Capital translate Portuguese
2,812 parallel translation
BEŞERİ SERMAYE'NİN SON BÖLÜMÜ
Último capítulo "O Capital Humano"
Sigorta şirketleri bunu "beşeri sermaye" olarak adlandırıyor.
As companhias de seguros apelidam isto de "capital humano".
- Başkentte ne işi var?
O que é que faz na Capital?
Saçmalık Özgür Irak operasyonuna fon yaratmak için küçük Afrika ülkelerine satarak kullanımdan kaldırdınız.
Eliminaste-os para pequenos países africanos para obterem capital para a - Operação Libertem o Iraque.
Sermayeyi hallediyorsun, ama gelecek on yıldaki derbi galiplerini hatırlayamıyorsun.
Tu tens o capital, mas não te lembras do nome de todos os vencedores da corrida da próxima década.
Komplocular, Zanbar'daki bir üsten Mandalore'un başkenti Sundari'ye saldırmaya hazırlanırlarken diğer 2000 bağımsız sistemin kaderi Darth Maul'un büyük bir suç imparatorluğu kurma amacına daha da yaklaşmasıyla tehdit altında.
Enquanto os conspiradores preparam o ataque a Sundari, a capital Mandaloriana, a partir de uma base em Zanbar, o destino de 2000 outros sistemas neutros está sob ameaça à medida que Darth Maul fica mais perto de estabelecer um vasto império do crime.
Başkente öncü bir birlik gönder.
Envie uma guarda avançada à Capital.
Aden Körfezi'ndeki uçak gemilerimizle doğrudan abluka gemilerini hedef alabilir ya da Kinyazi'nin konuşlandığı başkentin içindeki ve yakınlarındaki karargâhları ve askeri üsleri vurabiliriz.
Ou atacamos os quartéis e instalações militares à volta da Capital, onde está o Kinyazi. Proponho uma terceira opção :
Washington'in bambaşka bir boyutu var.
Armamento pesado. É um outro lado da Capital.
Siyasi sermayeni kullanmaya başlamalısın!
Tens capital político. Está na hora de usá-lo.
Ve yakında, Stonehaven United'ı da alarak şirkete yeni bir şey daha kazandırmış olacak.
E, não tarda muito, adicionará um novo elemento ao capital da empresa, com a aquisição da Stonehaven United.
Başkent'ten buraya Jim'in yerine geldi.
O Jerry veio da capital para substituir o Jim.
Başkent ekibinin, gerizekalı olmayan birini işe alabileceğini varsayabilir misin?
Podes assumir que o departamento da capital, não contratou um produtor sénior que é um idiota?
Fikir bana aitmiş gibi gösterip biraz para alıp ardından işin ardındaki beyni açığa vurdum.
Passar eu mesmo a ideia como se fosse ele... Arranjar algum capital... Então, revelar o verdadeiro cérebro por detrás disto.
Birikimlerini dondurmakla tehdit ederek davacıya baskı uygulamak uluslararası yasanın ihlâlidir.
É uma violação da lei internacional intimidar um litigante a chegar a acordo, asfixiando o seu capital.
Müşterilerinizin bu hafta sonunu çıkaracak kadar kaynakları yok.
Os teus clientes não têm o capital para continuar para além do final desta semana.
Müşterilerinin fonları tükeniyor.
Os teus clientes estão a ficar sem capital.
Vatana mı ihanet etmiş, büyük bir suç mu işlemiş, ne yapmışsa benim bölümümde yaptı.
Seja qual for o crime capital ou traição que ela tenha cometido, ela pertence ao meu departamento.
Pacific Capital, Cambridge Securities, BPC'de. - Bayağı yer değiştirmişsin.
Cambridge Securities, BPC.
Friendczar'ı üç gün içinde halka açıyorlar.
A Friendczar vai abrir o capital dentro de 72 horas.
Girişim sermayesi fonları da benim için artık rüya.
Ninguém responde às minhas chamadas. Já não consigo captar mais recursos de capital.
Aynı anda General Ashland komutasındaki DKHS birlikleri Başkent üzerinde uçuşa kapalı bir bölge oluşturacak.
Ao mesmo tempo a CDEAE, sob o comando do Gal. Ashland, vai impor uma zona de exclusão aérea sobre a Capital.
Denizaltı çalmak, Başkente nükleer füze fırlatmak adam orada bir gemi pirinç için bir süper güç gösterisi başlatıyor yahu!
Roubar um submarino, disparar contra a Capital... Está a fazer um espectáculo com a super potência, por um barco de mantimentos.
202 alan kodu, Washington D.C'ye ait.
202. É Washington, capital. Sim.
Bu altınlarla ona şehirde güzel bir konak inşa edeceğim.
Com este ouro, vou construir-lhe uma bela mansão na capital.
Neyse işte, yarın şehre gideceğim.
De qualquer forma, amanhã irei à capital.
Böylece Bambu Kesici o günden sonra kimonosunun içinde altınlarla sık sık şehre gider oldu.
A partir desse dia, o Cortador de Bambu... foi regularmente à capital, com ouro no seu kimono.
Başkente gidiyoruz.
Para a capital.
Başkente mi?
A capital?
Başkenti ve tüm formalitelerini geride bırakıp yemyeşil topraklarda çiçeklerin açtığı kuşların öttüğü, balıkların sektiği bir yere gidelim.
Vamos deixar a capital e as suas formalidades... por um verde campo de flores, pássaros e peixes.
Başkentte mutlusundur diye düşünmüştüm.
Não gostaste da capital?
Daniel şirket kanatlarına bir tüy daha ekliyor.
O Daniel adicionará um novo elemento ao capital da empresa.
Şimdi, Massachusetts'in sermaye nedir?
Agora, qual é a capital de Massachusetts?
Kandor'da, başkentimizde.
Em Kandor. A capital.
Asıl plan ülkenin başkentini Omaha'ya taşıyıp yakında sahil olacak mülkü bir yığın elit milyardere satmak.
Está em curso o plano para mudar a capital para Omaha... e um grupo de bilionários vai comprar o que será a propriedade à beira mar.
Başlangıç olarak öncelikle senin ülkenin başkentiyle başlayabilirim. Mesaj alındı.
Eu iria provavelmente, apontar para a capital, para começar.
Ne bir kuruş parası ne de siyasi sermayesi kalır.
Pegarei tudo que tiver no banco e cada dólar de capital político que tem nessa cidade.
Yanımızda başkentteki hükümet binalarının yarısını patlatmaya yetecek kadar patlayıcıyla geziyoruz.
Andamos com explosivos que dão para rebentar metade dos edifícios governamentais da capital.
Beni bir yatırım uzmanıyla tanıştırdı. O da bankayla nasıl konuşacağıma dair ücretsiz danışmanlık yaptı.
Apresentou-me a um gestor de capital, que me aconselhou sobre como lidar com o banco.
- Sizi savcılığa şikayet edeceğim.
Eu vou reportar você para a capital.
Senin raporunu Başkent'e gönderdim.
- Enviei o teu relatório à capital.
Pensilvanya'nın kremalı mısır başkenti.
A capital do creme de milho da Pensilvânia.
Bak, sadece 2.6 milyar para havuzuna ihtiyaçları var.
OS MELHORES HAMBÚRGUERES DO BAIRRO Só precisam de 2,6 mil milhões de capital semente.
Altını çizerim. Her şeyin arkasında onlar var.
Com o grande capital G. Eles estão atrás de tudo.
Washington'da Merkezde çalışıyorum ben dedektif.
Trabalho no escritório da capital, Detective.
197 sefer sayılı uçağın düşmesinden sonra soruşturma tüm paramızı bağlı tutmuştu.
Depois da queda do Voo 197, a investigação congelou todo o nosso capital.
Brandon Boyd, VAC Kapital'de simsar ve öncü serbest fonu var.
Brandon Boyd, negociador da VAC Capital, um famoso fundo de investimentos.
VAC Kapital, biliyorum.
VAC Capital, estou ciente.
- VAC Kapital'i duydun mu hiç.
- Já ouviu sobre VAC Capital?
Bir bakalım.
Houve a Pacific Capital,
Cebinde de riske atabileceği parası varmış.
Ele tem um capital de risco que lhe faz um buraco no bolso.