Budala translate Portuguese
1,711 parallel translation
Ve polise "Hayır, sen araba kullanıyorsun, bir budala gibi" dedim.
Então diz ao policia : " Não, você é que está a guiar sob influencia... de ser um imbecil!
Lenny o kadar budala mı?
O Lenny é assim tão burro?
Hayat kadını olabilirim, ama budala değilim.
Posso ser uma infeliz, mas não sou idiota!
Evet, budala!
- Pois é, seu pateta!
Ben Spencer Olham'ım seni manyak budala!
Eu sou o Spencer Olham, seu filho da mãe!
O kız Meg, tam bir budala.
A Meg é estúpida.
Budala bir kızın tekisin, değil mi?
Sois apenas uma menina tola, não?
Atlı ve sopalı budala bir oğlan olmaktansa, çiçekli budala kız olurum.
Antes uma tola com uma flor que um tolo com um cavalo e um pau.
Ah! Treacherous yaşlı budala!
- Tolo velho traiçoeiro!
Blöf yapan bir grup budala bunlar.
- São um bando de idiotas, a fazer bluff.
Sığ, budala, aptal bir morona.
Um idiota parvo e vazio.
O budala bir zencinin çabuk ölmesine sebep olur.
Esse idiota põe-nos mas é a caminho do cemitério.
Umarım budala olduğumu düşünmezsin.
Espero que não me tome por louco.
Budala herif.
Ya, granda toní.
Bizim takım çok iyi karşı takım budala
Nosso time é quente Seu time é cheio de gordos.
Benim dalgıç elbisemi çıkar üzerinden, seni budala.
Despe o meu traje de mergulhador, imbecil!
Evet, her şey yolunda. Sadece erkekler çok budala.
Sim, só que os homens são todos uns chatos.
Budala Bridget.
Tola Bridget.
Zamanın kalmadı, budala
Estás a fugir
Budala bir Hıristiyan yüzünden.
Por causa de um cristão.
Evet, seni budala!
Grande sacana!
Ne? Daha önce salya alış verişi yapan iki budala görmedin mi?
O que é que foi, nunca viu dois jovens trocando saliva antes?
Ama sen her zaman budala olacaksın.
Tu é que nunca deixarás de ser uma idiota.
Budala gibi görünüyoruz.
Parecemos uns idiotas!
Kavga başlatacaksan, dünden beri neredeydin budala?
Mas, já que quer brigar, onde ficou desde ontem?
Her dakika bir budala doğuyor.
Em cada minuto que passa nasce mais um otário.
Bu taraftan budala.
Por aqui, bonitão.
Tatlı ve hoş bir şey koca budala.
Uma coisa simpática, palerma. Qualquer coisa querida.
Ben de "Ne var?" dedim. Seni vurmadan çeneni kapa. Kırmızı donlu budala.
Cala-te já antes que morras calçado com essas botinhas larilas!
- Çünkü o bir budala! - Tanrım.
Porque ela está sempre a cortar-se!
Ne yapıyorsun, seni budala?
Que está a fazer, idiota?
Budala olduğumu mu sanıyorsun?
Pensas que sou um idiota?
Ben budala bir ineğim ve o da patron.
Sou a vaca estúpida e ele é o chefe.
Ne, seni budala inek?
Que, vaca estúpida?
Aslında sevimli bir çocuk, fakat her zaman budala gibi davranıyor.
Ele é um ido, mas ele sempre foi um enorme parvo.
Filme baktığınız zaman görüyorsunuz ki doğru davranışın ipuçlarını arayan biraz budala ve yakışıklı bir gencin öyküsü.
Ao ver o filme, apercebemo-nos que trata... ... deste rapaz bonito, mas pouco inteligente... ... que procura algo que lhe indique qual o comportamento a ter.
Bir budala nasıl benim özel hattımı bulur?
Como é que este anormal conseguiu o número da minha linha privada?
Hey, zenci, böyle davranmak zorunda değilsin, budala.
Meu, não precisas de agir assim.
- Tekrar, budala!
- Qua...! - Marque novamente, estupido!
-... çekilmeniz gerekiyor. - Uzasan iyi edersin, budala. Sorun değil.
- É melhor levantares os braços.
- 50 sent, budala.
- 50 cêntimos, parvo.
50 sent istiyoruz, budala.
Nós queremos 50 cêntimos, parvo.
Yüzlük, budala!
Em notas de cem.
Yani, yüzlük, budala! Notlara bak.
Eu quero dizer em notas de cem!
"Dün akşam bir budala gibi davrandım."
" ontem à noite portei-me como um imbecil,
Budala değilim.
- Não sou idiota.
Evet. "Onunla paylaşmayı sevmiyorum." O bir budala.
Sim. "Não gosto que comam os meus rebuçados." Parece um idiota.
Gel budala, eğlendir beni.
Anda, palonço! Divertes-me.
Elbette, seni budala!
Já, idiota.
Zeki budala.
Espertinho.
Bu gerçek, budala.
Isto é a sério, parvo.