Cafer translate Portuguese
72 parallel translation
Cafer.
Jaffer.
Nasılsın Cafer?
Como estás, Jaffer?
- Cafer'de. Kendisi uçakta.
Está dentro do avião.
Cafer ibn-i Halil, "Dağları aşta gel!"
Jaffer Iben KhaliI, "Vem das montanhas!"
Cafer ibn-i Halil.
Jaffer Iben KhaliI.
Aaah, Cafer. En güvenilir danışmanım.
Jafar, meu conselheiro de confiança...
Buyur, Cafer.
- Toma, Jafar.
Bırakırdım, Prenses, Cafer'den emir almış olmasaydım.
Eu até libertava, Princesa, mas as minhas ordens vêm de Jafar.
Cafer?
Jafar?
Cafer, sıkıştım.
- Jafar, estou preso.
Nefes alamıyorum, Cafer.
- Não consigo respirar.
Cafer, biraz acele edebilir misin?
Jafar, podes despachar-te?
Cafer, çok kötü bir şey yaptı.
O Jafar fez uma coisa horrível.
Cafer, bu bana hakarettir.
Jafar, isto é uma afronta.
Yasemin... Cafer. Hadi artık bütün şu pis işleri ardımızda bırakalım.
Jasmine, Jafar, vamos esquecer toda esta confusão.
Bir dakika. Bir dakika. Cafer.
Espera um minuto.
Cafer, gelip bunu görmelisin.
Jafar, tens de vir ver isto.
Bu, kraliyet vezirim Cafer.
Ele também está encantado.
Ah, kes sesini, Cafer.
Calma, Jafar.
- Saçmalama. Kendimde övündüğüm bir şey varsa, Cafer, o da kusursuz bir insan sarrafı oluşumdur.
De uma coisa me orgulho, que é de ser um excelente avaliador de pessoas.
- Cafer'le evleneceksin.
- O quê? - Vais casar com o Jafar.
- Prens Ali gitti. Kristal kürene bir daha bak istersen, Cafer.
É melhor veres a tua bola de cristal outra vez.
Onlara doğruyu söylesene, Cafer.
Diz-lhe a verdade, Jafar.
Cafer? Seni... seni hain!
Seu reles traidor!
Cafer'i tutuklayın hemen. Daha her şey bitmedi, delikanlı.
Isto ainda não acabou, rapaz.
Cafer, en güvenilir danışmanım bunca zaman bana komplo kurmuş.
Jafar, o meu fiel conselheiro, esteve sempre a conspirar contra mim.
Cafer! Cafer! Tut kendini!
Jafar, controla-te.
Vay, Cafer seni gördüğüne çok memnun olacak.
O Jafar vai ficar contente por te ver.
Ah, Cafer, çok naziksin.
Jafar, és muito amável.
Cafer, seni aşağıIık hain.
Jafar, seu vil traidor!
Cafer, sana durmanı buyuruyorum.
Jafar, ordeno-te que pares.
Bayanlar, baylar Büyücü Cafer'e sıcak bir Agrabah selamı verin!
Senhoras e senhores, vamos dar as boas-vindas ao feiticeiro Jafar.
Cafer.
Jafar!
Cafer, rahat bırakın onu.
Jafar, deixa-o em paz.
Cafer, Cafer, adamımız.
Jafar, Jafar, ele é o nosso homem.
Ez onu, Cafer.
Aperta-o, Jafar.
Kabul et, Cafer.
Admite, Jafar.
Ağır ol bakalım, Cafer.
Mais devagar, Jafar.
Cafer.
Jaffa.
Cafer!
Jazira! Jaffa!
Cafer, Amerikalılar. Çabuk kamerayı getir.
Jafar, os Americanos.
Cafer, korkarımki amerikalılar çabuk gidecek Onlar için Saddamdan daha tehlikeli olacağız. ve o Irakı şimdikinden daha fazla yakacak.
Jafar, temo que assim que os Americanos se forem embora fiquemos com alguém pior que o Saddam e incendiemos mais o Iraque do ele está agora.
Cafer!
Jafaar!
Cafer.
Jafaar...
Ama şimdi Cafer'in önünde diz çöküp af dileyeceksin.
Mas agora fazes-te de bom diante de Jaafar.
Cafer domuzlarınız olduğunu biliyor.
Jafaar sabe que vocês têm porcos.
Cafer domuz kokusu alıyor.
Jafaar cheira os porcos...
İnişe geçiyorum. Cafer, baksana şuna.
Jafar, observa isto.
- Haşmetmeapları Cafer bunu kullanarak, size hükmediyordu.
- O quê?
ALAADDIN : CAFER'İN DÖNÜŞÜ
O REGRESSO DE JAFAR
Cafer dinle, bunlar El Kaidenin en azılı adamları.
Ouve Jafar, estes tipos da Al-Qaeda são doidos.