Cases translate Portuguese
310 parallel translation
Tek bildiğim, seninle hemen evlenmek istediğim.
Só sei que quero que cases comigo agora.
Tray, evlenip, uzaklara gitmen hiç hoşuma gitmiyor.
Tray, detesto que te cases e que te vás embora.
Ben de kendine gelip yarın benimle evlenmeni istiyorum.
Estou a pedir-te que tomes juízo e amanhã cases comigo.
Öyleyse ne olursa olsun, seninle evlenmek isterim.
Então, seja lá o que acontecer, quero que te cases comigo.
O şeytanla evlenmene izin vermeyeceğim.
Não deixarei que cases com esse demónio.
Senin tekrar evlenmemene çok üzülüyoruz.
Custa-nos que não cases.
Annen gibi senin de ahçı olman gerektiğini veya..... bir şoförle evlenmeni istediğimi söylemiyorum.
Não digo que tens que ser cozinheira, tal como ela, ou que quero que te cases com um motorista.
Evlen ve dokuz çocuk sahibi ol.
Que te cases e tenhas nove filhos.
Griswold'la evlenmeni istiyorum.
Eu quero que te cases com Griswold.
George, sana layık olduğum için benimle evlenmeni istemiyorum.
Não quero que te cases comigo porque pensas que então agora já te mereço.
Beni dinle ve sakın bir doktorla evlenme.
Aceita um conselho e não te cases com um médico.
Senden benimle evlenmen beklendiği için evlenmeni istemiyorum.
Não quero que cases comigo só porque é o que se espera de ti.
Şunu söylemek istiyorum, o köylü herifle evlenme lütfen.
Quero dizer-te que não gosto que te cases com aquele saloio.
Karılarına köpek muamelesi yapıyorlar!
Nunca cases com um latino. Tratam as mulheres deles como lixo!
Seçim yapma, hep seçilen ol.
Não cases com nada. Nunca escolhas.
Benimle evleneceksin diye bir şart yok.
Não quero que te cases comigo.
Onunla evlenmene müsaade edemem, Tommy.
Não posso permitir que te cases com ela, Tommy.
Benimle evlenmeni istiyorum.
Quero que te cases comigo.
Rockwell, oğlum, sana söylüyorum, asla, ama asla bir film aktristiyle evlenme.
Rockwell, meu rapaz, nunca, repito, nunca te cases com uma actriz.
Belki evleneceksin benimle, öyle mi?
Talvez cases comigo?
Evlenme.
Não te cases.
Hey, Fierro, onunla evlenmeni istemiyorum. Onu sadece mutlu et.
Fierro, não estou a pedir que cases com ele, apenas que o deixes feliz.
Belki onunla evlenirsin ve görmesi için onu çiftliğe abinin yanına götürürsün.
Talvez cases com ela e a leves para casa para o teu irmão a ver.
- Benimle evlenmeni istiyorum.
- Quero que te cases comigo.
Belki Jennifer Cavilleri ile evlenmek işe yarayabilir.
A menos, talvez, que cases com Jennifer Cavilleri?
Benimle evlenmeni istiyorum.
- Porque... Quero que te cases comigo.
Kızıyla evlenmeni istediklerini duydum.
Sei que querem que te cases com a filha dele.
Bugün sadece evlenmen ve çocuk sahibi olman isteniyor.
Tudo o que se pede é que te cases e que tenhas filhos!
Karım olman şartıyla.
Que te cases comigo.
- Ne olmuş ona? - İki ay içinde onunla evleneceğim. Eğer sen benimle evlenmezsen.
- Vou casar com ele daqui a 2 meses a menos que tu cases comigo.
Livilla'yla evlenmene izin veremem.
Porém, devo dizer-te que não posso permitir que cases com Livila.
Bu bir Saint-Julien, Château Léoville Las Cases, 53 yılı.
É um... San Julián... Château Léoville Las Cases, 1953!
Ama küçük kızım, ben evlenmenizi çok istiyorum. Lütfen.
E eu quero que tu te cases, minha filha, se não te importas.
Buna direnmelisin. Birgün biriyle tanışıp, evleneceksin ve bir ailen olacak.
Tens de resistir a essa tentação, porque, um dia, talvez conheças alguém, talvez cases e cries uma família...
Evlenmeyin.
Não te cases.
- Leopold'la evlenme.
- Não cases com o Leopold.
Belki bir yazarla evlenirsin.
- Talvez cases com um escritor.
Oğluyla evlenmene gerek yok.
Não é necessário que te cases com o filho dele.
Neyse... benimle evlenmeni istiyorum.
Pois bem, quero que cases comigo.
Hadass ile evlenmeni istiyorum.
Quero que cases com Hadass.
Benimle evlenmeni istiyorum.
Quero que cases comigo.
Asla evlenme.
Nunca te cases.
Benimle evlen falan demiyorum.
Não te peço que te cases comigo.
Sana bir arkadaşın olarak söylüyorum Evlenmeni sabırsızlıkla bekliyorum.
Digo-te, como amigo, mal posso esperar que cases.
Bir daha evlenme.
Não te cases outra vez.
Eugene, Ne zaman seni görsem, Benim için dünyada, en çok anlam ifade eden şeyi görüyorum, yarın evlendiğinde, O gün nasıl hissettiğini, Öğrenmiş olacağım.
Eugene, quando te vejo, a coisa que mais... me interessa no mundo inteiro, é que cases ao casares amanhã, vou saber como te sentiste naquele dia.
Sana benimle evlen demiyorum. Dediğim sadece... kapa çeneni!
Não te estou a pedir que cases comigo, só estou a dizer que não...
Julie, benimle evlenmeni istiyorum.
Peço-te que cases comigo.
- Yani senin o Deepak ahmagiyla evlenmeni istemiyorum!
- É por isso que não quero que cases aquele Deepak.
Seni zengin bir adamla evlendirmek istediklerini biliyorum!
Sei que eles querem que te cases com um homem rico.
Tekrar evlenmeni istemiyorum.
Não quero que te cases.