Brat translate Portuguese
37 parallel translation
Gel bakalım, Auto-brat.
Vem cá abaixo, Auto-minhoca.
Canım, O'Hare'da ki trafik inanılmazdı bu akşam.
BRINQUEDOS HAPPY BRAT Vocês estão muito alegres.
- Ulan, seni var ya... Hemen şimdi bana gerçeği söylemezsen, düğünü iptal ederim.
Brat, eu vou... A não ser que me diga a verdade agora, eu vou cancelar o casamento. Agora.
- Ve bu da şey olmalı, uh, Brat.
- E este deve ser o...
- Bart.
Brat. - Bart.
Düzeltme yapma, Brat.
Não corrijas o homem, Brat.
"Brat ve Punk bölümünden Uluslar Arası Protokol Müsteşarı."
Subsecretário Protocolo Internacional, Divisão dos Pirralhos e Rufias.
Eller yukarı, Yumurcak Kız!
Tira as mãos, Brat-girl!
Ayrıca herkesi partiden kaçıracaksın sonra kendini de attıracaksın Ve senin yapabileceğin tek şey de bu olacak.
Tu também pois o "brat" em "bratwurst." E o "eew" em "jujitsu." E o "ismo" em "isto é só um mecanismo de defesa."
Kendilerine "Veletler Kuşağı" mı diyor bunlar?
Que nome é que deram a si mesmos? "The brat pack"?
Eğer abimin tam bir "şaka" olduğunu düşünüyorsan, benim için ne düşünürsün ki?
- Ako misliš da mi je brat kreten, koliko bolje možeš misliti o meni?
O yazdığı "Brat" mıydı?
Foi "Brat"?
Sosisli ister misin?
Queres um brat?
Dünyadaki en iyi sosisli.
O melhor brat que vais conseguir no mundo todo.
Ama Quahoglular için güzel bir haber var. Olivia Fuller "Brat Wraps" çocuk kıyafetleri mağazasının açılışı için Quahog alışveriş merkezinde olacak.
Mas vai haver uma pequena aparição para os cidadãos locais, uma vez que Miss Fuler vai aparecer no centro... comercial local este fim de semana... para a grande inauguração da nova loja de roupa para crianças.
En sonunda da, Darnell doğru aracı kullanabilsin diye Brat'ı sattı.
E finalmente, ela vendeu o Brat, para que o Darnell tivesse o transporte ideal enquanto ela estivesse fora.
Brat'la 60'a vurduğunda, aletin şaftı kayıyor.
E o Brat começa a passar-se quando chega aos 60 km / h.
Joy'un Brat'ı satmasının sebebi ise, daha rahat bagajı olan bir arabaya ihtiyacı olmasıydı.
E a razão de ter vendido o Brat foi porque precisava de um carro com uma mala confortável.
Küçük bir velet beni ısırdı...
Little brat me mordeu...
Joy, yağ koydum dememiş miydin sen?
Joy, pensei que tinhas dito que tinhas posto óleo no Brat.
Anasının kuzusu, bozulmuş.
A mom's dream has been shattered. Mama's boy is a spoilt brat. Mama's boy is a spoilt brat.
Anasının kuzusu, bozulmuş.
There wasn't any need for them anymore. Mama's boy is a spoilt brat. Mama's boy is a spoilt brat.
Anasının kuzusu, bozulmuş. Çeviren :
Mama's boy is a spoilt brat.
Tüm olanaksızlıklara rağmen Joy Darnell'i hastaneye götürmek için yaratıcı bir yöntem bulmuştu.
Com o Brat ( carro ) sem comissão, a Joy tinha de encontrar uma maneira mais criativa para levar o Darnell ao hospital.
- Pekâla... Kırmızı, beyaz ve mavi bir arabayı çalmak, Amerkan bayrağına tükürmek gibidir.
Está bem, mas roubar um Brat vermelho, branco e azul é como cuspir na bandeira americana.
Hayır, sen onu dün alsaydın silahlı çatışma olurdu. Bu da, blender'da karıştırılmış birisine benzerdi.
Não, se tivesses isso ontem, haveria um tiroteio, desse lado do Brat ia parecer que alguém ligou um liquidificador.
O yazdığı "Brat" mıydı?
Foi "Brat"? Eu espantei-o daqui... o Matt... Sim.
Brat Pack'in hangi üyesisin?
Qual dos Brat Pack és tu?
- Ben General Brat.
- Fala o General Bratt.
Brat.
Mitra.
Bayan Yaramaz Şımarık!
Ms. Brat Notorious!
Sucuk Bira'ya hoşgeldiniz. Domuz sucuğunun en hakisinin olduğu yer.
Bem-vindos ao Brat e Biers, onde as salsichas são do melhor.
Sucuk Bira'ya hoşgeldiniz. En hakiki domuz sucuklarımızın olduğu yer.
Bem-vindos ao Brat e Biers, onde as nossas salsichas são do melhor.
Anaokulundan beri Da Brat gibi giyiniyorum.
Visto-me como a Da Brat desde o infantário.
Acaba tekme atmayı bırakmanız mümkün mü aptal, çürük çocuklar!
Brat.
Oğlun...
Mama's boy is a spoilt brat.