Candy translate Portuguese
872 parallel translation
- General Wynne-Candy kulüpte mi?
- O Gal. Candy está no clube?
General Wynne-Candy nerede?
- E o General Candy?
General Wynne-Candy?
Gal. Wynne Candy?
General Wynne-Candy'nin kim olduğunu bul.
Vá aos cubículos.
Ben Tümgeneral Wynne-Candy.
Sou o General Wynne Candy.
- İstekleriniz bu kadar mı Bay Candy?
- Tudo em ordem, senhor?
- Sen Candy misin, Şeker Candy?
- Você é Candy?
- İyi bir başarıydı Candy. - Sağ olun, efendim.
Parabéns!
Özellikle KAUNITZ isimli, YALANCI ve ALÇAK bir ajan var. Bu Teğmen Candy çok iyi bir insanmış gibi duruyor ve Güney Afrika'dan yeni dönmüş.
Querem fomentar intrigas entre Inglaterra e Alemanha.
Sevgili Martha, Bay Hopwell'in bu genç subayı tanıyor olabileceğini düşünmüyor musun?
O tenente Candy parece uma ótima pessoa.
- Bay Candy nasılmış efendim? - Al kendin oku.
- Como vai o Sr. Candy?
- Bayan Hunter?
Candy? - Srta.
Bu ikimizin de kanıtlamak istediği bir şey, öyle değil mi Bay Candy?
A Inglaterra não é tão ruim assim. É o que queremos provar, não?
- Tabii ikisi birden değil Bay Candy.
Ambos.
- Misyoner olan Livingston'dı Bay Candy.
Livingstone era o missionário.
Sevgili Bay Candy, Siz Livingston'sınız.
Então o senhor é Livingstone.
Değirmen dönüp durur Bay Candy.
'Die Mühle ging rum und rum'. 'O moinho girava e girava'.
Sadede gelecek misiniz, Bay Candy?
Um possível escândalo. Quer ir direto ao assunto?
- Bela mı, Bay Candy? - Ben bir askerim.
- Encrenca?
Bu sabah da bir asker olduğunuzu düşünüyordum Bay Candy.
De manhã eu achei que era.
Bay Candy, Berlin'deki elçiliğimiz Londra'daki Dışişleri Bakanlığı'na Alman milliyetçilerinin, Güney Afrika meselesindeki tutumlarının değiştiğine yönelik haberi verdiğinde aileme mektup yazıp işimi kaybettiğimi ve onların yanına geri döneceğimi haber etmek zorundaydım.
Quando nossa embaixada em Berlim dirige-se à Londres... dizendo que os alemães mudaram em relação a Boer... perco o emprego e tenho que voltar ao seio da família.
- Hayır Bay Candy, mesele şu ki ailem daha en başında Berlin'e gelmeme karşıydı.
Minha família era contra eu ir para Berlim.
Bir düşünün Bay Candy.
Pense, Sr. Candy.
Fakat bir dadı ne bilebilir ki Bay Candy? Sizi temin ederim, hiçbir şey.
Mas uma governanta não sabe nada, garanto.
- Bunu Güney Afrika'da mı öğrendiniz, Bay Candy?
- Isso é importante. Aprendeu isso na África do sul?
- Yukarı geliyor. - Gidelim Bay Candy.
Aí vem ele.
- İşin aslı Bay Candy hakkında.
Um certo Sr. Candy.
- Clive Candy mi?
Clive Candy?
- Evet, Clive Candy. - Doğru adama geldiniz. - Onu iyi tanırım.
Procuraram a pessoa certa.
Fakat bu Clive Candy bir subay olduğundan... -... ona meydan okunabilir. - Meydan mı okunabilir?
Mas se ele é um oficial, pode ser desafiado.
Venning, hemen Kaisehof'a git. Clive Candy'yi acele buraya getir.
Traga Clive Candy aqui já.
- Bay Candy tüm Alman ordusuna hakaret etti.
O Sr. Candy insultou o exército alemão.
Bay Candy bana bütün hikayeyi anlattı.
O Sr. Candy contou toda a história.
Bu arada Candy, şu bahsettiğin kız, ona güvenebilir miyiz?
Aquela moça é confiável?
Tabi ki Bay Candy'nin tüm kolordu ile mücadele etmesini onaylamıyorum.
Não quer que ele lute com todo o corpo de oficiais?
Peki bir öneriniz var mı albay? Asker olarak konuşmam gerekirse, Bay Candy'nin başka seçeneği yok.
Militarmente, o Sr. Candy não tem escolha.
- Evet, ama beyler bir dakika. Görünen o ki, öngörülerinizde Bay Candy'yi unutuyorsunuz.
Estão deixando o Sr. Candy fora da discussão.
Sevgili Bay Candy, şimdiden yeteri kadar sorun yarattın.
Já causou muitos problemas.
Artık teğmen Candy ile düelloya çıkacak olan subayın ismini açıklayabiliriz. Üsteğmen Theodor Kretschmar-Schuldorff.
Nosso oficial que lutará contra o Tenente Candy é...
- Dr. Crowther, Bay Candy.
- Não me acordaram.
- Bay Candy.
Será o juiz.
Boş ver onu, eğer Bay Candy'nin başına bir şey gelirse, ben...
É uma'suffragette', Srta.
- Aksi takdirde, buraya neden gelirdiniz ki? - Bay Candy'e hoşça kalın demek için.
Pensei que entendesse, senão, por que viria aqui?
Fakat sigaranın size çok zararlı olduğunu unutmayın lütfen, Bay Candy. - Sizi seviyorum, Hemşire Erna.
Trouxe cigarros, mas fumar lhe faz mal, Sr. Candy.
Kaiserhof oteli, İngiliz Büyükelçiliği, Höhenzollern kafe ve İkinci Süvari Tümeli kışlasının spor salonunu.
Conhece Berlim, Sr. Candy? O Hotel Kaiserhoff, embaixada britânica... o Café Hoensollern e o ginásio dos Ulans.
- Candy de dönüyordu güya!
- E Candy também, não é?
Wynne-Candy'i mi istiyorsunuz?
Quer falar com o Gal.
Bunu yapamam bayan.
Wynne Candy, moça? Não pode.
Bay Candy'den.
É do Sr. Candy.
- Bay Candy?
- Sr.
- Bay Candy mutlaka dövüşmeli.
Tem que lutar.