English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ C ] / Commission

Commission translate Portuguese

21 parallel translation
Taipei Hızlı Araç Komisyonu.. .. Fransız şirketi Matra'ya karşı açtığı davayı kaybetti.
A Rapid Transit Commission de Taipei perdeu o processo que tinha interposto contra a Matra...
South Park sakinleri, Colorado Film Birliği size kasabanın çocuklarının yaptığı filmi sunmaktan gurur duyar.
Cidadãos de South Park, a Colorado Film Commission tem a honra de vos apresentar um trabalho feito pelas nossas crianças de South Park!
- Korean Film Commission -.
- Korean Film Commission -
Ticaret Komisyonu tüm sağlık iddialarımıza karşı önlem alıyor.
A Trade Commission está a questionar todas as nossas declarações médicas.
Senin, Ticaret Komisyonu'nun, veya Reader's Digest'ın bunu değiştirmek için yapabileceği hiçbir şey yok.
Não há nada que tu, ou a Trade Commission, ou Reader's Digest podem fazer para mudar isso.
Federal Ticaret Komisyonu ve Reader's Digest aslında size iyilik yaptı.
A Federal Trade Commission e a Reader's Digest fizeram um favor a vocês.
Thapar Commission's son duyduğumuzda Shakti şirketinin karşısında.
Quem é você? Temos uma ordem judicial para ele.
Gizli-saklı işler çeviren sayısız kuruluşla nasıl başa çıkabiliriz? Counsil on Foreign Relations, The Trilateral Commission, Bilderberg Grubu [11] * ve diğer demokratik olarak seçilmemiş, kapalı kapılar ardında hayatımızın politik, finansal, sosyal ve çevresel öğelerini kontrol eden bu gruplarla?
Como lidamos com as inúmeras instituições escondidas como o Conselho de Relações Exteriores, a Comissão Trilateral e do Grupo Bilderberg e de outros anti democráticos grupos eleitos que, atrás das portas, tramam para controlar a política, as finanças,
Teddy Kennedy, Warren Commission'a tüm gün boyunca ve öleceği tarihe kadar inandı.
Teddy Kennedy acreditava na Comissão Warren até ao dia em que morreu.
Büyük Buhran sırasında yatırım bankacılığını düzenlemek için oluşturulan Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonu hiçbir şey yapmadı.
A Securities and Exchange Commission, o órgão federal criado na Depressão para regular a banca de investimentos, não tomara quaisquer medidas.
Born, Arnold Porter'da türev ürünler alanında çalıştıktan sonra Clinton tarafından türev ürünler pazarını denetleyen Vadeli Emtia Ticaret Komisyonu Başkanlığına getirildi.
Depois de ter sido responsável pela área de produtos derivados na Arnold Porter, Born foi nomeada pelo Presidente Clinton para dirigir a Commodity Futures Trading Commission entidade que supervisionava o mercado dos produtos derivados.
Eski Başkan Yardımcısı ( 1997-2000 ) Vadeli Emtia Ticaret Komisyonu
Ex-Director-adjunto Commodity Futures Trading Commission
Menkul Kıymetler ve Borsalar komisyonu balon sırasında yatırım bankalarını ciddi bir biçimde incelemedi.
A Securities and Exchange Commission não investigou a actuação dos bancos de investimento durante "a bolha".
Obama, Vadeli Emtia Ticaret Komisyonu başkanlığına eski bir Goldman Sachs yöneticisi olan ve türevlerin denetlenmesinin yasaklanmasına yardım eden Gary Gensler'i getirdi.
Para dirigir a Commodity Futures Trade Commission, Obama escolheu Gary Gensler, um antigo executivo do Goldman Sachs, que ajudou a banir a regulamentação dos derivados.
Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonunun başına ise yatırım bankacılığı öz denetleme organı FINRA'nın CEO'su Mary Schapiro'yu getirdi.
À frente da Securities and Exchange Commission, Obama pôs Mary Shapiro, a anterior directora da FINRA, a entidade auto-reguladora da indústria bancária.
Takasbank Komisyonu oturumuna gelmediği için Wennerström Group CEO'su için tutuklama emri çıkartıldı.
Com a sua falta de comparência. - perante um painel Security Exchange Commission. - um mandado foi emitido para o CEO do Grupo Wennerstrom.
1977, McGovern Raporu'yla aynı yıl tüketici avukatları reklamdan sorumlu olan Federal Ticaret Komisyonu'yla aşırı şekerli ürünlerin reklamlarına düzenleme getirilmesi için görüştü.
1977, o mesmo ano do relatório McGovern. A defesa dos consumidores criou a Federal Trade Commission, o braço do governo encarregue da publicidade, de regulamentar os anúncios a produtos ricos em açúcares.
Federal Ticaret Komisyonu başkanı görüşmelerde çocuklara yönelik televizyon reklamlarının adil olmadığı sonucuna yavaş yavaş ulaştıklarını belirtti.
O Diretor Executivo da Federal Trade Commission diz que o grupo começa lentamente a chegar à conclusão de que os anúncios televisivos direcionados a crianças é injusto.
Federal Ticaret Komisyonu'nun çocuk reklamları üzerindeki yetkisi yetişkinlere yönelik yetkisinden daha az.
A Federal Trade Commission tem menos autoridade para regulamentar a publicidade para crianças do que para adultos.
Bir ay önce, Vahşi Yaşam Adalet Komisyonu ve WildLeaks'ten Andrea Crosta benimle irtibata geçti.
Há um mês, fui contactado pela Wildlife Justice Commission e pelo Andrea Crosta, da WildLeaks.
gelmek zorundasın Thapar Commission 16 ekim, 1980. imzala
Mas já acabou o horário de vista.. por favor, voltem mais tarde. Eu tenho ordens do tribunal.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]