English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Bucket

Bucket translate Portuguese

128 parallel translation
- Charlie Bucket?
- Charlie Bucket?
% 10'un yarısı kadar fazla, bu da yüzde 15 eder. Charlie Bucket!
Dez mais metade, faz 15º / o. Charlie Bucket!
Charlie Bucket.
Charlie Bucket.
Suds Bucket gece kulübüne.
A um café de estrada chamado Suds Bucket.
SUDS BUCKET
SUDS BUCKET
Ondan sonra herkes Chum Bucket'tan yemek yiyecek ve dünyayı ben yöneteceğim!
E então toda a gente irá comer no Balde de Isco, e depois dominarei o mundo!
Vakit geçirmek isterdim ama Chum Bucket da yapmam gereken Yengeç Burgerler var.
Bem, eu gostava de ficar mais um pouco, mas tenho Hambúrgueres de Caranguejo para fazer no Balde de Isco.
Plankton, Chum Bucket'ta Yengeç Burger satıyor.
Plankton esta a vender Hambúrgueres de Caranguejo no Balde de Isco.
"Yokluğumda yengeç burgeri Chum Bucket'ta sat" dedi.
"Vende o Hambúrguer de Caranguejo na minha ausência no Balde de Isco".
Bu arada ; şimdi gelin ve yaptığınız her alışveriş için bedava bir Chum Bucket miğferi kazanın.
Já agora, se vierem agora recebem de graça um balde do Balde de Isco em cada compra. Toma lá, Perch.
- Herkese Bucket miğferi!
- Baldes de isco para todos!
Bunu Chum Bucket'tan aldım.
Bem, eu arranjei-o no Balde de Isco.
Chum Bucket mı?
Balde de Isco?
Ve her alışverişte bedava bir Bucket miğferi var.
E um Balde de Isco em cada refeição.
Bu, Charlie Bucket adında sıradan küçük bir çocuğun hikayesi.
Esta é a história dum menino normal... chamado Charlie Bucket.
Charlie Bucket, tüm dünyadaki en şanslı çocuktu.
O Charlie Bucket era a criança mais afortunada do mundo.
- İyi akşamlar Bucket ailesi.
- Boa noite, Buckets.
Fazladan gelen parayla fabrika modernleşme kararı aldı ve Bay Bucket'ın çalışmasına gerek kalmadı.
Com o dinheiro adicional, a fábrica decidiu modernizar-se... eliminando o trabalho do Sr. Bucket.
Merak etme Bay Bucket, şansımız dönecek.
Não se preocupe, Sr. Bucket, a nossa sorte irá mudar.
Bucket ailesi için işler iyi gitmeye başladı.
As coisas não poderiam estar melhor para a família Bucket.
Sonuçta Charlie Bucket bir çikolata fabrikası kazandı.
E no final, Charlie Bucket ganhou uma fábrica de chocolate.
Bucket.
Comida.
Bucket of Blood denen Bu mekâna geldim
Até chegar a um lugar ao qual chamam o Balde de Sangue
sen sağlıklı bir beyaz adamsın whose industrious enough to appropriate a salvation army bucket during peak season.
Você é um sujeito branco e saudável que tem um balde pego do Exército da Salvação...
... Bill Bucket Dough bu hafta bizimle olmayacakmış dedikodularını duydum. Sizin için araştırıp haber vereceğim ancak şimdilik durum böyle gözüküyor.
Bill Bucket Dough abrirá este fim de semana... estarei por lá para assegurar que tudo corra bem... mas provavelmente correrá.
N'aber, Bucket? Merhaba.
O que há, "Balde"?
Bucket, iyi misin?
"Balde", estás bem? Levanta as mãos acima da cabeça...
Peki, "Boleyn Kızı" ve "Şimdi ya da Asla" ya indirdim seçenekleri.
Ok, reduzi tudo entre o The Other Boleyn Girl ou o The Bucket List. Grande filme.
Tamam. "Şimdi ya da Asla".
Ok, é o The Bucket List. É esta.
Tatlım, "Şimdi ya da Asla" yı izledikten sonra, bizim ölmeden önce yapılacaklar listemizden "Şimdi ya da Asla'yı izle" yi çıkarmayı unutma.
Ok, querido, antes de ver-mos o The Bucket List lembra-te de riscar "ver o The Bucket List" da tua lista.
O halde işte "Şimdi ya da Asla".
Vamos ver então este Bucket List.
"Şimdi ya da Asla", "Şimdi ya da Asla".
The Bucket List, The Bucket List.
Rust Bucket'ta tuhaf bir şeyler olmuş.
Passa-se qualquer coisa estranha no Rust Bucket.
- Bize Rust Bucket'tan bahsedin.
- Fale-nos lá sobre o Rust Bucket.
Hanna, Rust Bucket'ta neler olduğu konusunda... -... söylemek istediğin bir şey var mı?
Hanna, há alguma coisa que nos queira dizer sobre o que aconteceu ao Rust Bucket?
Ayrıca neden Rust Bucket'ta olduğunuz konusunda her şeyi söylediğinizi sanmıyorum.
E acho que não está a dizer-nos tudo sobre a sua ida ao Rust Bucket.
- Bucket.
- O Bucket.
Bucket'te çalışıyordu. Ben Peder'le tartışırken oradaydı ve Peder'le sorunları var.
Ela trabalhava no Bucket, estava lá quando interroguei o pai dela e tem problemas com o reverendo.
Rust Bucket ile bir sorunu yok, orayı neden dağıtsın?
Mas não tinha problemas com Rust Bucket. Porquê destruí-lo?
Rust Bucket'tan para çaldığı için kovulmuş.
Foi despedida por roubar o Rust Bucket.
Amerikada, benim olduğum gibi TT yi bilen geniş bir motorcu kesimi var TT de yer almak Çoğumuzun
Digamos que há um enorme segmento da população motociclista na América que um grande conhecimento sobre o TT, assim como eu, e provavelmente puseram, assim como eu ao que chamamos a lista do "balde", coisas para fazer antes de ( morrer ) "kick the bucket" ( Pontapé no balde )
Dur, yoksa bu "Bucket List" filmi gibi bir durum mu?
Espere, como no filme : "Nunca é tarde de mais"?
Kova.
- Bucket.
Benim güzel Kova'm.
Minha querida Bucket.
Sorun yok Kova.
- Bucket, está tudo bem.
Kova.
Bucket.
İşe yaradı mı Kova?
- Bucket, conseguiste?
Şimdi dışarı çık Kova.
Agora, sai Bucket.
Teşekkür ederim Kova.
Obrigado, Bucket.
Hanna Rust Bucket'tan para mı çalıyordun? Orayı bu yüzden mi dağıttın?
Hanna...
- Sana neden "Kova" diyorlar?
Porquê Bucket?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]