English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ C ] / Cesur

Cesur translate Portuguese

6,906 parallel translation
Keşke arkadaşımın düşündüğü kadar cesur olsaydım.
Só gostava de ser tão corajosa como a minha amiga pensa que sou.
Cesur olmak hiçbir şeyden korkmadığın anlamına gelmez.
Olhe, ser corajosa, não significa que não se tenha medo, certo?
Bana üstat, cesur genç şair diyorlar.
Chamam-me Mestre e corajoso jovem poeta!
Lukas cesur olmanın ne demek olduğunu biliyordu.
O Lukas sabia como ser bravo.
Hatta cesur.
Até mesmo ousadas.
- Cesur mu?
Destemidos?
Çok cesur bir adam.
Sabes, ele é um homem corajoso.
Baban çok cesur bir adamdı.
Sabes, o teu pai era um homem corajoso.
Cennetteki Babamız, bize korkan bir ruh değil... cesur ve sağduyulu bir ruh verdiğini söylüyorsun.
Pai nosso, pelas tuas palavras não nos dás o espírito do medo, mas da coragem e da mente sã.
Cesur olmalısın, tamam mı? Abini dinlemeni istiyorum.
Preciso que sejas corajosa, está bem?
Ama cesur olun, ben dünyayı yendim!
Tomai coragem, pois eu venci o mundo.
Sen cesur bir kızsın.
És uma rapariga muito corajosa.
Cesur adamlar.
Homens corajosos.
Bugün kendini cesur hissediyor musun Kung?
Sentes-te corajoso hoje, Kung?
Cesur.
Corajoso.
Her gün ülkemiz için çalışan onca cesur kadın ve erkeği temsilen seçilmek büyük bir onur efendim.
- É uma honra, senhor... ter sido escolhido para representar homens e mulheres... que lutam pelo nosso país todos os dias.
Gücünü ve kız arkadaşını kaybettikten sonra cesur hissediyor musun?
Se acha o todo poderoso após perder os superpoderes? E a namorada...
Aya yolculuk öyle büyük, öyle cesur bir fikirdir ki mümkün olana dek imkânsız görülmüştür.
Uma moonshot é uma ideia tão grandiosa e arrojada, que é impossível, até deixar de o ser.
Cesur bir adamsın Stender.
És um homem corajoso, Stender.
Cesur bir adamdın Athelstan.
Foste um homem corajoso, Athelstan.
Cesur çocuklar.
Miúdos corajosos.
Cesur adam.
Homem corajoso.
- Cesur bir varsayım.
Uma presunção corajosa.
Bakın bakın Cesur Chimaji Appa geldi!
O valente Chimaji está aqui!
Bende her zaman derim ki Nizam güneydeki en cesur kişidir... Gerisi zayıf ve boyunları büyük!
Também sou da opinião de que Nizam é o mais forte em todo o sul o resto são todos fracos e mansos!
Orada Arthur adında bir cesur bir çocukla tanıştım.
Lá conheci um menino chamado Arthur. Era muito corajoso.
- Cesur olmana ihtiyacım var.
- Preciso que tenhas coragem.
- Benim gözümde seni dünyadaki en cesur insan yapar bu.
Isso faz de ti a pessoa mais corajosa que conheço.
- Cesur biri değilim.
Não sou corajoso.
Cesur bir adamın harekete geçmesiyle Pablo başkanlık hayalinin sona erdiğinin farkına vardı.
E com a ação de um homem corajoso, Pablo soube que o seu sonho de presidência tinha acabado.
Tehlikeyle yüzleşen cesur tavrı onu ülkede en çok öldürülmek istenen adam yaptı.
A sua coragem face ao perigo fez dele o homem mais procurado do país.
Tehditlerine rağmen birçok cesur adam ona karşı koydu.
Apesar das ameaças, muitos homens corajosos desafiaram-no.
Cesur adamlar çabuk ölür.
Homens corajosos têm uma maneira de morrer rapidamente.
Çünkü kimse bizim kadar cesur değil.
Porque ninguém tem os colhões que nós temos.
Çok cesur olduğunu biliyorum.
Eu quero que tu saibas que te acho muito corajoso.
Galán kadar cesur değilim.
Eu não sou corajoso. Não como era o Galán.
Çok cesur davrandın.
Tens sido tão corajosa.
- Bugün cesur olmaya çalıştım.
Tentei ser corajoso hoje.
Çok cesur bir dekorasyon anlayışınız varmış Sör Malcolm.
Tem um sentido de decoração marcial, Sir Malcolm.
Cesur ol, ben seninleyim.
* Sê corajoso e eu estarei contigo
Sevgili günlük... Bayan Elsa'nın pek çok durumda ucubelerinin dünyanın en cesur ve dürüst insanları olduğunu söylediğini duydum.
Querido diário, já ouvi Miss Elsa dizer em muitas ocasiões que as aberrações são as pessoas mais corajosas e sinceras.
Bu gece kafaları parçalanarak iki cesur polis memuru öldü.
Morreram dois polícias corajosos. Esmagaram-lhes as cabeças.
O hâlde ben de burada cesur Camille ile kalırım.
Vou ficar aqui com a irremediavelmente corajosa Camille.
Kendi zamanının alfasıydı. Vampirlerle olan savaşımızda cesur, kararlı ve radikaldi.
Militante, radical, obcecado em travar uma guerra com os vampiros.
sen cesur bir kızsın.
Está tudo bem querida, você é uma garota corajosa.
babadan daha cesur.
Até mais corajosa que a mamãe e o papai.
Hanımlar şimdi cesur olma zamanı.
Senhoras, esta é a altura de se ser audaz.
Cesur kızmışsın.
Miúda corajosa.
Hepsi cesur ve gerçek birer vatanseverdi *.
Eram todos homens de coragem e verdadeiros patriotas.
Bazen bu ülkede cesur ve dürüst kadın bulabileceğin tek yer hapishanedir.
Neste país, às vezes, só se encontra uma mulher corajosa e decente na prisão.
Ve... ve cesur.
- E...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]