English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ C ] / Calleigh

Calleigh translate Portuguese

495 parallel translation
Bunu bulursan, adam canlıyken parçalanmış demektir.
E também falei com o Ernie, o tipo que fez a da Calleigh. - A da Calleigh?
Oh, bu arada, adım Calleigh Duquesne.
Chamo-me Calleigh Dusquesne.
Calleigh, güvenlik sistemine bakalım.
Calleigh, vamos analisar o sistema de vigilância.
- Merhaba. Ben Calleigh Duquesne.
- Viva, sou a Calleigh Duquesne.
- Calleigh.
Calleigh.
Calleigh, gelir misin?
- Calleigh, por favor.
Horatio Caine, Calleigh Duquesne Miami suç laboratuvarından geliyoruz.
Horatio Caine e Calleigh Duquesne, da Polícia Técnica de Miami.
Calleigh de New York'la bağlantı tespit etmişti.
Calleigh fez uma ligação para Nova Iorque.
Calleigh, Star Island 702 numaranın sakinlerinin sağlığı kontrol edilsin. Tapu sahibi kim?
- Calleigh, preciso que verifiques a segurança social... do proprietário de 702 Star Island.
Bu aile hakkında neredeyse dokuz milimetrelik mermiler hakkında bildiğin kadar şey biliyorsun. Bu aile hakkında neredeyse dokuz milimetrelik mermiler hakkında bildiğin kadar şey biliyorsun.
Calleigh, sabes tanto desta família como de armas de 9 mm.
- Epey oluyor. - Evet. Calleigh Duquesne, Detektif Fenwick
Calleigh Duquesne e o Detective Fenwick.
Tamam.
Calleigh?
Calleigh, hadi üçüncü mermiyi bulalım.
Procura a terceira bala. Temos de fazer a triangulação.
Horatio'yla Calleigh adamın mevzilendiği yeri buldular.
O Horatio e a Calleigh encontraram o ninho dele.
Calleigh!
Calleigh!
Bunun teyit edilmesi gerek, Calleigh.
Preciso de confirmação, Calleigh.
Calleigh, Eve kimin girdiğini bul.
Calleigh, descobre quem teve acesso à casa.
Calleigh? Kumaş parçasından bir şey buldun mu?
Calleigh, novidades sobre o tecido?
Araştırmaya devam et. Calleigh?
Continua à procura.
Federaller, narkotikçiler ve gümrükçülerle temas kuralım. Kayıp ajanları olup olmadığını soralım. Merhaba Calleigh.
Vamos contactar o FBI, DEA e alfândega, e ver se alguém tem um agente em falta.
Calleigh astarda parmak izi bulmuştu ya? Carl Pardue adında birine aitmiş. Yeni boşanmış.
A impressão digital que a Calleigh encontrou na tinta de base pertence a um Carl Purdue.
Calleigh, bu silahı Matthew'un evinde bulduk.
Calleigh, esta é a arma da casa do Matthew.
Baracas'ta darbe olmadıkça bu deliller bir şey ifade etmeyecek.
A verdade é, Calleigh, a não ser que haja uma reviravolta no caso, as provas ficam suspensas.
Calleigh, bundan hoşlanmadım.
Calleigh, isto não me agrada.
- Yani durumu ümitsiz, Calleigh.
- O novo julgamento é dentro de 15 dias. - Significa que ele está desesperado.
Tamam mı, Calleigh. Tamam.
Está bem.
CaIIeigh.
- Calleigh...
Sıradaki sensin, Calleigh. Varsam varım.
- Tu és a próxima, Calleigh.
- Tamam, Calleigh arıyor.
- É a Calleigh.
- Calleigh, ne oldu?
- Calleigh, o que se passa?
Ve dikkatli ol, Calleigh. Adamın şakası yok.
Ele não é para brincadeiras.
CaIIeigh Duquesne'i gördünüz mü?
- Viu a Calleigh Duquesne?
- Asansörde ayaküstü lâflamıştık. - John...
Foi uma conversa insignificante no elevador, Calleigh...
Calleigh Duquesne. Uzun zaman olmuştu.
- Calleigh Duquesne, há quanto tempo.
Ben Olay Yeri İnceleme'den Calleigh Duquesne.
Daqui é a CSI Calleigh Duquesne.
- Calleigh Duquesne, Jeff Corwin.
- Calleigh Duquesne, este é Jeff Corwin.
Yapma Calleigh, medyanın Lana Walker'a nasıl yaklaştığını gördün.
Calleigh, tu viste a reacção dos media à Lana Walker.
İsminizin Calleigh Duquesne olduğunu mu söylediniz?
Disse-me que o seu nome é Calleigh Duquesne?
Calleigh Duquesne'in kokain testi olumlu çıktı.
A Calleigh Duquesne acabou de acusar positivo no teste de cocaína.
Kusura bakma Calleigh. İkinci mermi parçalara ayrılmış.
Lamento, Calleigh, a segunda bala fragmentou-se.
Calleigh, gel şuna bir bak.
Calleigh, venha cá ver isto.
- Calleigh otoparkta.
A Calleigh está no parque de estacionamento e o Eric está...
Speedle Calleigh ne dedi?
O que é que o Speedle e a Calleigh disseram?
Keith'in ifadesinde Tommy'nin evi için arama emri çıkartmamıza yetecek kadar şey var.
Leva o Speed e a Calleigh e avisa-me se encontrarem algo, está bem? - Tenente.
- Evet.
Calleigh, já antes recolheste pedaços de corpos.
Calleigh, neredesin?
Calleigh, onde estás?
Ve Calleigh, kablolar üzerinde çalışalım.
Calleigh, vamos trabalhar nos fios.
Bütün kablolar düz uçlu.
Calleigh. Todas as pontas dos fios estavam cortadas por alicates vulgares.
CaIIeigh.
Calleigh...
Merhaba Calleigh.
Calleigh.
Calleigh, yardım et lütfen.
Ajuda-me aqui, Calleigh, se faz favor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]