Birisi translate Portuguese
34,188 parallel translation
Sahibi Troy Spooner adında birisi.
O dono é o Troy Spooner.
Müvekkiliniz, süregelen bir soruşturmada şüpheli birisi.
- O seu cliente é suspeito numa investigação que está a decorrer.
Onlardan birisi o da.
Ele é um deles.
Evet, birisi burada işleri yürütüyor ve garantisini veriyorum bu Troy Spooner değil.
Alguém aqui puxa os cordelinhos e garanto-te que não é o Troy Spooner.
İkinizden birisi de olur.
Qualquer um serve.
Görünüşe göre Frank'in deposunda büyük bir soygun olmuş ve birisi fena yaralanmış.
Aparentemente, houve um grande assalto no armazém do Frank, e alguém ficou gravemente ferido.
Birisi seni sınıra götürecek.
Levam-na até à fronteira e a sua filha estará lá.
Birisi seni sınıra götürecek. Kızın da orada olacak.
Levam-na até à fronteira e a sua filha estará lá.
Birisi pistte öldüğü zaman onlara ne diyeceksiniz?
O que lhes diz quando alguém morre na pista? Nada.
Sanırım birisi, yaşIı kadınların aşağıya yukarıya yiyecek taşıması için motorsikletlere sepet eklemeli
Bem, alguém tem de fazer motas com sidecar para que as velhinhas possam levar as compras.
Birisi mühendisliğin sınırlarını zorluyor birisi, satıcıların daha büyük ve hızlı yeni makinemizi satmasına izin veriyor ve birisi fevkalade yarış ekibimizin kurtarma ekibimizin yol içinde ve dışında zor koşullarda uzman kontrolünü göstermesine izin veriyor.
Uma que leva mais longe os limites da engenharia, uma que permite aos nossos comerciantes venderem as nossas novas máquinas maiores e mais rápidas, e que permite a nossa grande equipa de corrida, a Wrecking Crew, demonstrar um contro hábil em circunstâncias extremas dentro e fora da pista!
Bilmiyorum. Belki birisi Travis hakkında onlara bilgi uçurmuştur.
- Desculpa.
Başkalarıyla görüşmeye başladım. Görüştüğüm birisi var.
Que ando a sair com outras pessoas.
Burada birisi var.
Está aqui alguém.
Ama hiç fark etmez, birisi sorarsa bu bizim kendi aramızda.
Mas não importa porque se alguém perguntar, é a tua piada privada.
Birisi burayı tıkladığında senin resimlerine giden bir bağlantı çıkıyor.
OK, então se alguém clicar aqui, acede a um link para os teus quadros.
Adam disiplini ve titizliğiyle ün yapmış birisi.
- Ele é demasiado certinho.
Birisi elektrikle öldürmek için yatağa elektrik akımı vermiş
Alguém armadilhou a cama para ele ser electrocutado.
Birisi mangal mı yapıyor?
Alguém está a fazer churrasco?
Eğer Zantium Laboratuarında seni öldürmeye çalışan birisi varsa, Seni oraya götürmekle bu dünyadaki en berbat polis olurum.
Se há alguém do laboratório a tentar mata-lo, eu seria o pior dos polícias se o levasse até lá.
Buradaki insanlar ondan bir nevi nefret ederler, fakat, bilmiyorum, Bence gerçekten komik ve eğlenceli birisi.
Algumas pessoas aqui odeiam-no, mas, não sei, acho-o divertido.
Bak, aa, eğer bu laboratuarda Bir şey almak isteseydin Ve bu aldığınla birisi süper kahramana dönüşseydi,
Se tivesse que escolher algo neste laboratório que pudesse transformar alguém em super-herói, o que seria?
Alan'ın arabasının etrafında takılan birisi vardı, Fakat bizim geldiğimizi görünce gözden kayboldu.
Alguém estava a por algo no carro do Alan mas fugiu quando nos viu.
Sizin şirketinizden birisi mi?
Foi alguém da sua empresa?
New York Polisi seni koruyabilir, Ve gerçelten birisi seni öldürmeye çalışıyorsa, Dışarıda tek başına olmak yerine burada
A polícia pode protegê-lo, se alguém está a tentar mata-lo, está mais seguro connosco do que lá fora, sozinho.
Fakat benim şirketimden birisi değil.
Mas não é ninguém da minha empresa.
İki kere seni birisi öldürmeye çalıştı.
Tentaram matá-lo duas vezes.
Stajyeriniz oldukça sakar birisi.
O seu assistente é muito desastrado.
Zantium Laboratuarından birisi beni öldürmeye çalışıyor!
Alguém na Zantium está a tentar
Zantium Laboratuarından birisi seni öldürmeye çalışıyor!
- matar-me. - Mata-lo.
Beni öldürmeye çalışan adam muhtemelen odur. Çok tehlikeli birisi olabilir.
Deve ser a pessoa que está a tentar matar-me.
Kafasını yaralanamaz, zarar görmeyen birisi olduğuna dair deli saçması fikirlerle doldurdum, Ve şimdi, süper kahraman Icarus, Güneşe çok yakın uçtu.
Enchi-lhe a cabeça com ideias loucas sobre ser invulnerável, e depois, como um Ícaro super-herói, ele voou demasiado perto do sol.
Bağlantılarının içinde Doğu Almanya'daki Kitle İmha Silahları Programından birisi var ve uzmanlığı da radyoaktif silahlar.
Os contactos dele incluem um homem no programa ADM na Alemanha Oriental, e a especialidade dele era armamento radioactivo.
Birisi TX-14 sunucusuna erişiyor.
Alguém está a aceder ao servidor TX-14.
"Ya birisi onu incitecek ya da o birini incitecek."
Ou magoa alguém ou alguém o magoa a ele. "
Sanırım birisi ilk kez Yarasa Mağarası'na girdiğinde böyle hissediyor.
Deve ser isto que sentimos ao entrar na Batcaverna.
- Adamı tanırım. Pek komik birisi değildir.
Não é assim tão engraçado.
Bu onlardan birisi. Petrol tankerlerinin ve ticaret gemilerinin kullandığı rota.
Esta... é utilizada por petroleiros e navios comerciais.
- Birisi dükkânı almak istiyor.
Alguém quer comprar a loja.
Birisi dükkanı satın almak istiyor.
Alguém quer comprar a loja.
Ama birisi için kazanılmış hak olmadan olma ihtimalinin tek yolu içeri alınması.
Mas a única maneira de haver uma hipótese disso acontecer é alguém sem interesses pessoais vir investigar.
Birisi bunun için bir uygulama yapmalı.
Alguém devia inventar uma aplicação para isso.
Birisi onları gece yarısından sonra tımarhaneye gitmeleri için gazlardı.
Alguém os teria desafiado a ir ao manicómio depois da meia-noite.
Birisi seni incitmeye çalıştıysa, polis...
Se alguém tentou magoar-te, a Polícia...
Evet birisi 16 yaşındaki kardeşimdi.
Sim, bem, um deles era um miúdo de 16 anos, e que era o meu irmão.
Birisi "Saygısızlık etmek istemem" dediklerinde genelde saygısızlık etmek üzerelerdir, Kaptan.
Geralmente, quando alguém diz "com o devido respeito", essa pessoa está prestes a mostrar falta de respeito, Capitão.
Castro'da konuşma yaptığın o gece nihayet birisi dünyayı benim gördüğüm gibi görebiliyor dedim.
Na noite em que falou no Castro, vi que finalmente alguém partilhava da minha visão do mundo.
Pekala, konuşmam gereken birisi geldi.
Chegou uma pessoa com quem tenho mesmo de falar.
Birisi şu lanet telefona cevap verebilir mi?
Alguém pode atender o raio do telefone?
Pekala, umarım artık barışçıl birisi olduğundan dolayı içindeki ramboyu kaybetmemişsindir.
Espero que ainda saibas jogar, agora que és um pacificador.
Katilimiz yöntemi olan soğuk kanlı birisi.
O nosso suspeito é um assassino metódico e insensível.