Borden translate Portuguese
233 parallel translation
Belki beni hatırlıyorsunuzdur. Bir duruşmada sizin için tanıklık yapmıştım. Evet, hatırlıyorum.
Lembra-se que testemunhei para si na partilha do testamento Borden?
Demek buradaydın Maude Teyze.
Então estavas aí, Runtie Borden.
Simonson, Borden ve Santini firmasının büyük ortağı.
Sócio principal na Simonson, Borden e Santini.
# Lizzie Borden aldı eline baltayı ve indirdi annesine 40 darbeyi.
Luize Bournet matou sua mãe com 40 machadadas.
- Tamam. Borden, sakin ol.
Borden, acalma-te.
Borden, LPCl'nin devreye girdiği an beni uyar.
Borden, diz-me exactamente quando o LPCI começar a funcionar.
Borden, biraz su örneği al ve sağlık analizine gönder.
Borden, recolhe umas amostras da agua para analise sanitaria.
Cinayet kurbanım olacaksın, Bart okulumuzun düzenlediği Lizzie Borden oyununda.
Vais ser a vítima de um assassinato, Bart. Na peça da escola "Lizzie Borden".
Lizzie Borden.
Lizzie Borden.
Kim? - Ben Lizzie Borden'ım.
- De Lizzie Borden.
Bilirsiniz, Lizzie Borden :
Sabe, Lizzie Borden.
Lizzie Borden'ı duymuş muydun?
Lembras-te da Lizzie Borden?
Uzak dur lezbiyen.
Para trás, Lezzy Borden.
Lizzie Borden da öyleydi ve annesi Mezunlar Derneği'nin başkanı değil.
A Lizzie Borden também era... mas a mãe dela não era Presidente - da Associação das Antigas Alunas.
Lizzie Borden, baltalı katil ;
Lizzie Borden, a assassina do machado ;
- Lizzie Borden.
- Lizzie Borden.
Bu gerçekten Lizzie Borden'ın baltası mı? Evet.
Isto é mesmo o machado da Lizzy Borden's?
Şimdi bize neler yapabileceğini göster.
Muito bem, Borden. Agora sai da frente e deixa-me mostrar como se faz isto.
Bordan, Zeke Borden.
Borden, Zeke Borden.
Bugün buraya Bay Borden isminde birisi geldi mi?
Algum sr. Borden foi admitido aqui hoje?
Bay Borden'in akrabası mısınız?
Banks. - É parente do sr. Borden?
Mr. Borden beklenmeyen bir reaksyon gösterdi. Ona ağrı kesici verdik.
O sr. Borden teve uma reacção aos analgésicos que lhe demos.
Borden, Zeke.
Borden, Zeke.
Borden'di gördüğüm, Bay Angier'in boğuluşunu seyrediyordu.
Era o Borden, a ver o Sr. Angier afogar-se.
Borden tankı kapağın altına yerleştirmiş olmalı.
O Borden deve tê-lo colocado por baixo do alçapão depois disso.
Fakat Alfred Borden'in hayatı söz konusu.
Mas a vida de Alfred Borden oscila nesse equilíbrio.
Ona Borden'in ancak onu diğer mahkumlarla bırakırsam yok olabileceğini söyledim.
Eu disse-lhe que a única forma de o Borden desaparecer é deixando-o aí fora com os outros presos.
Ben sizin sırrınızı istiyorum Bay Borden.
Quero o seu segredo, Sr. Borden.
Yolculuğumdaki son durak Colorado bile olsa, Borden'in sırlarını açıklığa kavuşturmak uzun zaman alacak.
Mesmo que o Colorado seja o fim da minha viagem, levará muito mais tempo a descobrir o resto dos segredos do Borden
Borden'in 3 Nisan 1897 tarihli yazısı Orpheum Tiyatrosu'ndaki bir gösteriyi anlatıyor.
O diário do Borden no dia 3 de Abril de 1897 descreve um espectáculo no Orpheum Theatre
- Yanlış! Madem Bay Borden başyapıtını yaratmış,... sahnelemeye de hazır olmalı!
Se o Sr. Borden inventou a sua obra-prima, então está preparado para a fazer.
Milton bir gösteri adamı, ama Borden haklı! Elini kirletmeye niyeti yok!
Milton é um verdadeiro showman, mas o Borden tem razão ele não vai sujar as mãos.
- Borden, adam olmaz dedi!
- Borden, ele disse não.
Borden bir görüşte anladı.
O Borden viu logo. Mas eu não consegui perceber.
Borden sihirbazlığın özünü bir tek kendisi biliyormuşçasına yazmış.
Borden escreve como se só ele entendesse o significado da magia.
Yemek için teşekkürler Bay Borden.
Bem, obrigada pelo almoço, Sr. Borden.
Ne istiyorsun Borden?
O que queres, Borden?
Hangi düğümü attın Borden?
Que nó deste, Borden?
Alfred Borden ve egzotik düğüm repertuarını bilen biri.
Alguém que conhece o Alfred Borden e seu repertório de nós exóticos.
Borden, çabuk buraya gel!
Borden, volta aqui!
Borden ödeştiğinizi düşünürse eğer...
Ele diz que se o Borden pensa que vocês estão quites...
Borden hiçbir şey olmamışçasına arzuladığı hayatı yaşıyor,... bir de bana bak!
O Borden anda por aí a viver a vida que quis, como se nada tivesse acontecido, e olha para mim.
- Borden'in nasıl yaptığını bilmiyorum.
- Não sei como ele o faz.
Borden'in numarası ses getirmeye başladı.
O truque do Borden já começa a ser conhecido.
Borden numarasına Yer Değiştiren Adam diyor.
O Borden chama ao dele o Homem Transportado.
Borden'in numarası bizimkiyle kıyaslanamaz bile.
O truque do Borden não se compara com o nosso. Ele não tem estilo.
- Bay Borden.
- Sr. Borden.
Borden hemen karşımızda gösteriye çıkıyor.
Cutter, o Borden está a actuar do outro lado da rua.
Borden şovuna başlayana kadar devam edelim sonrasında aşama aşama kaldırırız.
Continuamos Com o truque até o Borden abrir e depois aos poucos retiramo-lo.
Borden onu nasıl buldu anlayamıyorum.
Não sei como o Borden o descobriu.
Yönteminizi yazın Bay Borden, tüm detaylarıyla.
Escreva o seu método, Sr. Borden, descreva-o em pormenor.