Carrie translate Portuguese
3,735 parallel translation
Carrie Mathison.
Carrie Mathison.
- Evet, Javadi ve Carrie'yi kaydetmemiş.
Sim, não apanhou o Javadi e a Carrie.
Carrie?
Carrie?
Bu Dedektif Johnson, bu Dedektif Cort, bu da Carrie Mathison.
Detectives Johnson, Cort, e Carrie Mathison.
Carrie seni götürecek.
A Carrie vai levar-te.
Sonra Carrie seni uçağına götürecek.
E a Carrie vai levar-te de volta para o avião.
Sen, Carrie, Quinn.
Tu, a Carrie, o Quinn.
Ya da akıl hastanesine yatırdığın Carrie'nin çıkıp bu konuda bir şey yapmadığın gerçeğini?
Ou que a Carrie, que puseste num hospício, saiu e não fizeste nada?
Carrie çekti.
A Carrie atraiu-o.
Carrie'nin gelmesini istiyorum.
Eu quero a Carrie aqui... agora.
Olur Carrie.
Claro, Carrie.
- Carrie gideceğini biliyor mu?
- Amanhã de manhã. - A Carrie sabe que vais?
Javadi'yle yaptığın sorgulamanın not dökümüne bakıyorduk... -... dün Carrie'ye söylediklerini destekleyen bir şey var mı diye.
Sim, estávamos a ouvir a transcrição do interrogatório ao Javadi para ver se corroborava o que ele disse à Carrie no aeródromo ontem.
- Carrie miydi?
- A Carrie?
Carrie, bununla başa çıkabiliriz.
Carrie, podemos controlar isto.
- Sakin ol Carrie.
Calma, Carrie.
- Bunu bilemezsin Carrie.
- Não sabes, Carrie.
Carrie haklı Scott.
Ela tem razão, Scott.
Carrie, ne bok yiyorsun sen?
Carrie, que porra estás a fazer?
Carrie, dön o minibüse!
Carrie, volta para a carrinha!
Carrie ya şimdi dönersin ya da seni durdururuz.
Carrie, volta agora para trás senão impedimos-te.
Carrie, ben Quinn.
Carrie, fala o Quinn.
- Ağzımıza sıçacaksın Carrie.
Estás a foder-nos, Carrie.
Carrie, atışı yapacağım.
Carrie, eu vou atirar.
Alın Carrie'yi oradan Tanrı aşkına!
Apanhem-na, por amor de Deus.
- Carrie n'apıyorsun?
Carrie, que caralho estás a fazer?
- Carrie geri dön.
Carrie, dá meia volta agora.
Carrie'den başka bir mesaj daha aldım.
Recebi outra mensagem da Carrie.
Ama Carrie biliyor.
Mas agora, ela desconfia. O que vamos fazer?
Planım bu Carrie.
Esse é o plano, Carrie. Diz-me que não vale o teu tempo.
- Tanrı aşkına Carrie.
Pelo amor de Deus, Carrie!
- Bırak şu oyunları Carrie!
Pára com o caralho desses joguinhos, Carrie.
Bana bak Carrie.
Olha para mim, Carrie.
- Döndükten sonrayı kast etmiştim.
Era só depois de voltares. Vá lá, Carrie.
Ne yapıyorsun Carrie?
Carrie, que caralho estás a fazer?
Carrie hemen geri dön.
Carrie, dá meia volta agora.
- Halime bak Carrie.
Olha para mim, Carrie.
Emir verilmişti Carrie.
Foi uma ordem directa, Carrie.
Carrie, 15 haftalık hamilesin.
Carrie estás grávida de quase 4 meses.
- Dudağını ısır Carrie. İyice ısır.
- Cala a boca, Carrie.
- Görevi iptal etmeye çalışıyorlar Carrie!
Estão a tentar abortar a missão, Carrie!
Sınırdan 250 metre uzaktayım Carrie.
Estou a 275m da fronteira, Carrie.
Yapma Carrie, öyle bir şey olmayacağını biliyorsun.
Vá lá, Carrie, sabes que não vai haver outra hipótese.
Hayır. Yanlışsın Carrie.
Não, estás errada, Carrie.
- Carrie, olmaz.
Carrie, não.
Ama bu farklı Carrie.
Mas isto é diferente, Carrie.
Merak etme Carrie.
Não te preocupes, Carrie.
Carrie, bildirim yap.
Carrie, acusa a receção.
- Dinle şu herifi Carrie.
Ouve o homem, Carrie.
Son kez söylüyorum Carrie.
Pela última vez, Carrie.
Carrie.
Carrie.