Constantin translate Portuguese
55 parallel translation
Dönemin şair ve diplomatı Constantin Huygens bu şehir sarayındaki ihtişamın "kibirli, gotik bir yukarıdan bakış" olduğunu söylemiş.
Constantijn Huygens, um poeta e diplomata da época, considerava que essa Câmara Municipal fazia esquecer o que ele chamava, "a sordidez e a pobreza góticas."
Christiaan, Constantin Huygens'in oğluydu.
Christiaan era o filho de Constantijn Huygens.
Constantin aynı zamanda başarılı bir besteci ve müzisyendi de.
Constantijn era também um músico compositor realizado.
Genç ressam Rembrandt'ı Constantin keşfetmiştir ve bazı eserlerinde arka planda görünmüştür.
Foi Constantijn que descobriu um jovem pintor chamado Rembrandt van Rijn, em cujas obras viria várias vezes a aparecer representado.
Filozof Descartes, kendisini burada ziyaret ederek Constantin Huygens'e "Bir insanın bir çok alanda uğraşı içine girip hepsinde doğru sonuç alabileceğine inanmıyorum." demiştir.
O filósofo Descartes, que o visitava aqui, dizia de Constantijn Huygens : "não podia supor que um único espírito, pudesse ocupar-se de tantas coisas, e de estar tão bem fundamentado acerca de cada uma delas."
- Constantin Dimitrich Levin.
Constantine Dmitrich Levin.
Constantin Dimitrich. Duyduguma göre köylüler sürekli içki içiyormus. Oysa çok az ücret aliyorlar.
Como é possível que, na nossa aldeia de Kaluga, os camponeses tenham gasto tudo em bebida e não nos paguem nada?
Constantin Dimitrich Levin.
Constantine Dmitrich Levin,
Constantin Dimitrich sehirden ve sehirlilerden nefret eder.
O Constantine Dmitrich despreza e odeia a cidade e os citadinos.
Siz ruhlara inanir misiniz, Constantin Dimitrich?
Acredita em espíritos, Constantine Dmitrich? Por que pergunta isso?
Sorbonne.
Marilena Constantin. Sorbourne.
Peder Constantin?
Padre Constantin?
Peder Constantin.Nerede?
Padre Constantin, onde está?
- Peder Constantine'in öldüğü gece...
Na noite em que o Padre Constantin morreu...
- Peder Constantin?
Padre Constantin?
Hatta Saint Constantin Eski Roma'nın en büyük Sezar'larından biri bile.
Até São Constantino um dos grandes Césares da Roma antiga.
Çavuş, biz müdahale birliğiyiz. Constantin Andronescu adında bir askeri arıyoruz.
Sargento, estamos numa unidade de intervenção procurando por soldado Constantin Andronescu.
Constantin burada bir kuşatma harekatı istiyor.
Vamos para este ponto. Constantin quer fazer uma emboscada aqui.
Teğmen Constantin, binbaşının emriyle bizleri buraya konuşlandırdı.
Constantin nos posicionou aqui. Ordens do major. ele não sabe nada.
Constantin!
Constantin!
Teğmen Constantin, Başkanlığın bana verdiği yetkilere dayanarak seni Lejyon Onur Şövalyesi ilan ediyorum.
Tenente Constantin... em nome do Presidente da república... e em virtude dos poderes a mim concedidos... eu o nomeio cavaleiro da Legião da Honra.
Constantin'inki de ne aksilik ama.
Que falta de sorte Constantin teve.
Constantin'e nasıl pusu kurdular?
Como eles pegaram Constantin?
Teğmen Constantin'in şerefine içmeyi öneriyorum.
Proponho um brinde ao Tenente Constantin.
Teğmen Constantin'e!
Ao Tenente Constantin!
O Constantin'in adamlarındandı.
Ele era um dos adjuntos do Constantino.
Yaşlı Constantin'i sevmiyor musun?
Não gostas do velho Constantin?
Constantine.
Constantin.
Constantin denen bir herif.
Um tipo chamado Constantin?
Selam çocuklar. Constantin için bir şey getirdim.
Rapazes... tenho uma coisa para o Constantin.
O günler artık geride kaldı, Constantin.
Esses dias acabaram, Constantin.
Bu seninle benim aramda Constantin, tamam mı?
Ouve, Constantin. Isto é entre eu e tu, está bem?
Griffin Constantine Keyes.
Griffin Constantin Keyesi.
Ağabeyini Constantin'e getirmesi için Chicago'ya yolladık.
Mandámos o teu irmão a Chicago para trazer a Constantine de volta.
Yok bir şey Constantin.
Não há problema, Constantin.
Constantin, bizi bir dakika yalnız bırak.
Constantin, dê-nos licença.
Constantin, radarı aç lütfen Ben alıcıya yürüyorum
Constantin, por favor ligue o radar. Eu vou a pé para o receptor.
Constantin.
Constantine.
- Constantin icabına bakacak artık.
Constantine anda a tomar conta disto agora.
İyi dinle. Constantin, çalıntı araba işi yapıyor.
Constantine controla a loja.
Hayattayım ama Constantin için aynı şeyi söyleyemem.
Vivo, o que é mais que eu posso dizer ao Constantine.
Sadece seni uyarmak istedim, Constantin öldüyse bu demek oluyor ki...
- Sim, eu sei. Olha, só te quero avisar, se o Constantine morrer, isso quer dizer- -
Constantin'in altına seni sakladı.
Esconde-te do Constantine.
Constantin.
Constantin.
Uzun zaman önce benim adım Constantin Rostov idi.
A dada altura, há muito tempo, o meu nome era Constantin Rostov.
Constantin Rostov, Alexander Kirk olarak da biliniyor, Playa Larga'dan, bir saatten az bir süre önce batıya doğru giden... bir deniz uçağıyla Elizabeth'i alarak kaçtı.
Constantin Rostov, conhecido como Alexander Kirk, fugiu com a Elizabeth num hidroavião privado que saiu da Playa Larga... há menos de uma hora em direcção a Oeste.
Masha'yı Constantin ile görmek... bana kendi babamı hatırlatıyor.
Ver a Masha com o Constantin faz-me pensar no meu pai.
Tebrikler, Constantin.
Muito bem, Constantin.
Constantin'in kan sayımını arttırması için... kan nakline ihtiyacı olacak.
O Constantin vai precisar de transfusões de sangue para aumentar os glóbulos vermelhos.
- Kaderde yokmus. Constantin Dimitrich.
Não tinha de ser.
Constantin Dimitrich.
Soube que está tudo bem. Constantine Dmitrich!