English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Böbrek

Böbrek translate Portuguese

1,241 parallel translation
Hedefimizin böbrek rahatsızlığı olduğu biliniyor.
Sabemos que o alvo tem uma doença dos rins.
Böbrek bezleri bir çeşit cihazla değiştirilmiş. Bunun gibi.
As glândulas renais foram substituídas com dispositivos como este.
Bayan Brady, litotripsi ile böbrek taşınızı kıracağız. Bu arada ağrınızı kesmesi için Percocet vereceğiz.
Ok, Sra Brady, vamos partir-lhe a pedra nos rins com Litotrícia e entretanto prescrever-lhe Percocet para a dor.
Böbrek gibi bir şey.
Algo como um rim.
Kalp, akciğer, böbrek ve pankreas.
Coração, fígado, rim e pâncreas.
Beyin, böbrek ve testis kanseri olduğumda bir tek bırakmayı düşünmüştüm.
Uma vez pensei em desistir, quando tinha câncro no cérebro, pulmão e nos testículos ao mesmo tempo.
Biliyor musun, geçen hafta 52 yaşıma girdim. Yani yaşlandım, kalp sorunlarım var böbrek enfeksiyonu yalnız şunu biliyorum ki daha fazla sorun duymak istemiyorum.
Sabes... na semana passada completei 52 anos, estou velho, tenho problemas cardíacos, infecção nos rins... mas não sabia que tinha problemas de audição.
Kaşıntı ve iştahsızlık yapabilir. Şeker ya da böbrek hastasıysanız, öldünüz geri zekalılar!
secreções oleosas, urticária, perda de apetite, tensão baixa, se você tiver diabetes ou um histórico de problemas nos rins, você está morto, sacana!
- Kanındaki tuz oranına baktık... - Böbrek ve ciğer fonksiyonlarına baktık. - Hepsi mükemmel.
- Uma outra coisa a que demos atenção foi a todos os seus electrólitos, em termos de sais ao nível do sangue o funcionamento dos rins, o funcionamento do fígado estão todos perfeitos.
- Ve böbrek de fazla tuzu halledecek... - Ciğerin de fazla yağı halledecek.
E os seus rins irão processar o sal a mais que estiver a ingerir, e o seu fígado será capaz de metabolizar as gorduras adicionais...
Annesi böbrek hastalığından hastanede yatıyor.
A mãe está no hospital.
Şu anda böbrek yetmezliğinden hastanede.
Neste momento está no hospital com um problema de rins.
Acılı böbrek beni çağırıyor.
Tenho um prato de rins à espera.
Ayrıca böbrek, kalp, ciğer ve karaciğer nakliyle ilgili bir site.
Um site de transplantes de órgãos. Rins, coração, pulmões e fígado.
Ölüm nedeni açlıktan kaynaklanan böbrek yetersizliği.
A causa da morte é falha renal por causa da fome.
- Böbrek vurdu.
- Pontapé no rim.
- Şu böbrek ağrılı için laboratuvara dönün?
- Já temos os resultados do laboratório?
Gelip gidiyor.Sanırım bir böbrek taşı.
Vai e vem. Acho que é uma pedra no rim.
- Böbrek taşı ne durumda?
- Uma pedra no rim?
- Lambert Lawson, böbrek yetmezliğinden.
Lambert Lawson. Insuficiência renal.
Milyarder Lambert Lawson bugün böbrek yetmezliğinden öldü.
O bilionário solitário Lambert Lawson morreu hoje de insuficiência renal.
Lambert Lawson öldü çünkü böbrek nakline ihtiyacı vardı.
Lambert Lawson morreu, porque precisava de um transplante de rins.
Warrick Tennyson, kalp ve böbrek yetmezliğinden ölmek üzere.
Warrick Tennyson está a morrer de insuficiência renal e problema cardíaco.
Galiba böbrek üstü bezimde hala birazcık adrenalin kaldı.
As minhas glândulas ainda têm adrenalina.
Kronik ishal, böbrek taşları, yağ dağılımının değişmesi.
Diarreia crónica, pedras nos rins, redistribuição de gordura.
Bak, dürüst olmak gerekirse yeni böbrek ameliyatı olmuş birisinin salak bir bara gitmesi bence pek uygun değil.
Não penso que ir a um bar qualquer seja apropriado para quem acabou de fazer uma cirurgia aos rins.
Resmi kayıtlara göre, ölüm sebebi böbrek yetersizliği. Ama gayriresmi olarak, Rus yetkililerin ölüm nedeni hakkında hiçbir fikri yok.
Oficialmente, a causa da morte foi falência renal, mas oficiosamente, as autoridades russas nao sabem o que o matou.
Böbrek ve karaciğer yetmezliği görüyorum ve son baygınlığında bir kalp krizi buldum.
Verifico falência renal, hepática e indicações de derrame cerebral.
Bu önemli şeyin, geçen hafta atlattığım böbrek taşıyla ilgisi olmadığına eminsin, değil mi?
Achas que a coisa importante tinha a ver com a pedra no rim da semana passada, pois não?
Ve tüm bunlardan sonra, verdiğim borçları, ödediğim kefaleti, bağışladığım böbreğimi... Gerçi böbrek benim değildi ama yine de parası cebimden çıkmıştı. Peki benim bu fedakarlıklarımın değerini bildi mi?
E, depois de tudo isso, os empréstimos, a fiança, o rim que lhe dei que, muito embora não fosse meu, foi dinheiro que me saiu do bolso achas que ela deu valor aos meus sacrifícios?
Dik saç, yumuşak böbrek, hep kendisini döven?
Cabelo pontiagudo, rins macios, sempre a magoar-se a ele próprio?
Tam bir böbrek şeklinde.
Piscina perfeita em forma de rim.
Kanser, kalp hastalıkları, osteoporoz, kalp krizi, böbrek taşı, anemi, şeker hastalığı ve dahası...
Cancro, doenças de coração, osteoporose, AVC's, pedras nos rins, anemia, diabetes, entre outras.
İnsanın böbrek taşı düşürmesi gibi.
Essa foi fácil. E para... quem sofre de um "cálculo renal"?
Ona yeni bir böbrek veremiyorlar mı?
Não podem transplantar-lhe um rim novo?
Köpeklerde de böbrek var, değil mi?
Os cães têm rins, certo?
Böbrek...
Rins...
Sonra öğrendim ki, kronik böbrek yetmezliğiymiş sorunum.
Mas afinal eu estava a sofrer de uma paragem de rins crónica.
Böbrek bu, gazoz değil ki, öyle kolayca ikram edesin.
Não que dar um rim seja difícil. Pode-se dar facilmente.
Cildindeki kristallere bakılırsa böbrek yetmezliği olabilir.
A partir dos cristais na pele, eu diria que teve uma falha renal.
Karaciğer, böbrek ve kalp, hepsinde de kansızlığa bağIı anemi ile tutarlı soluk noktalı ağaç formunda desen var.
- Fígado, rim e coração. Todos têm um padrão de pontos pálidos consistentes com necrose isquémica.
- Ona bir böbrek bulacağız. - Seninki ne güne duruyor?
Bom, encontraremos um rim para ele.
- Böbrek nakli ameliyatı olmuştu.
- Recebeu um transplante de rim. - Certo.
- Richard Lewis'e de böbrek lazım.
Sabes, o Richard Lewis precisa de um. - Não sabia.
- Böbrek enfeksiyonu.
- Infecção renal.
- Böbrek taşları olabilir.
Pedras nos rins...
- Böbrek sorunu.
- Insuficiência renal.
- Ya böbrek...
Agora quanto ao rim...
Biftek, böbrek pastası.
É torta de vitela e rim.
Böbrek listesinin en alt sıralarındayım.
É tão injusto.
Böbrek nakli oldum.
Recebi um transplante de rim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]