English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ C ] / Cabo

Cabo translate Portuguese

14,848 parallel translation
Süvari Onbaşı Manley efendim.
Cabo Manley de lanceiros, senhor.
Donum mahvoldu. " dedi.
Dei cabo das calças! "
Beni deli etme.
Estás a dar cabo de mim.
Hey, geri dön. Uyumu bozuyorsun.
Volta para lá, estás a dar cabo do som.
Akşam yemeği için yeni bir TV izleme programı yapmak zorunda kaldım.
Quando arranjei televisão por cabo, tive de mudar todo o horário para combinar com a refeição.
Şimdi, şimdi kabloyu yerleştiriyorum.
Agora vou passar o cabo.
Bunu mahvettin ve yemin ederim ki...
Dás cabo disto e juro por Deus...
Mark, bu bizim operasyonun içine ediyor.
Mark, está a dar cabo da nossa operação.
Beni bitiriyorsun.
Dás cabo de mim.
Yeni bağlantı noktası. Kabloyu ayarlayın.
Novo ponto de ancoragem, religar cabo.
- Kablom koptu.
- O cabo rebentou.
Seni fena pataklayacağım.
Eu dou cabo de ti.
Siyahlar Kanalı.
Eu quero ter TV por cabo.
Ben sadece benden de kötüleri pataklayan kötü bir adamım.
Sou só um gajo mau que é pago para dar cabo de gajos ainda piores.
Herifi resmen yamulttu!
Dei cabo do gajo!
Dünya kaç bucakmış göster onlara Pool Oğlan!
Dê cabo deles, Poolzinho!
Aynı insanın suratınızı mahvetmesi... hayatınızı alt üst etmesi, müstakbel eşinizi kaçırması... ve en boktan beş anınızın dördünde parmağı olması nadir görülür.
Não é frequente um tipo arruinar-nos a cara, dar cabo da nossa sanidade, raptar a futura mãe dos nossos filhos e assegurar pessoalmente quatro dos nossos cinco piores momentos.
Yarın internet için biri gelecek. Er geç internetimiz olacaktı.
O tipo da Tv cabo vem amanhã, devemos ter internet, eventualmente.
Acabémoslo.
Vamos dar cabo dele.
Hadi şunu ateşleyelim.
Vamos lá dar cabo disto.
- Hadi ateşleyelim şunu.
- Vamos lá dar cabo disto.
Git de gebert şunu!
Vamos dar cabo dele.
Gilbert diyor ki senin İtalyan kıçını istediğin ülkede tekmeleyebilirmiş.
Gilbert diz que dá cabo do teu couro italiano em qualquer país.
Sıç şu şerefsizin ağzına!
Dá cabo dele!
Ağzının kokusu beni öldürecek.
O teu hálito está a dar cabo de mim.
Kendini öldürmeni izlemekle kendini öldürmene yardım etmek arasında kaldım.
Tive de escolher entre ver-te dar cabo de ti ou ajudar-te a fazê-lo.
- Yabancı kanalları çekiyor mu kafandaki?
- Apanhas a TV cabo com essa coisa? - Sim.
Çocuk canını veriyor!
Ele está a dar cabo dele!
Hadi, bizi görecekler!
Est � o a dar cabo de n � s!
"Sosisi ve ekmeği ölü istiyorum, eğer onları görürsen, gel ve beni çağır ve eğer onları görüp de beni çağırmazsan ya da gelir de onları bulamazsam seni gebertirim" şeklindeki konuşmanın tam olarak neresini anlamadın, Tekila?
"Quero matar a salsicha e o pãozinho e se os vires, vem buscar-me, e se eu descubro que não foste buscar-me ou que os achas bons demais, eu dou-te cabo do sebo" é que não percebeste, Tequila?
Kapılardan çıkar çıkmaz, tanrılar bizi gebertiveriyorlar.
Mal passamos aquelas portas, os deuses dão cabo de nós.
"Beni becermezsen, hayatını mahvederim."
"Se não me comeres, amigo, dou cabo de ti".
Ona yumruk ve hile ile karşılık vermiyorsun. Seni yere serecek, adam uzun.
Se não simulas e lhe dás um jab, ele vai dar cabo de ti.
Uzunmuş, beni yere yığacakmış falan.
Pois, pois, ele é alto e vai dar cabo de mim.
- Götünü dağıtacak.
Ele vai dar cabo de ti.
Piyasadaki tek siyahi reklamcı olduğumun ve eğer vazgeçerseniz beni mahvedeceklerinin farkında mısınız?
Tens a consciência que sou o único promotor preto do ramo, e que se desistirem, - darão cabo de mim? - Não vamos desistir.
- Fena benzet onu, evlat!
Dá cabo dele, filho.
Bu adamlar seni paramparça edecekler
Esses tipos vão dar cabo de ti.
Evet! Sik hepsini Alf!
Dá cabo deles, Alf!
Belki de kablodur.
Ou um cabo.
Michael, bana hemen cevap vermezsen tüm eşyalarını kıracağım!
Michael, se não me responderes, vou dar cabo das tuas coisas.
Pekâlâ, göster onlara ufaklık.
Dá cabo deles, miúdo.
Böbreklerine zarar veriyor diye.
Aquilo dá cabo dos rins.
Öldüresiye yeneceğim seni.
Eu vou dá cabo de ti.
Korkmuyorum, Cape'de yaşıyorum zaten.
Não tenho medo, eu vivo no Cabo.
Kablo bağlı mı değil mi asıl soru bu olmalı.
Saber se o cabo está ou não preso é que é a questão.
Üniforması tamamen parçalanmıştı.
Deu cabo da farda dele.
- Onbaşı. - Çavuş? - Bu adamı sert rüzgârlardan koru.
Cabo, mantenha este homem longe de ventos fortes.
- Giyinmesini istemiş miydim Onbaşı?
- Eu pedi-lhe isso, Cabo?
Kablo bağlandı.
Cabo ligado.
Canımı çıkarıyor.
Está a dar cabo de mim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]