Crips translate Portuguese
87 parallel translation
- Bip, sip ve cipleri kaybettim.
- Perdi os blips, os chuips e os crips.
ve cipler :
E os crips.
Crips depolara akın ediyor.
Vão assaltar a loja.
En gözde çete ürünü bu Donna Karan bandanasi - Crips çetesi için mavi, Bloods çetesi için kirmizi ve sadece 75 dolar.
A moda gangster mais buéreré é esta bandana Donna Karan - azul para o gang dos Crips, vermelha para o dos Bloods.
Sarışınlar ile kumrallar arasındaki kavga Cuma gününe kadar ertelenmiştir.
A luta entre os Bloods e os Crips foi adiada até a próxima sexta.
Şu Crips'lilere benziyorsun.
Pareces-te com um daqueles Crips.
Bu, Batı yakasına ilk gelişi burayla ilgili duydukları hep serseriler belalı sokak çeteleri ve...
É a primeira vez que vem à costa leste e ouviu falar nuns gangs nos Crips e nos Bloods, e...
Crips çetesine katılmayı bile düşündüm. Ama Bloods'un diş sigortası daha iyiymiş.
Até pensei em juntar-me aos Crips, mas descobri que os Bloods tinham um plano dentário melhor.
Crips çetesinin oluşumu hakkında bir kitap mı?
Um livro sobre a formação da gangue Crips.
O Crips'lerin beraber çalısmasını sağlıyor... ve Crips'in bloklarından kira alıyor ve buraya giren tüm kaçak malları ayırıyor.
Está a dizer que ele manda nos Crips daqui de dentro? Quem não é membro da Crips paga aluguer da cela... e os traficantes pagam impostos. Ele controla cada "mula" que entra aqui na prisão.
Bay Williams, ben Crips ve dünyaya bakışı hakkında bir kitap yazıyorum.
Sr. Williams... estou a escrever um livro sobre o gangue Crips... e a sua transformação num fenómeno mundial.
Bence sen sadece canavarı görmek için geldin. Cripsin yarattığı canavar hakkında not almak küçük gördüğün çetelerin kültürünü ve sebep oldukları şiddeti yazmak için.
Acho que veio até aqui só para dar uma olhada no monstro... tomar anotações sobre o monstro que fundou a Crips... voltar para sua mansão... e escrever sobre seu desdenho pela cultura e proliferação das gangues.
Ama bu Crips hakkında objektif yazı yazmamı engellemeyecek. Bunu bütün gazeteciler söylüyor.
O meu ponto de vista pessoal não vai afectar o meu julgamento objectivo para escrever o livro sobre os Crips.
Crips o kadar kısa sürede etkili oldu ki, bize kimse aksilik çıkarmadı.
A questão é que os Crips tornaram-se tão poderosos... que ninguém queria mexer com a gente, porque sabiam que iam perder.
Crips ailem oldu.
A Crips era a minha família.
Crips'in yerine başka birşey gelirdi.
Não acha que, se não fosse os Crips, haveria alguma coisa.
Sadece Crips'in kurucusu olarak hatırlanmak istemiyorum.
Não quero deixar como legado a criação da Crips.
Bir ateşkes istiyorum, Crips ve Bloods arasında.
Acalme-se. Estou a tentar organizar uma trégua.
Stan, eğer açıkça bu görüşlere destek verirsen, geriye dönemessin.
Stan, assim que pedir aos Crips que aceitem essa trégua... não há volta a dar.
Eğer şiddete tövbe edersen ve artık Crips olmadığını söylersen de gözden çıkmış bir adam olursun.
Quando disser que renuncia à violência entre gangues... que não é mais dos Crips... ficará marcado.
Eğer Bloods ve Crips arasında bir ateşkes olacaksa ve şiddet son bulacaksa bu bir risk değilde sorumluluk olur.
Escute, se for para uma trégua entre a Bloods e a Crips... e acabar com a violência na minha comunidade... não é risco, é uma responsabilidade.
Yani genel kanı çete hayatımın kendimi mahfetme aktivitesi olduğudur... 20 sene önce ben Crips çetesi kurucusuydum.
Vejamos... A mensagem, no geral, é mostrar... que ser membro de gangue... é uma actividade destrutiva que devasta... Há 20 anos, ajudei a criar a gangue Crips.
Çetenin Kaliforniya'da tüm ülkede hatta dünyada yayılacağını hiç düşünmemişdim.
Não imaginava que os Crips se espalhariam pelo Estado... pelo país... pelo mundo.
Akraba olan Crips ve Bloods üyeleri vardı ama birbirlerini yıllardır aramamışlardı.
Havia Crips e Bloods da mesma família que não se viam há anos... porque não podiam ir aos bairros um do outro.
Ben Crips hakkındaki bu kitap için o kadar yıprandım ki...
O que está a fazer? Batalhei tanto por esse livro.
Williams halen Crips'i yönetiyor mu?
Williams ainda comanda a Crips?
Crips üyesi mi? Anonim ifadeler mi? - Evet.
- São depoimentos anónimos?
Crips olduğumda en sert serseri olacağımı söyledim disiplinle ve çok çalışarak oldumda.
Quando decidi formar a Crips... prometi ser o mais malvado gângster que já viveu. Foi o que me tornei.
Bu konuda kelime etmekten hiçbir zaman korkmadım.
Com disciplina, fui o rei da Crips, sem medo de o dizer ao mundo.
- Evet? Bloods or Crips, Baba?
Os Bloods ou os Crips, pai?
Onları birbirlerine göndermek, Kan ve Sakatlar ın dini versiyonu gibi..
Vê-los'brigar'- como uma versão religiosa do "Bloods and the Crips."
Crips çetesine mi katıldın?
Vais-te juntar ao bando dos Crips ou quê?
Bu adam ateşini ejderhaya sattı, sonra onu çaldı, ve sonra Crips çetelerine tekrar sattı.
O homem que vendeu ao dragão o seu fogo, roubou-o de volta, e vendeu-o outra vez ao Crips.
Karar vermemiz gereken tek şey Kırmızılar çetesine mi Maviler'e mi katılacağımız.
Só temos de decidir antes de lá chegar, se vamos ser Crips ou Bloods.
"Bloods and the Crips" de oynamıyorum.
Não estou em nenhum bando de rua.
- Crips çetesini mi? Blood çetesini mi?
- CRIPS, BLOODS?
Bunları sokak çeteleri, kankalar ve eşcinseller için hazırladık.
Temos t-shirts para o gangue dos Crips, dos Bloods e dos Gays.
Bir Cuma gecesiydi, Watts'da bir proje olan Crip City'deyiz.
Era sexta à noite e estávamos na zona dos Crips num projecto em Watts.
Blood ve Crip üyelerinin anlaşması yeni değil ama siyahlar ve Meksikalılar arasındaki bu işbirliğini daha önce görmemiştim.
Quer dizer, os Bloods e os Crips a darem-se bem, não é novidade nenhuma, mas, nunca vimos este tipo de colaboração entre negros e mexicanos.
Newton'da konuştuğum bir memur, 110 Crips'i yöneten bir T-ball tanıdığını söyledi.
Um oficial com quem falei em Newton disse que conhecia um T-Ball que andava com os 110 Crips.
110 Crips, Baylor'ın mahallesinin çetesi, şef.
A 110 Crips era do bairro de Baylor, Chefe.
Bu adam, 15 yaşından beri 110 Crips'in aktif bir üyesi.
Esse tipo é é um membro activo dos 110 Crips desde os 15 anos.
Dediklerine göre, 110 Crips'in üç nolu adamıymış.
Bem, dizem que é o terceiro homem dos 110 Crips.
Reggie Moses 110 Crips'in güçlü bir üyesi.
Reggie Moses é um membro poderoso dos 110 Crips.
Onları almak için iki Crip ( Bir çete ) öldürmüşler.
Matou dois membros do bando dos Crips para ficar com armas.
Crips?
Aos Crips?
Yani onlar Clinton Street çetesi üyeleri.
Ou seja, são dos Crips, da Rua Clinton.
Ben bay Brooks'a, herkesin çocuklarının çete üyesi olmadıklarını öğreneceğine ve katili tutuklayacağımıza söz verdim. Ama Decker itiraf etmezse, o zaman ben- -
Prometi ao Sr. Brooks que todos saberiam que os seus filhos não eram da Crips, que não eram de gangues e que prenderíamos o assassino, mas se o Decker não confessar, eu não...
Ben eskiden "Crips'in kralıydım".
Costumava ser o rei dos Crips.
Sizin neden Crips'i kurduğunuzu bilmek istiyorum.
Quero saber por que fundou a Crips.
Bu durum kontrolden çıktı.
Crips e Bloods estão fora de controlo.