Blt translate Portuguese
36 parallel translation
Hey, Vinny! Vinny, bana sandeviç al. BLT.hardallı mayonezsiz.
Traz-me uma sanduíche de bacon, alface e tomate, com mostarda.
Güzel, BLT alabilirmiyim? Veya onun gibi bir şey...
Pronto, uma bacon, alface e tomate.
BLT.
BLT.
"BLT"?
"BLT"?
Tamam BLT, görelim bakalım bu numarayı hatırlayabilecek misin.
Tudo bem, BLT. Vamos ver se lembra desse truque?
Vanilyalı dondurma, iki ton balıklı BLT,
Frapê de baunilha, 2 "BAT" de atum.
Ton balıklı BLT nedir?
- Para Quem?
- Bobby, 2 Blt alabilirmiyim?
- Bobby, dás-me dois BLT's?
* BLT'deki L gibi ortada kaldım.
Estou encurralada como a alface numa sandes de bacon, alface e tomate.
Pekala, büyük haber. Ama bunu BLT olarak saklayın.
Muito bem, notícias enormes, mas que isto não saia da BLT.
Soya etli BLT güzeldir.
O tempeh com bacon, tomate e alface é bom.
Domuz etli Sandiviç ( blt * ) ve et suyu sosu.
Uma BLT ( sanduíche de bacon, alface e tomate ) e batatas fritas com molho.
Sen domuz etli sandiviç isterken, sana köfte getiren birine.
Alguém que te vai trazer rolo de carne quando pediste explicitamente uma BLT e batatas fritas com molho.
Nasıl olurda seni... şu an mutlu edecek olan, bir domuz etli sandivici ve et suyu sosunu berbat etme cüreti gösterir.
E como se atreve a negar-te a única coisa que querias, que far-te-ia feliz neste momento. Uma BLT e batatas fritas com molho.
Afedersiniz, bayım, fakat ben bir domuz etli sandiviç ve et suyu sosu sipariş etmiştim, ve müşteri her zaman haklıdır...
Peço desculpa, senhor, mas pedi uma BLT e batatas fritas com molho, E como cliente, tenho sempre razão, por isso...
Biraz öğle yemeğine ne dersin? BLT nasıl? ( Jambon, marul, domatesli sandviç )
Quer almoçar uma sanduíche de bacon, alface e tomate?
Sıradan bir BLT'den bahsetmiyorum.
E não é a sanduíche tradicional.
Sana kare domatesli bir BLT yapacağım.
Vou fazer-lhe uma quadrada.
PMD * sandviç alacağım. Pastırma ve TP'li.
Acho que vou pedir o BLT, menos o B, mais o PQ.
- Ama bu PMD değil.
- O que foi? - Isso não é um BLT.
PMD, pastırmalı tost ekmeği ayrıca turşu ve peyniri olan.
É um BLT, menos o Bacon, mais o Pickles e Queijo.
PMD sipariş etmenin mantığı burada zaten. Kısaltma kullanarak "PMD istiyorum" dersin.
Acho que a graça de pedires um BLT é dizeres "Vou querer um BLT", só pela simplicidade disso.
Kurabiyenin "ku" su kunduzdan mı geliyor ki?
Uma BLT onde o B ( Beaver ) significa castor?
BLT, lütfen.
- Bacon, por favor.
Blt ve PBJ'i de unutma, olur mu?
Não te esqueças do BLT e PBNJ, ASAP
Şimdi de hindi jambonu koymuşlar.
Se colocares com esse BLT de peru.
Akşam yemeğinde senin en sevdiğin BLT üçlüsünü yemezsen, neurotransmitterlerin çalışmayacak. *
Os teus neurotransmissores não vão funcionar sem a tua sanduíche favorita de bacon, do snack-bar.
25 yıldır, BMD'yi ben buldum sanıyordum.
Durante 25 anos, convenci-me que tinha inventado o "BLT".
Şuna bakar mısın? - Menüde karışık sandviç var.
Reparem nisto, eles têm uma sanduíche BLT no quadro.
Karışık sandviçi kötü yapmak zordur.
É difícil estragar uma sanduíche BLT.
- BLT'ye mi haber verdin?
- Pediste reforços? - Não tive tempo.
Bomboş caddelerin ve jambonlu sandviç sırası beklememenin keyfini sürdükten sonra.
Depois de termos desfrutado das estradas sem trânsito, e do facto de não termos que esperar por uma mesa no "BLT", na próxima semana.
BLT aromasıyla uğraşıyorum şu anda.
Estou a trabalhar num sabor BLT neste momento.
BLT diye kakaladığınız bu mu yani?
Isto é um "self-service"? Onde é que está a empregada?
BLT sandviç istiyorum ben.
Quero uma BLT.
Canım karışık sandviç istedi.
Precisava mesmo de uma com bacon, alface e tomate ( BLT ).