Bilmen gereken bir şey var translate Portuguese
523 parallel translation
- Bilmen gereken bir şey var, Bay Hutcheson.
- Só um pormenor, sr. Hutcheson.
Bilmen gereken bir şey Var mı, Yanki?
Há alguma coisa que queira Yank?
Bay Leeds, bilmen gereken bir şey var.
S.r Leeds, há uma coisa que precisa saber.
Yani, ben de senin kadar sabırsızım, ama bilmen gereken bir şey var.
Não, Kate, estou tão impaciente quanto você. Kate, precisa saber de uma coisa.
Ama bilmen gereken bir şey var ki o motor 2000 beygir gücünde ve çalıştırırsak senin yaptığın parçalarla birlikte hepimizi pervanesiyle doğrar.
Sua teoria está bem, mas entenda algo, senhor. Esse motor tem dois mil cavalos de força... e se fosse suficientemente tonto para acendê-lo... converteria seu pedaço de sucata em mil pedaços... e a hélice nos faria carne moida.
Ha, Şerif, onun hakkında bilmen gereken bir şey var.
Talvez tenha algo que precise saber sobre os Danbys.
Bilmen gereken bir şey var.
Deve saber mais uma coisa.
# Bilmen gereken bir şey var #
You only need to know Você só precisa saber
Bilmen gereken bir şey var.
Há algo que devia saber.
Bilmen gereken bir şey var, Caine.
Há algo que deves saber.
Madem ki artık hayatla yüzleşeceksin... bilmen gereken bir şey var.
Agora que você está saindo pro mundo... tem umas coisas que você deveria saber.
Will, bilmen gereken bir şey var.
Will, há algo que tu devias saber.
- Bilmen gereken bir şey var.
- Tenho de te dizer uma coisa.
Bilmen gereken bir şey var.
Há algo que deve saber.
- Bilmen gereken bir şey var.
- Há uma coisa que deves saber.
Bilmen gereken bir şey var.
Tenho uma coisa para te dizer.
Billy, bilmen gereken bir şey var.
Billy, há uma coisa que tens de saber.
Bu dünyaya veda öpücüğü vermeden önce bilmen gereken bir şey var.
Sabes, antes de te despedires deste mundo há algo que deves saber.
Sen kötü bir çocuk değilsin, ama benimle ilgili bilmen gereken bir şey var.
Olha, Al, tu não és má pessoa. Mas vamos aclarar algo sobre mim.
Margaret, Roman'ın parasıyla ilgili bilmen gereken bir şey var.
Margaret, acho que há algumas coisas que deve saber sobre o dinheiro do Roman.
- Bilmen gereken bir şey var.
- Precisas de saber uma coisa.
Bilmen gereken bir şey var.
Eu também devo lhes advertir algo.
- Bilmen gereken bir şey var.
- Convém que saiba um coisa.
Partinizi engellediğim için üzgünüm ama bilmen gereken bir şey var.
Achei que tu gostarias de saber imediatamente.
Bilmen gereken bir şey var, sana söylemem gereken bir şey.
Há uma coisa que tens de saber, uma coisa que tenho de te dizer.
Bilmen gereken bir şey var.
Há uma coisa que tens de saber.
Liz ile dans ediyorum. - Bilmen gereken bir şey var.
Há algo que deves saber sobre o passado.
Bilmen gereken bir şey var. Avery... oldukça saygındı.
Acho que devias saber que o Avery foi muito decente.
- Anne, bilmen gereken bir şey var.
- Mãe, precisa saber.
Quark, bilmen gereken bir şey var. Çok geç kaldın.
Quark, há uma coisa que devia saber.
Bilmen gereken bir şey var ama hoşuna gitmeyecek.
Há algo que deve saber, mas que não ira gostar.
Ama Bay Garibaldi'ye söylemeden önce bilmen gereken bir şey var.
Mas antes de dizer ao Sr. Garibaldi, há algo que deve saber.
Dinle, bilmen gereken bir şey var.
Ouve, há uma coisa que deves ficar a saber.
- Bilmen gereken bir şey var. - Nedir?
- Há uma coisa que tem de saber.
Bilmen gereken bir şey var.
Tenho aqui uma coisa que acho que devias saber.
Mary, bilmen gereken bir şey var.
Há uma coisa que quero que saibas.
Carol Ann, Vida hakkında bilmen gereken bir şey var, mami.
Carol Ann, temos de contar-lhe algo sobre a Vida, filha.
Peter, onunla ilgili bilmen gereken bir şey var.
Há uma coisa que tens de saber acerca dela, Peter.
Büyücü hakkında bilmen gereken bir şey var. Polislerden nefret eder. Yani konuşma kısmını bana bırak, tamam mı?
Tem uma coisa que precisa saber sobre o Warlock, ele odeia policiais... odeia mesmo, então, deixe que eu converse com ele.
Yatıya kalma işinden önce bilmen gereken bir şey var.
Antes de entrarmos numa de passar a noite há uma coisa que deves ficar a saber.
- Bilmen gereken bir şey var.
- Há uma coisa que deverias saber.
Anne, benim hakkımda bilmen gereken bir şey var.
Mãe, há uma coisa que deves saber sobre mim.
Kaptan, bilmen gereken bir şey var.
Capitão há algo que tem de saber.
Oh, bu arada bilmen gereken bir şey var.
Oh, e há uma coisa que você deveria saber.
Ama bilmen gereken bir şey daha var : Katilin adı.
Mas há mais uma coisa que quer saber : o nome do assassino.
Sanırım bilmen gereken bir şey daha var.
Acho que há mais uma coisa que devia saber.
Bilmen gereken bir şey daha var, Dan.
Há mais uma coisa que tens que saber, Dan.
Daha ileri gitmeden, bilmen gereken önemli bir şey var.
Antes de prosseguirmos, há algo importante que deve saber.
Bilmen gereken bir şey var?
Sabes uma coisa?
- Bilmen gereken bir şey daha var.
- Há uma coisa que deve saber.
Hiçbir şey istemem. Lucy, bilmen gereken bir şey var.
Lucy, tenho de lhe dizer uma coisa.