English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ C ] / Crepe

Crepe translate Portuguese

139 parallel translation
Ben de cömert sanmıştım. O yumurta dolması 70 pezo.
Aquele crepe custa dois dólares, sabes?
Bana çok yumurta dolması ikram ettiniz.
Foram generosos com o vosso crepe.
Şimdi geri ödeyebilirim size.
Deixem-me dar-vos um pouco do meu crepe, querem?
Bu krepi pişiriyorum.
Estou a cozinhar o crepe.
Ann, Bill'e krep getir.
- Não. Ann, dá um crepe ao Bill.
"Kendine krepten elbiseler yapan."
"Que fazia trajes de crepe."
Güzelliğin ve üstünlüğün birlikteliği kumaşı kadar tasarımı da harika ve şeritsiz korseli. Siyahlarla şekillendirilmiş muhteşem bir model. Yenlerinde beyaz hatlarla süslenmiş.
Combinando um enorme charme e distinção, tanto no tecido como na linha, "A Viúva Alegre", um modelo delicioso, bem moldado a crepe preto, com contas brancas nas mangas.
İnci beyazı renginde göz alıcı...
"Fim-de-Semana" combina um vestido radiante de "crepe" branco pérola...
Masaya kadar git bir parça börek al, hiçbir şey söyleme ye "Çok teşekkür ederim" de yüzünü sil ve uzaklaş ben de sana 50 dolar vereyim "
Vais até àquela mesa, pegas num crepe, sem dizer nada. Comes o crepe, dizes "muito obrigada", limpas a boca e vens embora. Dou-te 50 dólares.
- Onlara 25 dolar teklif ettim. - Neden olduğu hakkında en ufak bir fikirleri yok.
Ofereci-lhes 25 para comer um crepe!
İpek saten ya da krep kumaş kullanabiliriz.
Nós podemos fazer um de seda charmoso ou um crepe chinês.
Benim siparişleri de alabilir miyim acaba?
E o meu hambúrguer pode vir com um crepe de amêijoa?
- Bu krep... olağanüstü.
- Este crepe, "c'est magnifique".
Herbir krebin bir Mandelbaum tarafından açılması gerekir. Magic Pan'i sihirli yapan da budur.
- Cada crepe tem de ser enrolado por um Mendelbaum isso é que põe a magia no Magic Pan!
Bu Dominikliler krep yapmayı biliyorlar, değil mi? Şuna baksana.
- Estes Dominicanos sabem mesmo enrolar um crepe
Onun için Ray'in götünde büyük bir gevrek pasta var.
É por isso que o Ray tem um enorme crepe no rabo.
Acıtırsan, kıçına bir Çin böreği sokarım.
Se me magoar, enfio-lhe um crepe no cu!
Siz beni becerdiğiniz sürece bu beş para etmeyen evi kimseye satmayacağım.
Nunca mais um crepe vai deslizar dali.
Pekâlâ kızlar, balona, krepon kağıdına ve parti şapkalarına ihtiyacımız var.
Meninas, precisamos de balões, papel crepe, chapéus de festa...
- Bir Çin böreğinde aranan herşey.
- Tudo o que queremos num crepe!
- Yumurta adamdan mı bahsediyoruz?
- Falas do tipo do crepe?
Sorun, ona verdiğim isimle söylersem Yumurta Adam'ın yatakta kötü konuşmaktan hoşlanması.
O problema, se lhe podemos chamar isso, é que o tipo do crepe gostava de dizer obscenidades na cama.
San kuyruk sashimi, iki parça somon suşi ve bir acılı ton.
O sashimi de cauda amarela, dois pedaços de sushi de salmão e um crepe de atum picante.
Spring Roll cevap verin.
Crepe chinês, Comunique.
Tıpkı Olsen'lar gibi Hardey bagetlerden hoşlanır, ve bale yapar.
Exceto que Harding adora um minueto, ballet russo e crepe suzette...
Lütfen kasetteki ipi çekme!
Por favor não puxe a fita crepe!
Ver şu Çin böreğini bana!
Dá cá isso, meu crepe chinês!
- Burada sandviç ekmeğiyle boğulan oldu mu?
- Alguém se engasgou com um crepe?
Diğer haberimize geçelim. Oyuncak fabrikatörü Jonathan Weed dün gece bir çalışanın evinde ölü bulundu. Weed'in yemekte yediği sandviçten boğulduğu iddia edliyor..
O industrial Jonathan Weed foi encontrado morto em casa dum empregado que diz que ele se engasgou com um crepe.
İşçi hakkında suçlama yapılmayacak. Ama sandviç ekmeği gözaltına alındı.
O empregado não vai ser acusado, mas o crepe foi levado como prova pela Polícia.
- Sarma meyveyi.
- O crepe de frutos.
- "Eggroll" isteyen var mı? - Hayır.
- Alguém quer o último crepe?
- Eggroll'ü almaya.
- Pegar no crepe.
- Son böreği ister misin?
- Queres o último crepe?
- Ne zaman bana börek bıraktın ki? Hepsini sen yersin.
Porque não queres o crepe?
Ver şu böreği.
Dá-me esse crepe.
Duvar kağıtları, punç kasesi.
O papel crepe e a taça de ponche.
Kriko ve sigara?
Um crepe e um cigarro?
Boru ve krep? Hayır.
Um cachimbo e um crepe?
- Kek mi, dondurma mı?
- Crepe ou um gelado?
- Bana bir "egg roll" borçlusun.
- Deves-me um crepe.
Krep alın.
Come um crepe.
Bence çok yüksek bir ihtimal.
Acho que há fortes possibilidades. Eu quero o crepe gigante.
Spor salonuna sadece renkli kağıt yapıştırmak yetmez mi?
Bem, não podias simplesmente colar papel crepe colorido no ginásio?
Tüm elişi kağıtları götürdüler.
Eles tiraram-nos o nosso papel crepe.
Buyurun.
- Um crepe, por favor.
Evet. Haydi ona som altından bir dürüm alalım.
- Sim, vamos levar-lhe um crepe.
Hamurdan puro yapmak gibi, değil mi, Guillermo?
- Até parece um charuto feito de crepe, Guilhermo?
Bu kimin bastonu?
- O Crepe de uva-do-monte queimou-o bastante
Çin böreğini alıyorum.
- Levo o crepe.
Sana "egg roll" vereceğim.
- Dou-te um crepe.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]