Bitcoin translate Portuguese
50 parallel translation
Midillilerdeki kötü şans, Bitcoin'deki daha kötü şans ve karton şirketine yaptığım büyük yatırım bu hale getirdi.
Só é preciso um pouco de azar nos pôneis, e ainda mais azar no mercado de Bitcon, altos investimentos numa empresa de paginação em falência.
- Nasıl? Açıkla. Yasal para hisselerinde dalgalanma yarattım ve parayı sanal paraya sonra da elektronik para birimine çevirdim.
- Usei um processador de pagamento para converter a moeda em eCash e bitcoin.
Karaborsa Çarşısı sadece Bitcoin kabul ediyor, sanal para birimi.
O site só aceita Bitcoins, uma moeda virtual.
Bitcoin olarak 100 milyon dolarım var.
Tenho 100 milhões, em Bitcoins.
Ya da bitcoin'e.
Ou dinheiro virtual.
Para BitCoin formatında.
- O dinheiro está em bitcoins.
Online takvimler, wifi üzerinden aramalar parayı nakite çevirebildiğiniz bitcoin denen şeyle ödemek bile.
Calendários "online", chamadas wi-fi, até pagamentos por essa coisa chamada "bitcoin", onde se pode converter em dinheiro.
- Bitcoin sürücün var mı?
Drive de bitcoins...
Belki Bitcoin'e gireriz.
Talvez entrar no Bitcoin.
Sanal para.
Bitcoin... Pois.
Kim Bitcoin'in bu kadar kullanışlı olacağını bilebilir ki?
Quem diria que o "Bitcoin" seria útil?
- Bitcoin'le ödeme yaptığınızı biliyoruz.
Sabemos que lhes pagou com "bitcoins".
Bize Babylon bitcoin hesabını verirsen belki bizde bölge savıcısıyla konuşuruz.
Dê-nos a carteira de "bitcoins" do "Babylon" e talvez, eu fale com o Procurador sobre um acordo.
Eski Bitcoin donanımımda platformu çalıştırmayı denemiştim ya?
Tentei correr a plataforma no meu antigo equipamento de bitcoin.
Tamam, sanal para hesabını, banka hesabına bağlaman gerekecek. Milyonda bir ihtimalle takip edilebilir.
Bem, tens de conectar a tua conta bitcoin à conta bancária e existe uma hipótese muito ínfima que possa ser localizado.
- Gerisi sanal para hesabında.
O resto está numa conta bitcoin. - Bitcoin?
Borsa piyasası oldukça değişken ama şu anda 97.267 dolar ve 31 sent sanal para hesabında.
O mercado tem estado instável. Mas, neste momento, tem 97.267 dólares e 31 cêntimos na sua conta bitcoin.
Bitcoin.
Bitcoin.
Savunma Bakanlığının yardımı ile Dark Web'de Blockchain'deki Bitcoin kullanımını takip ederek kullanıcı adına ulaşabilirim.
Eu consegui o nome de utilizador com o Indexador Automático da DARPA, ou consigo seguir o histórico do uso de Bitcoins.
Bitcoin'den ödeme aldıysa, bunu asla izleyemez, asla emin olamazdık.
Se ela foi paga com Bitcoins, não podemos verificar, nunca teremos a certeza.
Panama'daki bir banka hesabında 5 milyon dolarlık bitcoin var... -... ve kaynağı size dayanıyor.
Há 5 milhões em bitcoins numa conta no Panamá que ligamos até si.
Tamam, Bitcoin'in takip edilemediğini anladım ama yine de...
Sim, entendo que as Bitcoin sejam indetectáveis mas deve haver...
Bitcoin'i kullanan herhangi biri yapmış olabilir.
Quem o fez usou Bitcoins.
- Dün itibarıyla, tabii bu sefer çeyrek milyon doları 72 saat içinde bitcoin olarak almazlarsa Merkez Bankası'nı kapatmakla tehdit ediyorlar.
- Como o de ontem, só que agora estão a ameaçar desligar o Banco Central se não receberem 250 mil em bitcoin's nas próximas 72 horas.
Bitcoin cüzdanını kurucular çeşmesine getirin.
Leva os bitcoin's para a fonte do fundador.
Bitcoin'in dünyada büyük ses getireceğini ilk farkedenlerden birisiymiş.
Ele foi um dos primeiros tipos a perceber que o Bitcoin seria um grande negócio.
Bu ailenin geleceği için bütçe yapmanın daha iyi bir yolunu acilen bulmamız gerek. - "Bitcoin."
Temos mesmo de arranjar uma maneira melhor de poupar para o futuro desta família.
Fidyenin bitcoin ile ödenmesini istemişler.
Eles exigiram que o resgate fosse pago em Bitcoin.
Aynı anonim e-posta sunucusu, aynı bitcoin adresi.
O mesmo servidor anónimo para o e-mail, o mesmo endereço para o bitcoin.
Burada 400.000 dolar değerinde bitcoin var.
Agora, aqui tem mais ou menos 400,000 dólares em bitcoin.
Bu benim bitcoin hesap adresim.
Este é o endereço da minha carteira de Bitcoins.
- Bitcoin hesap adresim.
- A minha carteira de Bitcoins.
Bitcoin de kabul ediyoruz.
Aceitamos agora Bitcoins.
Bitcoin cüzdanlarını boşaltmaya devam ediyorlar. Ve sunucu sonlanıp duruyor, nasıl durduracağımı bilmiyorum.
Continuam a esvaziar as carteiras Bitcoin e o servidor continua a ir abaixo.
Siteyi açtığımızdan beri Bitcoin girişinin iki katına çıktığını söylüyor.
Diz que a entrada de Bitcoins dobrou desde que reabrimos.
Cüzdanımda 800 Bitcoin vardı.
Tinha 800 Bitcoins na minha carteira.
Doğru bir prototip üretebileceğim güvenli bir ağ kurmama yeter. O parayla daha fazla yatırımcı çekebilirim.
Isto da criptomoeda da Bitcoin, andei a ler sobre isso, e, se me permite, o seu sucesso parece bastante...
Kulağa ilginç geliyor, ancak kafamda bir soru var, tüm bu Bitcoin, gizli para birimi şeyleriyle alakalı.
Pense nas empresas cinematográficas. Não quiseram adaptar-se à era digital.
Ve Bitcoin yayılıyor.
A Bitcoin está a alastrar.
Bitcoin egemen olursa hepimiz cehennem gibi bir dünyada yaşarız.
Se a Bitcoin toma o controle, vamos todos estar num inferno.
Onu kaybedemeyiz.
Bitcoin para venda. Não podemos perdê-lo.
Bitcoin transferin hiç gelmedi.
A sua transferência da Bitcoin nunca chegou.
Bunu, izlenemez bir hesaba aktarmıştır, sonra gemilerin masrafını ödemek için Bitcoin ağını ayarlamıştır.
Smoll. Tê-lo-ia transferido para uma conta segura e arranjaria maneira de a transferência da Bitcoin pagar os navios.
- Bitcoin sürücüsüymüş.
Não tenho aqui muito.
Bitcoin ofisinin kayıtlarında yüz tanıma sisteminden buldum.
Consegui o reconhecimento facial numa máquina de dinheiro.
- Ne?
- Bitcoin.
Bitcoin gibi diğer eşdeğer sistemlerle nasıl bir farkı var?
E aqui é que está a questão.
Bitcoin?
O pessoal diz sempre que o dinheiro corrompe as pessoas.
Bitcoin var. Bitcoin satıyoruz.
Temos Bitcoin aqui.
Bitcoin satıyoruz.
Bitcoin para venda.