English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ C ] / Capo

Capo translate Portuguese

405 parallel translation
Kayıklar Capo Mulini'den dönene kadar ağlar bükülerek ve düzelerek gelip gidiyorlar.
As redes vão e vêm, os barcos sobem e descem, descem e sobem até regressarem a Capo Mulini.
Doğru, ama Capo Mulini'nin ötesinde denizde öldü o.
É verdade, mas morreu no mar, para lá do Capo Mulini.
Capo Verde'den uzaklaşmak istemiyorum.
Não desejo permanecer nestas águas de Cabo Verde.
Capo rejimi altında, Peter Clemenza'ya, Baba olarak bilinen Vito Corleone'ye hizmet ettiniz mi?
Serviu sob as ordens de Peter Clemenza, sob a chefia de Vito Corleone, também conhecido por Padrinho?
Bana dokunan ilk parmağı keserim.
A primeira coisa que me tocar eu capo!
Haliyle, Capo Ferro ile saldırmayı umuyorsundur.
Naturalmente, deves estar à espera que eu ataque com Capo Ferro.
Haliyle, ama Thibault'ın Capo Ferro'nun etkisini yok ettiğini fark ettim.
Naturalmente, mas eu acho que o Thibault cancela o Capo Ferro, não achas?
Şebekenin patronu kim o zaman? the capo di tutti capi?
Então quem é o grande, o padrinho de todos os padrinhos?
Tamam. Rundgren konserinden dönmüştük arabanın üzerinde otururken onu öptüm.
Okay, nós chegamos a casa depois do concerto do Rundgren... e eu estava sentada no capo do carro, e beijei-o.
Neyse, Carlo Gambino bu olaydan "tüm mafyanın lideri" olarak çıktı. Sonra, komisyon bir daha toplanmadı, bugüne kadar.
O Carlo Gambino acabou por ficar chefe de todos os chefes, capo de todos os capos e foi a última vez que a Comissão tentou reunir.
Bir daha bana karşı harekete kalkışırsan aletini keserim.
Se me fizer mais uma, seu filho da mãe... ... capo-te os tomates!
Güneş Capo Mulini'nin üzerinde doğmadan onlar rıhtımda olurlar.
Chegam ao cais antes do sol nascer sob o Capo Mulini.
Nerede olursanız olun, bu hep böyledir. - Trezza, Castello, Capo Mulini...
Isto não pode continuar.
Dökme!
Não deite isso no capô!
Hayır, hayır! Motor kapağına oturmayın!
Não sente no capô.
Göçerteceksiniz! Aynı şeyi çocuklara da söylemiştim.
Disse aos meninos que não sentassem no capô.
"Kaputtaki benekler"?
- Manchas no capô?
Kaputu açın.
Levante o capô.
Ben olay yerine saat 22 : 00'de vardım, 43 dakika sonra. Arabanızın motoruna elimi koyduğumda, soğuktu.
Eu cheguei ao local às 22h, 43 minutos depois, e quando pus a mão no capô do carro, estava frio.
Farlarınızı, eh, açar mısınız ve dönüş sinyalinizi, lütfen, ve kaputu da?
Experimente as luzes, o pisca e abre o capô?
Arabamın motor kapağında biri varsa ne yapmam gerekiyor?
Que devo fazer quando está alguém no capô do meu carro?
Kaportayı aç.
Abra o capô.
Kaputu aç.
- Abre o capô.
Kaput süsü olarak yaşamayı hiç düşündün mü?
Já pensaste em ganhar a vida como adorno de capô?
Hey, kaputunu açmalısın!
Levanta o capô.
Torpidoya koy.
Abre o capô.
Hayır, insanların arabalarının kaportalarını çalıyor sadece.
Não, só roubava o capô dos automóveis.
Sizi Hoover gibi sömürürler.
Não fomos nós, foram eles! Partiram o pára-brisas do teu carro, roubaram o rádio e escreveram'lava-me'no capô. Foram vocês.
Kaporta süsünü soracak mısın? kaporta süsü neymiş?
Vais perguntar sobre o enfeite do capô?
Hiç sormayacaksın sandım.
- E o enfeite do capô? - Pensei que nunca ias perguntar.
Kapıyı kapat demiştim, mankafa!
Meta as mãos no capô. Por favor feche a porta.
Bu pişmanlık belirtisi içten mi geliyor yoksa arabanın kaportasını göçerteceğimden mi korkuyorsun?
Quer-se desculpar porque está com remorsos, ou porque lhe vou amassar o capô se continuar aqui sentada?
Göçerteceğinden.
Vai amassar-me o capô.
Kapak neden açık ha? Bir sorun mu var?
Porque o capô está aberto?
- Evet az bulunur.
Em todos os lugares, mas debaixo do capô.
Şimdi dönün ve ellerinizi aracın üstüne koyun lütfen, efendim.
Vire-se e ponha as mãos no capô, senhor.
"Şimdi" dediğimde camın üstünden atlayacağız...
Quando disser "Já", saltamos para o capô.
Araba süsü gibi.
- Como uma decoração num capô.
Ve kaputunda mızrak başlı orijinal yükseklik ayarları.
E adaptadores de atitude marca Ginsu no capô.
Kaputu açtık ve motorunda bir şey vardı.
Levantamos o capô e encontramos algo no motor.
Ellerini yavaşça kaldır.
Maos no capô, devagarinho.
Kaputu kaldır, Al.
Abre o capô, Al.
Geçen hafta bir kızıl geldi ve sanırım bir Sunbird kullanıyordu, kaputu açtı ve...
Veio aqui uma ruiva a semana passada, acho que ela conduzia um Sunbird... Ela abriu o capô...
Arabamın kaputuna yani.
- No capô do meu carro, queria dizer.
Efendim, torpidoyu açar mısınız?
Podia levantar o capô?
Herhalde artık karını tek başına bir yere göndermezsin.
Talvez da próxima vez aprendas a não deixar o capô aberto ao entrar na loja.
Çok sevinecek. Geçen sene babası panayırda bunu onun için kazanmıştı. - Onu arabanın üzerinde unuttum.
Ela vai adorar, foi um prémio que deram ao pai na feira e esqueci-a no capô.
- İn şuradan.
- Sai do raio do capô!
Bırakacak mısın beni?
- Não podes. Vais deixar-me? Sai do capô!
Pekala kaput.
- Abra o capô.
Arabası hararet yaptığı için otoparka giriyor. Kaputu kaldırıyor.
Ele entra, tem o carro sobre-aquecido tem o capô levantado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]