Buckingham translate Portuguese
317 parallel translation
"Tabii Buckingham Sarayı değil."
"Claro que não é o palácio de Buckingham."
Buckingham Sarayı'nın etrafından dolanıp Victoria Sokağı'na gir.
Vá pela Victoria Street... e passe pelo Palácio de Buckingham.
Bakın, Buckingham Sarayı'na yaklaşan atlı korumalar.
E veja. Lá estão os guardas a cavalo a aproximarem-se do palácio de Buckingham.
Buckingham Sarayı'na yemeğe gidiyorum.
Vou jantar ao Palácio de Buckingham.
Buckingham Sarayı ziyareti ve üç gün süren faaliyetlerinin ardından,
Após três dias de actividade e uma visita ao Palácio de Buckingham,
Soylu Buckingham, uzatın elinizi bana.
Oh, nobre Buckingham, beijo suas mãos.
Şu anda Buckingham Dükü'yle birlikte Majestelerini ziyaretten dönüyoruz.
Mas o Duque de Buckingham e eu viemos visitar vossa Majestade.
Buckingham, sizin için de.
Buckingham, nem vós.
Şimdi, yüce Buckingham, sen de karımın dostlarını kucakla ve birliği mühürle. İttifakınız beni mutlu kılacak.
Agora, ilustre Buckingham, sele tu esta aliança, com vossos abraços aos parentes de minha esposa, e faz-me feliz com esta vossa união.
Eğer bundan sonra Buckingham siz Majestelerine düşman olursa, ya da siz ve ailenize sadakat ve dostlukta kusur ederse, Tanrı aynı yoldan cezamı versin.
Se alguma vez Buckingham lançar seu ódio sobre Vossa Graça, que Deus me castigue com o ódio daqueles de quem eu mais amor espero.
Yüce Buckingham, inan ki bu yeminin hasta yüreğime şifa gibi geldi.
Vosso juramento, Buckingham, é grato e cordial para meu doente coração.
Değerli kuzen Buckingham, eğer bugüne kadar aramızda bir anlaşmazlık olduysa sizinle de barışalım.
E a vós, meu nobre primo Buckingham, se alguma vez ressentimento entre nós houve.
Neden ufak birlik, Lord Buckingham?
Por quê com pequeno séquito, meu senhor de Buckingham?
O nedenle, bana göre, Sayın Buckingham'ın dediği gibi, Prensin birkaç kişi eşliğinde gelmesi uygundur.
Por isso digo com o nobre Buckingham que é prudente usar uma pequena escolta para trazer o Príncipe.
Yüce Gloucester ve Buckingham Dükleri.
Os poderosos Duques de Gloucester e de Buckingham.
Sayın Lord Buckingham eğer ikna gücüm York Dükü'nü annesinden koparmaya yeterse, hemen getiririm.
Meu senhor de Buckingham, se minha fraca retórica puder arrancar o Duque de York da sua mãe, esperai-o em breve aqui.
Bakın size ne söyleyeceğim, kuzen Buckingham. *
Há de dizer-lhes algo, primo Buckingham.
Bu arada ben de aziz kuzenim Buckingham'la annenize gidip size hoş geldin demek üzere Kale'ye uğramasını isteyeceğiz.
Eu e o meu bom primo Buckingham vamos ao encontro de vossa mãe para assim lhe pedir que vos procure na Torre e vos saúde.
Şu anda kendilerini güvende sanan başkaları da aynı durumda. Tıpkı seninle ben gibi ki bizler yüce Richard ve Buckingham'a yakınız.
Vaughan, Grey, e assim será com alguns outros... que se pensam em tanta segurança quanto tu e eu que como sabes somos estimados pelo nobre Ricardo e por Buckingham.
Kuzen Buckingham, bir dakika konuşabilir miyiz?
Primo Buckingham, uma palavra com você.
Yapma, lütfen yemin etme, Lordum.
Oh, não praguejeis, meu senhor de Buckingham!
Kuzen Buckingham ve siz, sağduyulu, basiretli insanlar, madem siz, ben istesem de istemesem de kaderin yükünü sırtıma vurup onu taşımaya layık gördünüz beni, bana da bu yüke katlanmaktan başka çare kalmıyor.
Primo de Buckingham, e vós homens sábios e respeitáveis. Pois quereis afivelar-me a fortuna sobre o dorso para que lhe suporte o fardo, queira eu ou não, devo ser paciente e suportar o peso.
Kuzen Buckingham.
Primo Buckingham,
Buckingham, ben şimdi mihenk taşıyım. * Sen gerçek altın mısın, değil misin, sınayacağım.
Ah, Buckingham, eu faço agora de pedra de toque para provar se és de verdade ouro de lei.
- Diyorum ki Buckingham, kral olmak istiyorum.
Ora, digo que queria ser Rei.
Muhteris Buckingham fazla vesveseli olmaya başladı.
O ambicioso Buckingham fica circunspecto.
Bu içten pazarlıklı, sinsi Buckingham'la düşüncelerimi paylaşmanın gereği yok artık.
O hábil e astuto Buckingham não mais será vizinho para meus conselhos.
Sevgili Buckingham, benim adıma Richmond'a şunu söyle : Oğlum George bu korkunç domuzun ahırında mahsur kaldı.
Buckingham, diz de minha parte a Richmond que na pocilga desse javali sanguinário está encarcerado meu filho, Jorge Stanley.
Buckingham, Richmond'ın tarafına geçti.
Buckingham aliou-se a Richmond.
Dediklerine göre filonun amirali Richmond'mış. Sahile çıkmak için Buckingham'ın karadan yardıma gelmesini bekliyorlar.
Pensam que Richmond é o almirante e que se mantêm ancorados, à espera de que Buckingham os ajude.
Niyeti, Dorset, Buckingham ve Gallilerin desteğiyle, İngiltere'ye yönelip, krallık tacına sahip çıkmak.
Movido por Dorset, Buckingham e Morton, vem a Inglaterra reclamar... a coroa.
- Efendimiz, Lord Buckingham'ın ordusu- -
Senhor, as tropas de Buckingham...
Aniden bastıran yağmur ve fırtına yüzünden, Buckingham'ın ordusu tamamen dağıldı. Kendisi de tek başına kaçtı, nereye gittiği belli değil.
Que uma violenta tempestade dispersou a armada de Buckingham, e que o mesmo está à deriva, sem que se ninguém saiba seu paradeiro.
Lütfen beni bağışla. Biri akıl edip, Buckingham'ı getirene ödül verileceğini duyurdu mu?
Te peço perdão, me equivoquei!
Buckingham Dükü yakalandı!
Meu suserano, o Duque de Buckingham está cativo.
Gövdesine fazla geliyor artık.
Estou farto de Buckingham.
Ratcliffe, Buckingham Salisbury'ye getirilsin.
Que alguém ordene que tragam Buckingham a Salisbury.
Ben de Buckingham Sarayı'nda yaşamak isterdim.
Eu queria morar num palácio.
Buckingham Sarayı'na benzemiyor.
Bem, nao e exatamente o Palacio de Buckingham.
Altı ayın sonunda, üstünde şık bir kıyafet, güzel bir arabayla... Buckingham Sarayına götürüleceksin.
Ao fim de seis meses, serás levada ao Palácio de Buckingham... numa carruagem, elegantemente vestida.
Faturayı Buckingham Sarayına yolla.
Mande a conta para o Palácio de Buckingham.
Buckingham Sarayı'nda ise kraliçe muhtemelen Scrabble oynuyordur.
No Palácio de Buckingham, a rainha deve estar a jogar canastra.
Buckingham Sarayı yine bombalandı ama kimse yaralanmadı.
O Palácio de Buckingham foi bombardeado novamente... mas ninguém ficou ferido.
Ne o, yoksa Buckingham piskoposu mu oldun?
Parece um arcebispo.
Buckingham Sarayı'na bomba düşürebilecek dik duran balon.
Um balão rígido que pode lançar uma bomba no Palácio de Buckingham.
Buckingham Saray'ına ne dersin?
Que tal Buckingham Palace?
Doğu Londra'ya yapıldığı gibi, Buckingham Sarayı da bombalanmıştı.
Para alívio das autoridades, o Palácio de Buckingham também fora bombardeado.
Sayın Lord Buckingham.
É o Lorde Buckingham.
- Benimle oyun oynamayın Buckingham lordu.
- Não brinque comigo Lorde Buckingham.
Bir tanesini Buckingham Sarayı'ndan getirdik.
Temos aqui esta carta do Palácio de Buckingham :
Buckingham Sarayında muhafız değişimi yapıyorlardı.
Mostrei-lhe o Palácio de Buckigham.