Birer birer translate Portuguese
6,806 parallel translation
Birileri İntikamcılar'ı birer birer etkisiz hâle getiriyor.
Alguém está a derrotar os Avengers um por um.
" Canavarların hepsi bir daha görülmemek üzere, birer birer kitaba geri döndü.
Um por um, os monstros voltaram a desaparecer nas páginas do livro. Para nunca mais serem vistos de novo. Fim.
Ben saydırırken mermileri düşeceksiniz birer birer
Quando eu disparar, veremos quem cai
Ve birkaç hafta gibi kısa bir zamanda buradan birer asker olarak ayrılacaksınız.
E dentro de poucas semanas, sairão como soldados.
Köyünden hiç ayrılmamış zavallı halkları kandırmada birer ustayız.
Sedutoras daquele pobre povo que nunca deixa o seu pedaço de terra.
Hepimizi daha iyi birer İntikamcı yapacaksın.
Tornas-nos a todos melhores Avengers.
Küçük bir yere gürültülü birer davul ve amfi koyarlardı ve insanlar dans edip oynaşırlardı.
Colocava-se um amplificador e uma bateria num recinto pequeno, e faziam as pessoas dançar e roçar.
Sadece birer askeriz.
E nada mais.
Kasabaya gidip birer kahve içmeye ne dersin?
Que tal irmos até à cidade beber um café?
-... değiştirdi? - Evet. Illinois Güvenlik Komisyonunda birer yer aldıktan sonra.
Depois de entrarem para a Comissão de Segurança do Illinois.
Bana yardım et de annenle sana birer dondurmalı kemik alalım.
Dá-me uma mão. Vamos buscar um gelado em forma de osso à tua mãe.
İkinizin boğazına birer tane koymuş.
Ela pôs uma... Em cada uma das vossas gargantas.
Bu odaların birer kasa olduğunu bilmeliyim.
Preciso saber que estas salas são um cofre.
Tarihin diğer tarafında unutulmuş birer kelimelerdi sadece.
Os seus ecos perderam-se no outro lado da História.
- Birer tane tepsi alın.
- Peguem num tabuleiro.
Aynen bizim de birer heteroseksüel olarak programlandığımız gibi.
Tal como tu foste programado para ser heterossexual.
Çünkü çocuklar birer makine değildir Peabody.
Porque crianças não são máquinas, Peabody.
Onlar birer şempanze değil.
Eles não são um bando de macacos.
- Çocuklarınız birer hippi olacaklar.
Vais tornar os teus filhos numa cambada de hippies.
Bütün bu noktaların hepsi birer uydu.
Estes pontos todos são satélites.
Tecrübelerime göre Winter Hill itlerinin hepsi yalancı birer piç.
Porque na minha experiência, os imbecis de Winter Hill são uns estupores vira-casacas.
Sizler ve eğitimsiz zavallı kafalarınız birer hiç olursunuz.
Vocês e a vossa mente inculta não serão nada.
Baylar birer kadeh daha ister misiniz yoksa sodalı su
Querem outra rodada, ou chegaram ao limite
Birer içki için çocuklar.
Tomem uma bebida, rapazes.
Birer aptal olmak.
Vamos ser idiotas juntos.
Bizler için birer planının olduğunu biliyorum ama o kazara hasta oldu. Bence kendisi iyi bir insan.
Eu sei que deves ter um plano para nós, mas ele está doente devido a um erro e acho provavelmente que seja boa pessoa.
Belki bu üniformaların içinde koca birer kalasa benziyoruz.
E então? Talvez pareçamos uns totós com estes uniformes.
Belki okuldaki herkes için koca birer şakayız.
E talvez sejamos uma grande piada para todos lá na escola.
Ama bu gece, onları gerçek birer izci gibi kurtaracağız.
Mas esta noite, vamos mostrar-lhes o que é ser um escuteiro a sério.
Gerçek birer erkek olabilmeleri için burada onları çalıştırıyorum.
Estou aqui para treiná-los para que cresçam e sejam homens.
Burada 25 kişisiniz ve 23'ünüz alakasız birer yaşam sürecek.
Dos 25 rapazes aqui sentados hoje, 23 terão vidas totalmente inconsequentes.
Buradakiler birer ruh hastası ve bana sorarsanız sondalar ne kadar derine girerse, o kadar iyi.
Essa gente é maníaca e, no que me diz respeito, quanto mais enfiadas as sondas, melhor.
Her birinize birer tane.
Um para cada um de vocês.
Alınacak canlar birer kayıp olmayacak.
Como as almas, que em breve serão tiradas deles.
Aksine muazzam birer kazanç olacak.
Não se irá verificar uma perda, mas sim um tremendo ganho!
İnançların hepsi lanet birer kostüm partisinden ibaret.
Tudo é religião. É um baile de máscaras.
Basit birer taşralısınız. Cinci hoca değilsiniz.
És um zé-ninguém da cidade, não o Padre Merrin.
Zaferimizden sonraki demokrasinin önemli birer parçası olacaksınız.
Serão uma peça fulcral da democracia que seguirá a vitória.
Gerçek birer yaşam elde edemiyoruz çünkü hiçbir şansımız yok.
As nossas vidas não eram reais, porque não tínhamos por onde escolher.
Sistemi değiştirmeye karar verdim. O normal iki insanı birer hamam böceğine çeviren sistemi.
Para alterar um sistema que levou duas pessoas decentes a transformarem-se em baratas.
Ve herkese birer iPod!
E iPods para toda agente!
Gönderdiği sorunlara sadece katlanmak zorunda değilizdir onları birer lütuf olarak görmeliyiz.
Nós não existimos apenas para suportar pacientemente os problemas que nos envia. Temos que os ver como presentes.
Onları birer lanet olası kahraman olarak görürdü.
Achava os estupores uns heróis.
" Eğer Hunter'ın sözlerine kalbinizi açarsanız.. .. bu sözlerin adeta birer yaralı lanetler olduğunu.. .. anlamanız uzun sür.. sür.. sürmiyecektir.
" Abra o coração para as palavras de Hunter e vai reconhecer que essas foram sempre magoadas impre... impre...
Birer içki içelim.
Dá para tomar uma bebida.
Birer kadeh bir şeyler içmek için ön odaya gelmek ister misin?
Importas-te de vir à sala da frente para um copo de qualquer coisa? Mereceste-o.
Ya da hepsi birer sıradan talihsizliktir.
Ou podem ser só uma série de acidentes ocasionais.
Her gruptan birer şey almalısın. Çiğnemeliği hep en sona saklarım.
Tens de comer um artigo de cada grupo de comida, e eu guardo sempre o meu duro para o fim.
Sanki sen beyaz atlı prensisin de kızım ve ben birer kurbağayız.
Como se fosses um príncipe encantado e eu e ela fôssemos um par de sapos malditos.
Bütün negatif duygular yas, öfke, depresyon, sadece birer kimyasal reaksiyon.
Todas essas emoções negativas, tristeza, raiva, depressão, são só reacções químicas.
Birbirlerine iyi birer eş olamadılar ama çok iyi dosttular.
Muito mais amigos do que eram como marido e mulher.