English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Butter

Butter translate Portuguese

94 parallel translation
- Hindistan cevizi moka camoka, fıstık yağı, muz - nane.
Coco Coconut? Mocha Jamoca? Peanut Butter'n Jelly?
Sağol, Butter.
Obrigado, Butter.
Adamım çok açım.
Qual é, Butter?
Benim mekânıma niye saygısızca davranıyorsun?
- Não é isso. - Hei, Butter.
Benim adım Butter Lefkowitz.
Chamo-me Butter Lefkowitz.
Lee Butter hoş.
Gosto mais de Lee!
Karamel Börek Şirketi, ben ve McAllister denen bir herife sponsor olmuştu.
A marca Butter Baby Flapjack patrocinou-me e a um amigo chamado McAllister.
Ördek bisküviyi buldu!
O pato apanha o Nutter Butter!
Bisküvi değil, mantı o!
Não é um Nutter Butter. É massa chinesa velha!
Hakem bakıyor bisküvi.
O juiz decide Nutter Butter.
- Ve ördek fındık ezmesini aldı! - Hayır!
- O pato apanha o Nutter Butter!
- Hakem kararı ; fındık ezmesi!
Veredicto do juiz : Nutter Butter!
Neyse ki Peanut Butter'ı vaktinde çıkardım.
Felizmente, tirei a tempo o Manteiga de Amendoim.
Erkek arkadaşım Greg ve ben Butter adlı bir gruptaydık. Ve her hafta sonu Tap Room'da çalardık... ki orası da bizim kampüsümüz gibiydi.
Eu e o meu namorado tínhamos uma banda chamada Butter, tocávamos todos os fins-de-semana no Tap Room, que era, tipo, o bar da universidade.
Butter harikadır!
Viva os Butter!
Peanut Butter ve Jelly.
- Peanut Butter e Jelly.
Beni Old Cakes N'Peanut Butter'da akşam yemeğinden kurtardın.
Salvaste-me de um jantar com torta e manteiga de amendoim.
Tereyağlı karamelli dondurma!
Butter-brickle! ( Tipo de gelado )
Ve görünen o ki, senin için aldığı bir kitap var, adı da Peanut Butter...
E parece que ela te comprou um livro chamado Manteiga De Amendoim...
Peanut Butter Blues, yazan Leonard Putterman.
Lamentos Sobre Manteiga De Amendoim, de Leonard Putterman.
Sonra şu harika yağı buldum. "Yağlayıcı" diyorlar.
Mas descobri um óptimo lubrificante, chama-se Boy Butter.
Gel bakalım yağlayıcı, dışarı kayalım.
Anda, Butter Boy, vamos escorregar daqui para fora.
Hayır daha gelmedi ama Butter resimleri yollamış.
Não, ainda não, mas o Butter enviou estas fotos.
- Saat 7'de Butter'da.
- No Butter, às sete em ponto.
Serena, biliyorum bu akşam Dan ile planların var ama Blair, hep birlikte Butter'a gideceğiz. - Bize katılmak ister miydin?
Serena, sei que vais estar com o Dan esta noite, mas, Blair, nós vamos ao Butter, e gostávamos de saber se te queres juntar a nós.
Evet. Butter.
Isso, no Butter!
Blair Waldorf, Butter'da tek başına.
Apanhada : Blair Waldorf sozinha no Butter.
Butter'a gitmemek gitmekten çok daha zevkli.
Não ir ao Butter é muito melhor do que ir ao Butter.
Akşam iyi geçmiş olmalı?
Correu tudo bem ontem no Butter?
Butter'da bir masa ayarlamıştım.
Tenho uma mesa no Butter.
Görünüşe göre bu savaş Butter'da bitiyor, ve de kazanan B.
Parece que esta guerra vai acabar mesmo no Butter ( = manteiga ). E a vitória vai para B.
Günlük spesiyalin nedir? Bread ve Butter.
- Qual é a melhor do dia?
Butter Mills adında bir şirket var.
Há uma empresa chamada Butter Mills.
2 ay önce CEO Bay Butter Mills torunuyla tv. izliyormuş.
Há dois meses, o Presidente do Conselho de Administração, o Sr. Butter Mills, estava a ver televisão com a neta.
Bay Butter'ın pili bitmiş.
Por isso, o Sr. Butter Mills quer vingança.
Yani ilk değil çünkü Flakey Fresh'deki tilkiler fikri Butter Miles'dan çaldı ama, bu hoşuna gidecek Pazarlama Başkan Yardımcısı'nın TV alışveriş hattına 60.000 dolar borcu olan 22 yaşında bir asistanı olduğunu öğrendik.
Bom, não é a primeira vez, os fuinhas da Flakey Fresh roubaram a ideia ao Butter Mills e depois descobrimos que o Vice-Presidente do Marketing tem uma assistente de 22 anos que deve 60 mil dólares a uma empresa de compras na TV. Em cheio.
Ama, o gece benimle Butter'da tanışması hakkında yalan söylediğini nasıl anladığınızı söylemedin.
Mas nunca me contaram como descobriram que ele estava a mentir sobre ter-me conhecido naquela noite no Butter.
- Butterdaki o geceyi böyle mi öğrendin?
Então foi assim que descobriste sobre a noite no Butter?
Butter'da olduklarını söyledi.
Ele disse que estavam no Butter.
Chuck'a seninle Butter'da tanıştığını söylemiş ama ben o gece Butter'ın kapalı olduğunu biliyorum çünkü barmenini Nelly Yuki SAT sabotaj partisinde kullandım.
Ele contou ao Chuck que te conheceu no Butter, Mas sei que o Butter estava fechado nessa noite porque usei o empregado do bar deles para a festa de sabotagem dos exames da Nelly Yuki!
Butter'ın o gece kapalı olduğuna dair saçmalıyorlar işte.
Algumas parvoíces sobre o Butter estar fechado naquela noite.
Serena'yı kaçırdığın gece sizinle Butter'da karşılaştığını iddia ediyor.
Porquê? Ele diz que te conheceu no Butter naquela noite em que colocaste uma droga no copo da Serena.
Sözde onunla tanıştığım gece Butter kapalıymış falan.
Ela disse-me esta manhã que o Butter estava fechado na noite em que alegadamente a conheci lá.
Butter da neresi?
E o que raio é o Butter?
# # Wilts me down like meltings butter
# # Par
Ben Butter, bebeğim.
Sou Butter, neném.
Senin mekânına saygısızca davranmıyorum.
Butter.
Onları arayıp bizimle Broadway ve 18'deki Bud's Butter Bun'da buluşmalarını söyle. Al.
Vamos sair.
Tamam.
Liga-lhes e diz-lhes para irem ter à Bud's Butter Bun, na Broadway com a Rua 18.
Butter mı?
O Butter?
Butter'a gitmedik hiç.
Nunca fomos ao Butter.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]