Bulder translate Portuguese
44 parallel translation
Selam, Bulder.
Olá, Bulder.
- Sen iyi bir çocuksun, Bulder.
És bom menino, Bulder.
- Merhaba, Bulder.
- Olá, Bulder.
- Bulder!
Bulder!
Evet ama sanırım bu kez gerçekten hastayım, Bulder.
Pois, mas desta vez estou mesmo doente.
Söyle, Bulder, bir anne olarak başarısız mıyım?
Bulder, eu não prestei como mãe?
Sen iyi bir çocuksun, Bulder.
És bom filho, Bulder.
Bulder, o asansör boşluğuna bakmamız gerek. Hayır, anne.
Bulder, tenho de nos meter naquele poço de elevador.
Devam et, Bulder.
Começa, Bulder.
Bulder, şuraya. Sütunun arkasına.
Bulder, ali, atrás do pilar.
Sözleri söyleyin.
Diz a frase, Bulder.
Ben, Bulder Hardy Drusse, Aage Krger'in Mary Jensen'i öldürdüğüne Tanrı'nın huzurunda tanıklık ederim.
Eu, Bulder Hardy Drusse, testemunho perante Deus que Aage Krüger matou Mary Jensen.
Bulder'in, nereden geldiklerine dair bir fikri var.
O Bulder tem uma ideia de onde poderão vir.
Bulder gereksiz yere kimseyi suçlamak istemiyor.
Ele não quer acusar ninguém em falso.
Ben Sigrid Drusse. Bu da oğlum Bulder.
Chamo-me Sigrid Drusse e este é o meu filho Bulder.
Mezarın nerede olduğunu Tanrı bilir, Bulder.
Deus sabe onde ela será, Boulder.
Ağırlığını koymanın vakti geldi, Bulder. Bazı cevaplara sahip olmalısın.
Sabes, Bulder, vai sendo tempo de mostrares o que vales, tens de conseguir algumas das respostas.
Bulder, kendini en rahat nerede hissediyorsun?
Onde é que te sentes mais á vontade?
Hazır mısın, Bulder?
Estás pronto, Bulder?
Gördüklerini anlat, Bulder.
Diz-me o que vês, Bulder.
Işığa doğru git, Bulder.
Dirige-te para a luz, Bulder.
Bekle, Bulder. Önce ne yazdığına bak.
Não, olha as letras primeiro.
Kendini başka bir şeye dönüştür, Bulder.
Transforma-te noutra coisa.
Herşeyi mahvettin, Bulder!
Estragaste tudo!
Hadi, Bulder!
Vem, Bulder.
Yaşam senin gibi insanlar yüzünden zorlaşıyor, Bulder.
És um caguinchas, gente como tu torna a vida tão constrangida.
Bulder, ortaya geç!
Bulder, mantém-te no centro.
Neden hayvan bu kadar acı çekiyor? Hadi, Bulder!
Por que sofre tanto o animal?
Burası hayvanat bahçesine döndü.
Vem, Bulder! Isto está a tornar-se num zoo.
Bir lamba al, Bulder.
Traz uma lanterna, Bulder.
Hadi, Bulder!
Anda, Bulder.
Bulder, oyun zamanı geldi.
Bulder, são horas de jogarmos.
Deneyelim, Bulder.
Anda tentar, Bulder.
Bulder, sana bir şey söylemem gerek.
Bulder, meu filho, tenho uma coisa a dizer-te.
Bulder?
Bulder?
- Bulder!
Bulder?
Ne oldu, Bulder?
Que trapalhada foi essa?
Bulder'e kan lekelerinin olduğu yerde bir delik açmasını söyledim.
Pedi ao Bulder que abrisse o buraco junto á poça de sangue.
- Ne demek istiyorsun? - Bulder ve kaçık annesi.
É o Bulder e a chanfrada da mãe.
Gözlerini kapat, Bulder.
Fecha os olhos, Bulder.
Dönsen iyi olur.
Oh, Bulder, o melhor é regressares.
Anlıyor musun, Bulder?
Estás a perceber, Bulder?