Bruno translate Portuguese
1,291 parallel translation
Bruno müşterileri bulmaktan Paul ise malı rock yıldızlarına teslim etmekten ve kazandığı parayla kokain çekmekten sorumlu.
E por fim, vamos para a casa do Paul. Éramos uma família. Bruno e eu assaltávamos e o Paul cuidava de nós.
Bruno artık bir yetişkinsin.
Bruno agora tens dezoito anos!
Şerefe. Bruno'ya.
Ao Bruno.
Bruno.
Bruno!
Beni öldürmek mi istiyorsun Bruno ha?
Agora ele não sabe se me mata ou se me beija. Não é querido?
Bruno.
- Bruno! - É o que vou fazer.
Seni seviyorum Bruno.
Amo-te, Bruno.
Paul ve Bruno gibi mı?
Paul e Bruno?
Hayır onlar bana iyi davrandılar.
Não, Paul e Bruno foram ser bons comigo.
Selam Bruno.
- Olá, Bruno. - Olá, Bê.
Selam.
Alan, este é o Bruno.
Alan bu Bruno.
Bruno, Alan....
Bruno bu Alan. Demek Bruno sensin.
- Prazer em conhecer.
Bu son olacak Bruno.
É a última vez, Bruno.
Bruno tam bir aptalsın.
Podias ter avisado. O John é bom.
Arabada kalman gerekiyordu.
Bruno, era suposto ficares no carro.
Bruno bana başının Frank'le belada olduğunu söyledi.
O Bruno disse-me que estas metidos em sarilhos com o Frank.
Bruno.
Bruno.
Bruno, nereye gidiyorsun?
Bruno, para onde vás?
O hiçbir yere gitmiyor Bruno.
Não à deixarei ir para nenhum lado, Bruno.
Bu, Bruno'yu son görüşümdü.
Foi a ultima vez que vi o Bruno.
Dharma, eğer Edward'ın küçük kız kaprislerine izin verseydim barbeküde patates kızartır ve San Bruno'da berber olarak çalışırdı.
Dharma, se deixasse o Edward seguir a vontade dele ele alimentar-se-ia de batatas fritas e seria cabeleireiro em San Bruno.
Ali Bruno'ya kat bitkisi getirmişti.
Ali trazia-lhe, qat.
Affedersin, Bruno.
Desculpa, Bruno.
Bruno Massera. Nasılsın?
É o Bruno Massera, como estás?
Buna inanamıyorum.
Que foi, Bruno?
- Bruno'yu iyi tanır mısın?
Conhece bem o Bruno?
Sen ne alırsın?
Acompanhas-me, Bruno?
Bruno ile bağlantısı ne ki?
Que tem isso a ver com o Bruno?
- Lütfen Bruno, kapat şunu.
- Por favor, desligue.
Görüşürüz Bruno. Kendine iyi bak.
Bom, adeus Bruno, tem cuidado contigo.
Bruno Anselmo, 1990 doğumlu, Irak'ta askermiş, ordudan onursuz ihraç edilmiş.
Que surpresa. Bruno Anselmo, nascido em 1990, serviu no Iraque, foi expulso por desonra,
- Bruno'nun kız arkadaşı.
A namorada do Bruno.
Bruno benimle gelsin.
Bruno vem comigo.
Sonrisa, sen profesyonellikten yoksun olduğun için beni çağırmak zorunda kaldı Bruno.
Sonrisa teve que me chamar porque te falta profissionalismo, Bruno.
Yetkililer, katilin 32 yaşındaki Bruno Anselmo olduğunu belirtti...
As autoridades identificaram o assassino como Bruno Anselmo de 32 anos...
Bruno Goergen asansör boşluğuna düştü.
Bruno Goergen caiu ao poço do elevador.
Bruno Gergan'in ölümünden dolayi geldin.
Veio pela morte do Bruno Goergan.
Dedektif Bruno Goergen ; Mahkûmiyet Tarihi 15 Mart 2000, yasadışı silah bulundurmak ve satmak, birinci dereceden cinayet.
Bruno Goergan, condenado em 15 de março de 2000, por posse ilegal e venda de armas de fogo, e homicídio em primeiro grau.
Bruno Gergan cinayetini araştıran cinayet polisi.
Polícia de homicídios investigando o assassinato do Bruno Goergan.
Bruno Gergan hakkında bir şey bilmiyorum,
Não sei nada do Bruno Goergan,
Dosyaya göre sen ve Leroy Tidd spor salonunda Bruno Gergan'la çekişme yaşamışsınız.
Segundo os arquivos, Leroy Tidd e você tiveram uma briga com o Bruno Goergan no ginásio.
- Bruno Gergan'ı öldürdüm.
- Eu assassinei ao Bruno Goergan.
Bruno Gergan cinayeti nedeniyle
A detenção do Det.
Dedektif Basil'in tutuklanması gizli narkotik operasyonlarına açıkça bir son verdi, en azından şimdilik.
Basil pelo homicídio do Bruno Goergan obviamente pôs fim à operação encoberta de Narcóticos, ao menos no momento.
Soneji, Richard Bruno Hauptmann'ın son sözlerini tekrarlamış.
O Soneji estava a citar as derradeiras palavras de Richard Bruno Hauptmann.
Bruno Hauptmann tutuklandığında bu olay "Asrın Olayı" olarak nitelendirildi.
Após a detenção de Bruno Hauptmann, o caso ficou conhecido como "O Crime do Século".
O Bruno.
É o Bruno.
Tanrım.
- Fodas, Bruno.
Demek yükseklere tırmanıyorsun.
Subiste na vida, Bruno?
Bruno Forestier.
Bruno Forestier.