Binlerce translate Portuguese
7,328 parallel translation
Eğer bu adamı ortadan kaldırırsam, binlerce hatta milyonlarca insanda ölecek. Sen...
Se tiver este homem morto, milhares, se não milhões, vão morrer.
Yüzlerce, binlerce insan Başkan Salvadore Allende'yi desteklemek için Santiago, Şili sokaklarına döküldü.
Centenas de milhares de pessoas estão a sair às ruas do Santiago do Chile em apoio do Presidente Salvador Allende.
"Paul Schafer, çocuklara cinsel istismarda bulunmak ve başka suçlardan binlerce şikayet nedeniyle 33 yıl hapse mahkum edildi."
Paul Shaffer foi condenado a 33 anos de prisão e milhares de crimes de pedofelia e outros crimes.
Iskaladın kardeşim patlayıp binlerce parçaya ayrılmak bunu gerektiriyor sanırım.
Ficaste lento, irmão, mas suponho que ser explodido tenha esse efeito.
Bunun dışında yapmam gereken binlerce şey var.
Há mil sítios onde preferia ir.
Yüzlerce, binlerce insanın ölmesine göz mü yumacaktın?
Estavas a arriscar centenas, talvez milhares de vidas?
Felicity, nanotekle aşıyı yayamazsam şehirdeki binlerce insan ölür.
Ele precisa da tua ajuda. Se não conseguir pôr a nanotecnologia a dispersar a vacina, milhares de pessoas morrerão.
Senin aksine, ben bu dünyadan ayrıldığımda binlerce adam yasımı tutacak.
Ao contrário de ti, milhares de homens honrados chorarão a minha morte quando eu deixar este mundo.
Tetiği çekmeden önce bu yükü omuzlarımda binlerce yıl taşırım.
Vivi durante anos com este peso nos ombros, antes de puxar este gatilho.
Sean'ın uçağını kaybolduğu yerden binlerce kilometre uzakta bulduk.
Encontramos o avião do Sean a muito quilómetros de distância de onde era suposto ter desaparecido.
Kuşlar, her gün binlerce salyangoz yer.
As aves comem milhares de caracóis todos os dias.
Binlerce insan ölebilir.
Milhares de pessoas podem morrer.
Sean'ın uçağı kaybolduğu yerden binlerce mil ötede bulundu.
Encontramos o avião do Sean a muito quilómetros de distância de onde era suposto ter desaparecido.
Binlerce erkek tuvaletlerini temizlerken bir kadının göğüslerini görmek için kayda değer paralar ödemeye hazır.
Existem milhares de homens que pagavam para ver os peitos da mulher, enquanto ela limpa a sua casa de banho.
Belki de binlerce.
Talvez milhares.
Tek soru şu, tasarıyı kasırga bizi vurmadan önce imzalayacak mısınız, yoksa binlerce kişi öldükten sonra yasalaşmasını mı izleyeceksiniz.
A única questão é saber se assina antes desse furacão atingir ou se vai ficar a vê-la tornar-se lei após milhares terem morrido.
FEMA tahliye edilen binlerce kişinin evlerine dönmelerine yardım ediyor.
A FEMA assiste milhares de evacuados a voltar para casa.
Roma yoluna dizilmiş binlerce kafir gibi boynuzlu çarmıha mı çivileteceksin?
Pregado numa cruz na estrada, como milhares de hereges no caminho para Roma?
Halkımız ve ticaret bize sermaye sağlayarak geleceğimizi yüzlerce şehri ve binlerce savaşı yapmamıza olanak sağlar.
A sua gente e o seu comércio serão as bases do nosso futuro e financiarão mil guerras, cem palácios.
Şato ve dış binaları yeniletmek için bir işçi ordusu gönderecek. Kutlamalara gelecek binlerce misafire hazır olacaksınız.
Enviará um exército de construtores para transformar e reconstruir o castelo e os anexos, de modo a receber os milhares de convidados que virão celebrar.
Başka kime binlerce mesaj bıraktın ki?
Deixaste-me mil mensagens.
Karaborsada bunlar binlerce dolara satılıyor.
Os órgãos custam centenas ou milhares de dólares.
Cal Da Kralının çemberinde binlerce insan var. Ve konuşmalar yüklü değil.
Existem mil pessoas no círculo do Cal Da King e as conversas não ficam gravadas.
İçki alınacak binlerce mekân var.
- Milhares de sítios vendem álcool!
- Sonra da binlerce parçaya ayrıldı!
E depois partiu-se em bocadinhos!
Binlerce yıl süren evrimin bir anda gerçekleştiğini hayal et.
Imagina mil anos de evolução a ocorrerem instantaneamente.
Bu binlerce yıldır gerçekleşmeyen bir durum.
Isso não acontece há milhares de anos.
Ultron'un binlerce insanı öldürmesini engelleyen bir adamla tartışmak oldukça zor bir durum.
É difícil discutir com o homem que impediu Ultron de matar milhares de pessoas.
Ama bizler birbirimize bağlıyız. Binlerce yıl öncesine dayanan bir geçmişimiz var.
Mas nós estamos unidos, uma história com milhares de anos!
Time Meydanına olan olası bir saldırı felaketle sonuçlanabilirdi ve duyduğum kadarıyla binlerce insanın hayatını kurtarmışsın.
Um ataque a Times Square poderia ter sido uma calamidade. E aquilo que ouvi dizer foi que salvou milhares de vidas.
Mesajlaşmadan ve uydudaki binlerce kanalı izlemekten fazlasını ister.
Consomem muito tempo a enviar sms... e milhares de canais nos satélites.
- Binlerce sayfa var...
Bom, há milhares e milhares de páginas e eu...
Bu oyun binlerce binlerce yıl önce bulunmuş.
Estou a dizer que foi inventado há muitos milhares de anos atrás.
Binlerce isim var burada.
Centenas de nomes.
Yani, binlerce hayat kurtardı resmen.
Já salvou milhares de vidas.
Şehrin yarısı, binlerce ev su altında kalacak.
Metade da cidade vai estar sobre água, milhares de casas.
Binlerce insanın hayatını kurtarabilirsiniz, Eğer bu aramayı yaparsanız.
Pode salvar milhares de vidas se fizer apenas esta chamada.
Bunu daha önce binlerce defa - - Git!
- Já fizeste isto mil vezes...
Binlerce düşman onunla mücadele etmek için sıçrayacak.
Milhares de rivais vão desafiá-lo.
Sonsuz senaryo toplantıları... prodüksiyona yüz binlerce dolara mal oluyordu.
Conversas intermináveis sobre o guião, custando fortunas à produção.
Psikanalistlere binlerce, ama binlerce dolar harcadım. Hiçbir şey yapmadılar. Sadece beynine parçalar koyuyorlar.
Gastei milhares de dólares em psicanalistas, que não fazem mais nada senão enfiar-nos alicates e chaves de parafusos no cérebro.
Oğluma karşı beslediğin sevgi bunun binlerce katını düşünebilir misin?
O amor que sente pelo seu filho, consegue imaginá-lo multiplicado mil vezes?
Binlerce masum insanın hayatını tehlikeye atıyorsunuz.
Está a colocar milhares de vidas inocentes em risco.
Otuz saat sürüyor, binlerce oyuncu var.
São 30 horas. Com um elenco de milhares.
Nasıl bir şey sıradan bir insanı her akşam eve gidip kendi çocuklarını öperek iyi akşamlar dilerken yüz binlerce çocuğu ölüme gönderebilecek biri haline dönüştürebilir?
O que transformou este homem comum, em alguém capaz de mandar centenas e milhares de crianças para a sua morte, enquanto ia para casa todas as noites e dava um beijo de boa noite aos seus próprios filhos?
Binlerce.
Milhares.
Şüphesiz ki binlerce.
Sem dúvida, milhares.
Kimsenin karizmatik, gizemli bir Güçlü'yle arasında bağlantı kuramayacağı binlerce faili meçhul ölüm ve kayıp insan vakası.
Milhares de mortes por esclarecer, pessoas desaparecidas que ninguém pensou em associar ao carismático e misterioso Poderoso Wolfe.
Napoli'den tek kuvvet ilerleyeceğiz. Sonra on binlerce askerle Roma'yı kuşatacağız.
Vamos mover como uma só força até Nápoles, e com uma miríade de elementos, cercaremos Roma.
Bu sokaklardan binlerce kez geçtim.
Andei nestas ruas montes de vezes.
Ve kariyerim için sana binlerce yolda teşekkür ettim.
E já te agradeci de várias formas por aquilo que fizeste pela minha carreira, mas, este relatório?