Cromwell translate Portuguese
346 parallel translation
Cromwell, Robin Hood, Kasap Jack.
Cromwell, Robin dos Bosques, Jack o Estripador.
- Evet, Cromwell Yolundan geçerken onların geldiğini gördük. Tüm ordu, hem de bandoyla.
Vimos, passamos por eles quando vínhamos para cá.
Cromwell, Robin Hood, Karın Deşen Jack.
Cromwell e Robin Hood e Jack o Estripador.
Yine Bayan Cromwell, bu geceki yemek için.
A Sra. Cromwell de novo, para jantar.
Bu gece Mona Cromwell'de beraberiz.
Devo encontrá-lo em casa da Mona Cromwell.
Özür dilerim, Bayan Cromwell.
Sra. Cromwell?
Majeste, Bayan Cromwell hala ısrar ediyor.
Majestade, a Sra. Cromwell insiste de novo...
Bayan Cromwell bunu size iletmemi istedi.
A Sra. Cromwell mandou-me entregar isto.
Bayan Cromwell yolladı.
Sim, daquela Cromwell.
Zamk bul, Bayan Cromwell'i ara, teşekkür et.
Arranje fita cola e agradeça a Sra. Cromwell!
Bayan Cromwell'i ara.
Chame a Sra. Cromwell.
418 Cromwell yoluna bir ambulans gönderin.
Mandem uma ambulância ao 418 da Cromwell Road.
Bay Cromwell.
Mestre Cromwell.
Mühürdarım Bay Cromwell'e ne dersin?
E o meu secretário, o Mestre Cromwell?
Cromwell. Çok becerikli bir adam.
É um homem muito hábil.
Cromwell olacağına ben olayım daha iyi.
Antes eu do que Cromwell.
Bay Cromwell bir şeyler ayarlayacağını söyledi.
O Mestre Cromwell diz que fará algo por mim.
Cromwell mi?
Cromwell?
Cromwell'i tanıyorsan, bana ihtiyacın yok demektir.
Se conhece o Cromwell, não precisa da minha ajuda.
Cromwell gibileri arkamda, çünkü onlar yırtıcı çakallar... ben de kaplanım.
Outros, como o Cromwell, porque são chacais de dentes afiados... e eu sou o tigre.
Cromwell sorular soruyor.
O Cromwell anda a indagar.
Diyelim ki ben Başhakimim, Cromwell'im, Londra Kulesi'nin gardiyanıyım.
Sou Cromwell, o Ministro da Justiça, o guardião da Torre.
Bakın Cromwell... bütün bunların amacı nedir?
Qual é o objectivo de tudo isto?
Cromwell, beni tehdit mi ediyorsunuz?
Estais a ameaçar-me?
Mühürdar Cromwell'in huzurunda bazı suçlamalara cevap vermesi gerek.
Deve responder a certas acusações perante o Secretário Cromwell.
Bunu zaten biliyoruz Cromwell!
Isso já sabemos.
Mühürdar Cromwell, ilam yanınızda mı?
Mestre Secretário Cromwell, tendes a acusação?
More'un infazından beş yıl sonra, vatana ihanetten Cromwell'in boynu vuruldu.
Cromwell foi decapitado por alta traição cinco anos após More.
- Bay Cromwell.
Sr. Cromwell.
Amery, içinde Cromwell'in şu sözlerinin de olduğu müthiş bir konuşma yaptı.
Amery proferiu um discurso formidável, em que citou Cromwell :
Tuğla, giyim. Yakındaki Basing Konutunu Cromwell'in süvarileri yaktı...
Lá perto, estão as ruínas da Basing House,
- Haritayı hazırlayan kim?
- queimada pela cavalaria de Cromwell. - Quem compilou esse mapa?
- Oliver Cromwell?
- Oliver Cromwell?
Oliver Cromwell, Britanya tarihinin en yürekli adamı...
Oliver Cromwell... o único homem com tomates na história Britânica...
Bir çeyrekte 60 milyon kaybederken ne halt etmeye ders turu yapıyor?
Como é que o Cromwell está a dar um ciclo de conferências enquanto perde 60 milhões?
Şey, Teldar Kağıt'ın tek büyük hisse sahibi olarak,... Bay Cromwell, bana konuşma fırsatı vermenizi takdir ediyorum.
Bem, agradeço a oportunidade que me deu, Sr. Cromwell, como o maior accionista da Teldar Paper, para falar.
Ve Bay Cromwell $ 1.000.000'lık maaşını nereye koyuyor?
E onde é que o Sr. Cromwell investe o seu salário de $ 1.000.000?
Teldar Kağıt, Bay Cromwell, her biri yılda $ 200.000'ın üzerinde... kazanan 33 başkan yardımcısına sahip.
A Teldar Paper, Sr. Cromwell, tem 33 vice-presidentes, cada um a ganhar mais de $ 200.000 por ano.
Eğer, garip bir tesadüf eseri, müteakip 90 saniye içinde Cromwell süt içmeye uğrarsa, unutma :
Se, por uma chance absurda, Oliver Cromwell aparecer aqui para um copo de leite nos próximos 90 segundos, lembre-se :
Beni Kral Charles ile başbaşa bırakabilirsin.
Deixe-me a sós com o Rei Charles. Ah, Sr Cromwell!
Bay Cromwell, sizi yine görmek ne hoş.
Que agradável vê-lo novamente.
Öyle çirkin bir herif ki, Cromwell asılacak olsa, yüzlerce gönüllü bulunur.
Eles teriam centenas de voluntários para cortar a cabeça de Cromwell ele é um demónio muito feio.
Muhteşem! Benim ve bebeğimin Fransa'ya kaçmamıza yardım etmek için Cromwell'i aldatmış ve kurnazca bir plan tertiplemişsin.
Você enganou Cromwell e concebeu um plano astucioso para me ajudar a mim e meu filho a escaparmos para França!
Evet, Herman Cromwell ile konuşmam gerekiyor, çok önemli.
Preciso urgentemente falar com o Herman Cromwell.
Herman Cromwell adında bir hasta var.
Encontrei um doente cujo nome é Herman Cromwell.
Tam olarak Cromwell burada ne yapıyordu?
E o que faz o Cromwell aqui?
Cromwell minyatürlerini bitirdin mi?
Você já acabou as miniaturas do Crownwell?
Bu geceki yemek daveti, yine Bayan Cromwell yollamış.
Outra vez essa Cromwell e o seu jantar.
1648 yılında, Kral Charles,
Em 1648, rei Charles fugia da ira de Cromwell seus Roundheads.
Cromwell ve Cumhuriyetçilerin gazabından kaçtı.
Apenas dois homens se mantiveram leais, arriscando-se à morte certa por sua fidelidade à coroa.
Ben Oliver Cromwell'im.
Eu sou Oliver Cromwell.