Boka translate Portuguese
1,813 parallel translation
Çünkü her hâlükârda boka battım.
De qualquer das formas, estou tramado.
Evine gidebilecek olsan bile boka batmış vaziyettesin.
Se algum dia voltares para casa, vais estar em maus lençóis.
Olur da ezik, satılmış biri olursan git kendini bir uçurumdan at. Çünkü başka bir boka yaramazsın. Bir de...
Se te tiveres tornado um vendido empresarial, atira-te de um penhasco, porque não vales nada e eu sou um tipo cheio de pinta.
Sana söylüyorum tüm dünya, katıksız boka dönüşmek üzere.
Digo-te, este mundo está a tornar-se numa porcaria.
Soğuk Savaş Rus askerlerinin şu kutu için birbirlerini öldürmelerini anlıyorum ama, 3 doktor bu boka nasıl bulaşmışlar?
Até entendo alguns russos da Guerra Fria matarem-se por causa daquela caixa mas como é que três doutorados são apanhados nisto tudo?
Sen sebep olmasaydın, şu an bu boka bulaşmış olmayacaktık.
Estamos metidos nesta merda por tua causa.
Boka batmış haldeyiz.
Estamos bem enterrados em cocó!
Burada boka batmaktan bahsediyorum.
Isso seria extremamente grave.
Senin de bildiğin gibi Avustralya yapılan işler burada bir boka yaramaz.
Sabe tão bem quanto eu que se o fizer na Austrália não lhe vale de nada.
Bir bok değilsin sen. Doktorlar seni kucağıma verdiğinde bir boka benzemediğini biliyordum sen sırıtıyor musun bakayım?
No dia em os médicos te puseram no meu colo, soube que não eras boa coisa e estás com esse sorriso na tromba?
Seni boka batıran da o olacak zaten.
É isso que te vai lixar.
Sinyal büyük boka falan batmış gibi burada, ama cinayet falan filan dedi.
A recepção aqui é uma bela merda, mas ele falou duns homicídios.
Burasının hela gibi kokmasını sağlamak dışında yapışkanınızın bir boka yaramaması sizin suçunuz yani.
Por outras palavras, a culpa é nossa que esta mistura vossa não está a fazer nada. Excepto fazer com que este sítio cheire como o interior de uma retrete.
Benim kadar boka batmışsın sen de.
Estás tão lixado como eu.
- Hey, şu boka bak hele.
- Ei, olha para esta merda.
- İşlerin tamamen boka gitmesi ne zaman oldu?
- Quando foi tudo à merda?
- Her şey boka gitmedi...
- Não foi tudo à merda...
Boka battık!
Que fantochada!
Tamamen boka batmış vaziyetteyiz. Buna yeni Watergate skandalı diyorlar, Jack! Gece haberlerine çıkacağız.
Chamam-nos "O Novo Watergate", vamos aparecer no noticiário da noite!
Boğazımıza kadar boka battık, Jack!
Estamos completamente na merda.
Büyük boka bulaşmış durumdasın.
Isso passa das marcas.
Neden? "diye sordum. " Albümümüzü dinlemiş ve bir boka benzemediğini söyledi. " dedi.
"Ele fez uma análise ao nosso album e disse que era uma merda."
Boka battım ben.
Estou lixado.
Ta en başından boka batmıştım.
Já estava tramado desde o princípio.
Boka battın, değil mi?
Isso é mau, não é?
Rapor etmezsem işler boka sarar, bu sefer ben hapse girerim!
Se não ligar e correr mal, eu vou para a prisão!
Boka sarmayacak, tamam mı?
Não vai correr mal, OK?
Sağlam boka batmış durumdasın, değil mi Bay Haznedar?
Tem uma tempestade de merda em mãos, não é, Sr. Tesoureiro?
- Seni seviyorum Phil ama planların bir boka yaramıyor!
- Amo-te, Phil, mas os teus planos são os piores!
Doğru olanı yaptığını düşünebilir ama esasen boka basmış durumda ve ağzına kadar pisliğin içinde.
Ele pode pensar que está a fazer a coisa certa, mas realmente, ele tem o pé coberto de merda de cão e está-lhe até ao pescoço.
Resim hocam bir keresinde eğer annen baban çalışmanı beğeniyorsa çalışman bir boka yaramaz derdi.
Um professor dizia-me... "Se os seus pais gostam do seu trabalho, então é uma merda".
Herhalde polis olduğunuzu biliyordu. Bu tür boka intikam boku denir.
Acho que ele sabia que eram polícias, porque isto foi cagado devido aos nervos.
Sloganları : "Stiff değilse, bir boka yaramaz."
O lema deles é "Se não é a Stiff, não vale nada!"
- biliyormusun boka benziyorsun...
Sabes que estás horrorosa?
Boka batmış çocuğumu tutuyorum.
Ainda estou a cagar, a segurar numa criança coberta de merda.
Geçici iş bulan kurumdan da kovuldum ve her şey boka sarmaya başladı.
E acabaram por me despedir. Ficou tudo uma merda.
Sen de benim kadar boka batmadın mı sanki?
Acha que a tua merda não tresanda tanto quanto a minha?
Affedersin, ota boka morali bozulur zaten.
Desculpa, chateia-se por tudo e por nada.
- Kocaman bir boka benziyor.
- Parece um coco gigante.
Özgürlükmüş. Devamını sağlayacak para olmadıktan sonra bir boka yaramaz Varro.
A liberdade, não vale nada sem dinheiro para a manter, Varro.
Ama gördüğün gibi benim sikim de seninkiyle aynı boka batmış vaziyette.
Mas cá estou eu ao teu lado, de pila mergulhada na mesma merda.
Taşaklarına kadar boka batmış durumdasın. Sura'yı geri kazanma planının parçası mı bu da?
Então, estar enterrado em lixo até aos tomates faz parte do teu plano para recuperares Sura?
- Fakat işler boka sardı.
Mas a situação complicou-se.
Daha senin kadar boka batmadım.
Não estou no negócio da humilhação.
Çocuk daha küçük olduğu için iç organları bir boka deymezmiş,..
As entranhas não valem a ponta dum corno, pois ainda são verdes
Bir boka benzemiyor.
Uma trampa.
Bu boka ihtiyacım yok.
Não preciso desta merda!
Boka battım.
Estou na merda.
Bir boka yaramamış.
Não resultou.
Bu boka midilli gibi bineceğim.
Vou montar esta merda como um pónei.
Konuklarımız dövüşün dengeli olduğuna inanmalı iyi niyet boka dönüşmesin diye. Onu öldürmemeli.
Não o pode matar.