English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ C ] / Cenaze

Cenaze translate Portuguese

3,901 parallel translation
- Cenaze olmayacak mı?
Não vai haver funeral?
Bir kılıf uydururuz. Kahramanmış gibi bir cenaze düzenleriz.
Bem, vamos dar-lhes um funeral de heróis.
Cenaze bu gece.
O velório é esta noite.
Hayır. Cenaze var.
Não... é um velório.
Doğru ama şimdi büyük bir cenaze olacak, bir sürü insan gelecek.
Isso mesmo. E agora vai haver um grande funeral cheio de pessoas.
Bu cenaze şu anda dünya üzerindeki en güvenli yer.
Este funeral é o lugar mais seguro do mundo neste instante.
Sonuçta senin için bir cenaze yaptım.
Afinal, eu fiz um elogio no seu funeral.
Cenaze bugün.
O funeral é hoje.
Selam! Ben arkadaki Funnel Cake standından geliyorum. Ve sizin küçük masanızı izlemek cenaze izlemekten daha üzücü.
Olá, sou do quiosque dos Bolinhos Fritos e a vossa mesa é mais triste que ver "O Diário da Nossa Paixão" num funeral.
O zaman, cenaze hazırlıklarını yapması lazım.
Então devia ter preparado o funeral dele.
Ramsey'in cesedini cenaze töreni için Arlington'a gönderdim.
Libertei o corpo de Ramsey para o enterro em Arlington.
Evet. tüm saygımla, bir cenaze buradaki kızlara ve de bunu yapan adamım ödemesi gereken şeye hiç bir anlam ifade etmedi.
Com todo o respeito, um funeral não fez nada pelas raparigas que lá estão, e eu quero que o homem responsável pague por aquilo que fez.
Burada bir cenaze var!
Isto é um funeral!
Kullandığı teknik cenaze levazımatçısı gibi değil.
A sua técnica não é a de um agente funerário.
en azından bir cenaze
- Ele merece ser enterrado.
Köyümüzde cenaze törenlerine alışmıştık.
Nós estávamos habituados a funerais na nossa vila.
Ordu içinde, çatışmalarda ölen askerleri cenaze için ülkelerine, ailelerine getirmekle görevli koskoca bir bölük var.
Há toda uma seção militar, só para enviar soldados mortos em combates para as suas famílias.
Sizin taraftan yüzlercesi ölüyor bu hızla giderse binlerce cenaze olacak yakında devlet dediğiniz o minik oluşumu da kaybetmek üzeresiniz ve devlet olma hayaliniz de bitecek ne biçim bir zafermiş bu? "
"Centenas dos vosso estão a ser mortos. A este ritmo milhares vão ser mortos. " Estão prestes a perder seja lá o que resta do vosso Estado
Bu yüzden oldukça çok yangın çıktı ve oldukça çok cenaze düzenlendi.
Registaram-se demasiados incêndios e muitos funerais.
Bu zahmetlerinizin ve kızın cenaze masraflarının karşılığı.
Bem, é pelos teus problemas e para as despesas do funeral da rapariga.
Ailem ve ben cenaze için geldik.
A minha família e eu estamos aqui para o funeral.
Cenaze evi.
Piada sobre o funeral.
Hayatım... Sonu gelmeyen bir cenaze töreni gibi.
A minha vida é como um funeral sem fim.
Bazen bize tek parça halinde gelmiyorlar ve biz de onları açık tabut cenaze töreni için bir araya getiriyoruz.
Às vezes, chegam em mais de um pedaço e precisamos realizar algumas remontagens para funerais com o caixão aberto.
İki ay önce cenaze evindeki işinden ayrılmış.
Pediu a demissão há dois meses.
Annesine söylemeye gidiyorum, cenaze işlerini ayarlayayım.
Fazer preparativos.
Cenaze törenini kaçırdığım için üzgünüm.
Desculpa ter perdido o teu funeral.
Bir keresinde Bali'de bir cenaze törenine katılmıştı. Tüm köy gelip kutlama yapmıış.
Ele foi a um funeral uma vez em Bali, acho, e a vila toda apareceu para celebrar.
Sana, arkadaşım Hanna'yı bulduğun ve ona doğru düzgün bir cenaze imkanı sağladığın için teşekkür etmek istiyorum.
Eu queria agradecer-lhe... Por encontrar a minha amiga Hanna. E dar-lhe um enterro digno.
"Olivia Pope and Associates" den geliyoruz ve Peder Drake'in cenaze törenini biz düzenliyoruz.
Estamos com a Olivia Pope a tratar dos arranjos do pastor.
Peder Drake için yapacağım konuşmayı yazıyorum. Cenaze töreniyle senin ilgilendiğini bilmiyordum.
Estou a fazer o meu discurso para o pastor Drake, e não sabia que estavas a tratar disso.
On dakika sonra bu cenaze üç kanal tarafından canlı olarak yayımlanacak.
E 10 minutos antes deste funeral ser transmitido pela TV.
- Harika bir cenaze düzenledik.
- Fazemos bons funerais.
Cenaze sesini kullandığın için teşekkürler ama büyükannemin için pek üzülen olmadı.
Obrigada por usar a sua voz fúnebre, mas ninguém gostava da minha avó.
Aslında bu cenaze olacak.
Na verdade, é um funeral.
- Cenazeye gelmemişti ama. Cenaze babanın cenazesiydi. Bu seninle ilgili.
O funeral foi por causa do pai, isto é por ti, ele virá.
Cenaze törenini tarif edebilir misin?
Consegues descrever a cerimónia fúnebre dela?
Büyük bir cenaze töreni oldu.
Foi uma coisa em grande.
Konuşan birçok kişinin Kanadalı ünlüler olduğunu hatırlıyorum. Hepsi anneme sağlığında yakın olan kişiler değildi ama onları izlerken şöyle düşündüğümü hatırlıyorum... "Tanrım çok güzel bir cenaze töreni ve galiba gösteri işindeyken ölmek iyi bir şey ; çünkü konuşma yapanların hepsi iyi konuşmacılar."
Muitas das pessoas que discursaram eram celebridades canadianas, não necessariamente as pessoas mais chegadas à Mãe em vida, mas lembro-me de pensar que estava a ser bonito e que devia ser bom pertencer ao mundo do espectáculo porque as pessoas tinham jeito para fazer discursos.
Aile, özel toplantılar, cenaze.
Família, ocasiões especiais, funerais.
Esas cenaze Hyde Park'taydı.
E o funeral foi no Hyde Park.
Onların içinde cenaze müdürü gibi duruyorum.
Então. Eu parecia um tipo duma agência funerária com um desses.
Cenaze ne zaman, haber verirsiniz...
E digam-me onde é que será o funeral.
Tüm Lexington cenaze için kapatılmış.
A Lexington está fechada para um funeral.
Dün Queens'teki evinde ölen CIA ajanı ve Soğuk Savaş kahramanı Oscar Diebold'un cenaze töreni için.
O funeral de Oscar Diebold, um agente da CIA e herói da Guerra Fria, que morreu ontem em sua casa em Queens.
Cenaze nasıldı?
Como foi a cerimónia?
Cenaze de sona erdiğine göre,... vaftizi düşünmeliyiz.
E agora que já foi o funeral, devíamos pensar no batizado.
Cenaze nerede?
Onde é o funeral?
Cenaze
O FUNERAL
Cenaze üç saat sonra.
Dentro de 3 horas.
Ve cenaze hazırlıklarımı da... Aman Tanrım!
Meu Deus.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]