgi ver. Belki o zaman benimle çalışabilirsin.
Passa as informações que tens do lado chinês e talvez eu te deixe trabalhar comigo.
Carlos bilgi vermekte başarıIı olursa vermiş olduğu ifadeyi dikkate alacağım.
Se a informação que o Carlos me der for verdadeira, vou assegurar-me que será considerado evidência pelo Estado.
"Töresel bilgi" mi?
"A tradição"?
Tabii bilgi değiş tokuşu yaparsan.
Só em troca de uma informação.
Yerel bir bilgi kaynağı buldum.
Adquiri um bem local.
Bay Barrymore, cinayet davasında bilgi saklarsanız bu soruşturmayı engelleme suçudur.
Ocultar informação é obstrução, Mr. Barrymore.
İHA'dan bilgi güncellemesi istiyorum.
A solicitar informação actualizada sobre o "drone".
Az bilgiyle fazla bilgi arasındaki dengeyi bulmaya çalışıyorlar.
Encontrar o equilíbrio certo entre informação insuficiente e demasiada informação.
Mary hakkında bilgi istiyorsun.
- Quereis informações sobre Maria.
Hayır. Ne sembol ne de katil hakkında bilgi veri tabanlarında yokmuş.
Não, o símbolo não está na base de dados deles nem o M.O.
Ev ziyaretçileri hakkında bir bilgi var mı?
Alguma informação acerca de visitas à casa?
Bir bilgi var mı, Prabhakar?
Alguma novidade, Prabhakar?
Yani Hull'ın şirketinde O'Neal'a bilgi sızdıran bir köstebek mi vardı?
Achas que alguém da empresa do Hull dava informações ao O'Neal?
- Bay Reem Derek O'Neal'a içeriden bilgi sızdırdığını itiraf etti.
Admitiu ter vendido informações confidenciais a Derek O'Neal.
İskân Müdürlüğündeki arkadaşım - önemli bir bilgi paylaşacakmış.
O meu amigo do Dep. de Construção tem informações importantes.
Bilgi saklasam bile, nasıl olsa öğrenirsin.
Caso eu esconda informações, você irá consegui-las mesmo assim.
Bununla ilgili bilgi verirsem ödül gibi bir şey alacak mıyım?
Uma recompensa por esta informação relevante?
Peki ya Amara'dan bilgi varsa?
Que tal uma actualização sobre a Amara?
Büyü ya da melekle ilgili bir bilgi olmalı.
Tem que haver alguma coisa no... no folclore da magia ou dos anjos.
Bilmemesi emri verilmeden önce ona bilgi vereceğimi söylemiştim.
Disse-lhe que o mantinha actualizado antes de saber que a ordem era que não devia ser actualizado.
J.J. emirlere uymayıp sana bilgi verdi ve gizlediğin bir şey var.
A JJ desobedeceu ordens ao falar contigo, e agora estás a esconder coisas.
Audrey Decody'ye gelecek olursak yerini henüz tespit edemedik ama elinizde yeni bilgi yoksa yanlış alarm olarak nitelendirmek zorundayım.
Agora... A Audrey Decody, Bem, ainda não a localizamos, mas a não ser que tenha alguma informação nova, estou inclinado a declarar isto como um falso alarme.
Tanrının diğer elleri ve Amara ile ilgili elimizde bilgi yok. Ayrıca Cass'i nasıl kurtaracağımızı da bilmiyoruz.
Não temos nada sobre mais outra Mão de Deus ou da Amara, e sabemos ainda menos sobre como salvar o Cass.
Bobby'nin günlüğünde yuvaya gittiğine dair bir bilgi yok.
O diário do Bobby não menciona que ele tenha entrado no ninho.
Sadece biraz daha bilgi edinmemiz gerekiyor.
Só precisamos de mais um bocadinho.
Ve Maggie ondan bilgi alabilecek miyim denememi istedi.
E a Maggie queria que eu descobrisse qualquer informação que pudesse dele.
RFID çipleri sadece bilgi depolar, o kadar.
Os chips RFID apenas guardam informação, só isso.
Bize bilgi verirseniz çok makbule geçer.
Se fizer o favor de nos dar informações, agradecíamos muito.
Dokunulmazlık istiyorsa bize doğru düzgün bilgi versin.
Se quer imunidade, é bom que nos conte uma história muito boa.
Planına katılmadan önce beni hapiste üç gece geçirmekle ilgili bilgi verebilirdin.
Podíeis ter-me falado das três noites na prisão antes de ter aceitado o vosso plano.
Andrea, bu bilgi kardeşinin katilini yakalamamıza yardımcı olabilir.
Andrea... esta informação pode-nos ajudar a descobrir quem matou o seu irmão.
Jeffrey Michener'ın intiharı hakkında detaylı bilgi beklerken AMT Haberleri, Asya'daki Amerikalı rehinelerin kurtarıldığı bilgisine ulaştı.
Enquanto aguardamos mais pormenores do aparente suicídio de Jeffrey Michener, a "AMT News" confirmou que os reféns americanos na Ásia foram resgatados.
Wu Ming'in korsanlara sattığı bilgi bu işte.
É a informação que o Wu Ming vende aos piratas.
Herhangi bir bilgi yardımcı olabilir.
Qualquer informação poderia ser útil.
Ondan bilgi almam gerekti.
Eu precisava de informações dele.
Size bilgi veririm.
Mantenho-te informado.
Doktor Bader'ın cinayeti hakkında yeni bilgi edindik.
Surgiram novas informações sobre o homicídio do Dr. Bader.
İçleri bilgi doludur.
Estão cheios de informações.
Neden Djibouti'de Tim hakkında bilgi tutsunlar ki?
Porque é que ia haver dados do Tim em Djibouti?
- Hassas Bölünmüş Bilgi mi?
Informação do Sector de Inteligência?
Bir müşteri için bilgi topluyorum.
Faço reconhecimento para uns clientes.
Bu kartlardan bilgi almak inanılmaz zordur.
A versão reduzida.
- Bulun. Başka bilgi edinemezseniz suç kayıtlarına bakın.
Vê se pelo menos conseguimos acusá-lo de danos corporais.
Asıl bilgi bu.
É esta a chave.