Cosette translate Portuguese
191 parallel translation
Cosette küçük, tatlı bir kız. Benim günahlarım yüzünden onu cezalandırmayın.
A minha Cosette é um amor de menina, uma pequenina inocente.
Cosette süratle büyüyor.
"A Cosette está a crescer depressa."
Cosette ne olacak?
E a Cosette? O que lhe vai acontecer?
Sürekli Cosette diye birini sayıklıyor.
- Está sempre a falar na Cosette.
Cosette'i buraya getirmek için parayı göndereceğim.
Vou enviar dinheiro para a Cosette vir para cá.
Ben bir fahişeyim ve Cosette'in babası yok.
Eu sou uma prostituta, - e a Cosette não tem pai.
Yazıcımın bana söylediğine göre, bu adam Cosette'i getiremeyeceğini,.. ... çünkü ona borçlu olduğunu yazmış.
O homem diz que não pode trazer a Cosette porque lhes deves dinheiro.
Cosette'i getirip parasını elden alabilirdi.
Ele podia ter trazido a Cosette e ser pago pessoalmente.
Cosette birkaç gün içinde burada olur.
Enviei-lhe o que ele pediu, e um extra, para trazer a Cosette. Deverá estar cá dentro de dias.
Küçük tarla kuşumuz, sevgili Cosette'imiz annesiyle olmak için çok istekli ama öksürüyor. "Aynı annem gibi," dedi küçük tatlı melek.
"A nossa pequena cotovia, a nossa querida Cosette, está ansiosa por estar com a mãe," "mas tem tosse. Como a da mamã, disse o anjinho."
" Mösyö Thenardier, Cosette'i bu notu getirene teslim edin.
" Monsieur Thénardier. Entregue a Cosette ao portador.
Ama Tanrı beni yanına almaya karar verirse ona göz kulak olur musun?
Mas se Ele decidir levar-me, o senhor olha pela Cosette?
- Sen ve Cosette benimle her zaman güvende olacaksınız.
Sei que não tenho o direito... Tu e a Cosette estarão sempre seguras comigo.
... ben ve Cosette vardı.
comigo e a Cosette.
- Cosette.
- Cosette.
Cosette, ayağa kalk.
Cosette. Levanta-te.
Cosette! Çık!
Cosette!
Belki mösyö Cosette'in kucağında oynamasını ister.
Talvez o senhor queira que a Cosette brinque ao seu colo?
- Cosette'i sevdiniz mi?
- Gosta da nossa Cosette?
İşte, bu mektup Cosette'in annesinden,.. ... kızını almama izin veriyor.
Aqui tem uma carta da mãe da Cosette a autorizar-me a levá-la comigo.
Cosette, çabuk.
Cosette, depressa!
Sen bir kraliçesin, Cosette.
És a rainha, Cosette.
Cosette, dinle.
Cosette, escuta.
Pekâlâ, Cosette, bebeğini bana ver.
Pronto, Cosette, dá-me a tua boneca.
Cosette, üzgünüm.
Cosette, está tudo bem.
Bir dahaki seneyi düşünüyordum, o zaman sıra Cosette'e gelecek.
Estou a pensar que para o ano será a vez da Cosette.
- Amin. Neyse, Cosette burada kapalı kalacak olsa da en azından siz dünyayı görebilirsiniz.
Bem, embora a Cosette vá ficar presa aqui, pelo menos o senhor vai poder ver o mundo.
Doğal olarak Cosette'in fikir değiştirmesi beni hayal kırıklığına uğrattı ama ben de onu mutlu görmek isterim.
Claro que fico triste que a Cosette tenha mudado de ideias. - Mas também eu quero vê-la feliz.
Ne dersin, Cosette?
Que te parece, Cosette?
Cosette.
Cosette!
Cosette!
Cosette!
- Bana doğruyu söyle, Cosette.
Porque vai-me bater? - Como se atreve a pedir a verdade, se só me conta mentiras? - Diz-me a verdade, Cosette.
10 yıl öncesine kadar kızı Cosette'le orada yaşamışlar.
Lafitte e a sua filha, Cosette, viveram lá até há 10 anos.
Bana adının Cosette olduğunu söylememiştin.
Não me disseste que o nome dela era Cosette!
- Sorun ne? Sorun nedir?
O que houve, Cosette?
Cosette, deli misin?
Cosette, estás louca?
Cosette, lütfen!
Cosette, por favor!
Kanun seni böyle pisliklerden korumak için var, Cosette.
A polícia está aqui para a proteger, Cosette, de criminosos como esta escumalha.
- Onu bana ver, Cosette.
Dê-me isso, Cosette.
Cosette nerede?
- Onde está a Cosette?
- Cosette, sessiz ol.
Cosette, calada!
Cosette'im onlarla oyun oynayabiliyor.
A minha Cosette pode brincar com elas.
Ona ne olacak? - Cosette de kim?
- Quem é a Cosette?
- Cosette, bana mösyö demezsen iyi olur.
Cosette, é melhor não me tratares assim.
- Oyun oynamayı bırak, Cosette.
- Pára de brincar, Cosette!
Cosette, annene, sana bakacağıma söz verdim.
Prometi à tua mãe que olhava por ti.
- Yeter, Cosette.
- Pára com isso, Cosette!
Cosette.
Cosette...
Cosette mi?
Cosette?
Seni seviyorum, Cosette.
Amo-te, Cosette.
Onu sevdim, Cosette.
Eu amava-a, Cosette.