Cuma akşamı translate Portuguese
566 parallel translation
Son altı aydır, her cuma akşamı, istiridye sipariş ediyorlar.
Há 6 meses que pedem ostras todas as sextas à noite.
- Polisler gelmeden demek. - Cuma akşamı sen buradan ayrılmadan önce de var mıydı?
- Estava lá na Sexta antes de saír?
Uygunsa, Cuma akşamı.
Sexta à noite, se for possível.
Evet, saat daha erken, veya geç oldu, veya evrende bir cuma akşamı ortası.
Sim, é cedo, mais ou menos tarde Sexta à noite no universo.
- Cuma akşamı yemeğe gel.
- Venha cá jantar, sexta-feira.
Sophie'yle Oscar cuma akşamı parti veriyor.
A Sophie e o Oscar vão dar uma festa, na Sexta.
Cuma akşamı vurulmuş olmalı insanların dağıldığı, curcunalı telaşta.
Deve ter sido na sexta-feira, no movimento da saída quando foram disparados. No momento da saída, deixei a Isabelle num café.
Bu yüzden cuma akşamı çünkü çamaşırhanede olacaksın ve gardiyanların iç çamaşırlarını çalacaksın.
Por isso será na Sexta, porque estás na lavandaría, Roubarás a roupa interior dos guardas.
Böylece itfaiye nihayet cuma akşamı geldi.
E foi assim que os bombeiros acabaram por ir na sexta à noite.
Bu evden geçen cuma akşamı geç saatte ayrıldı ve o günden beri de kendisini gören olmadı.
Ele saiu do seu chalé na sexta-feira à tarde e não foi mais visto.
Cuma akşamı, 18.30 gibi gel.
Venha sexta-feira às 18 : 30. Whyke. "
Cuma akşamı mallarla burada ol.
Vem aqui sexta à noite com o material.
Cuma akşamı.
É "Erev Shabbos".
Bu gün kutsal gün. Cuma akşamı nerede olmam gerektiğini biliyor musun?
Sabes onde eu deveria estar?
Rahibin bir cuma akşamı yiyeceği tek et, rahibe etidir.
O único tipo de carne que um padre come a uma sexta-feira é uma freira. Lá para dentro!
Cuma akşamı gideriz.
Podemos ir sexta-feira à noite.
- Cuma akşamı daha iyi olur.
- Sexta-feira é melhor.
- Cuma akşamı o zaman.
- Sexta, entäo.
Mesela Cuma akşamı maçtan sonra?
talvez esta sexta depois do jogo?
- Olur Cuma akşamı.
Só eu e tu. Ok, sexta à noite.
Eroin cuma akşamı gelecek. Dağıtımı o zaman yapacağız.
A mercadoria chega sexta à noite.
Cuma akşamı beni cenaze arabası ile çıkartacak. Hem de içinde gerçek bir ölü varken!
Na sexta-feira à noite, ele leva-me a sair e prometeu que leva um morto a sério.
Cuma akşamı Danburry Malikanesinde.
Sexta-feira à noite, em casa dos Danburry.
Bugün cuma akşamı.
É noite de sexta-feira.
Şehir merkezinde aptalın teki bizi bu Cuma akşamı çalıştırıyor. - Haklı mıyım? - Tabii ki.
Porque um cretino qualquer obrigou-nos a trabalhar na sexta á noite.
Cuma akşamı gelin, muhteşem zaman geçireceksiniz.
Seja. Venham na sexta à noite, passarão um tempo em cheio, garanto.
İkinci kişi cuma akşamı.
A fase dois é na sexta.
Flamingo'yu daha da müthiş bir otel haline getirecek, tadilatları ve yenilikleri gerçekleştirmek üzere, - - Cuma akşamından geçerli olmak üzere geçici bir kapanış olacaktır.
Devido à implementação de mais equipamento, tornando o Flamingo um lugar ainda melhor, anuncio o fecho temporário a partir de sexta à noite.
Belki sen ve ben cuma akşamı birşeyler yapabiliriz?
Talvez você e eu podemos fazer algo na sexta à noite?
Tanrım. Cuma akşamı evde olmak böyle bir şey mi?
Meu Deus, estar em casa numa Sexta á noite é assim?
Ava, cuma akşamı sana ne oldu?
Ava, que lhe aconteceu, na sexta-feira à tarde?
Cuma akşamı, canlı yayın. Nihai karşılaşma.
Sexta à noite, em directo de Las Vegas, o último encontro.
- Cuma akşamı.
- Sexta-feira à noite.
Pekala. Jerry, cuma akşamı için plan hala geçerli, değil mi?
Jerry, aquilo de sexta-feira à noite continua de pé, não é?
Cuma akşamı bir şey yapıp, yapamayacağımızı sordu.
Perguntou-me se fazia alguma coisa sexta-feira, á noite.
Cuma akşamı seninle mi çıkıyor? - Evet.
- Vai sair contigo, sexta-feira?
Cuma akşamı ne yapıyorsun?
Que fazes, sexta-feira á noite?
Cuma akşamı mı? Hiçbir şey.
Sexta-feira á noite?
Cuma akşamı bir şey yapıp, yapamayacağımızı sordu.
Perguntou-me se fazia alguma coisa sexta-feira, à noite.
"Cuma gecesi, Laura'nın benimle bir akşam yemeği randevusu vardı..."
" Na noite de Sexta feira, Laura tinha o compromisso de jantar comigo...
Neden biz birini Cuma gecesi akşam yemeğine almıyoruz?
Por que não convidamos alguém, para jantar, na sexta à noite?
Bizim için sabbat, cuma günü akşamı başlar. Sabbat süresince de çalışmam yasak.
E durante o Shabbat, não posso trabalhar.
Bu akşam Cuma.
É sexta à noite.
Holmes, akşam yemeğini Romano's'ta yiyebiliriz, ama Cuma'ya kadar sadece üç günümüz var.
Holmes, podemos jantar no Romanos! Mas só temos três dias até sexta-feira.
Bakalım. Cuma. 5 : 30, akşam yemeği. 6 : 00, matematik.
Sexta-feira... 17 : 30h, jantar.
Cuma akşamı!
É sexta-feira à noite!
Yarın öğleyin bir tane var sonra perşembe akşamı - cuma günü yemek.
Há uma amanhã ao meio-dia, na quinta à noite, jantar na sexta.
Cuma akşam dokuzda evde olurum.
Aparece na noite de sexta às 9 : 00.
Cuma yirmibeşi... Esmer Mancini sabah hayır dedi, akşam evet dedi.
Sexta-feira, 25, a morena Mancini disse não de manhã, e à noite disse sim!
Cuma akşamı kızı değilim.
Não sou nenhuma rapariga de sexta-feira.
Cuma günü bir akşam yemeğine ne dersiniz?
Às sextas servimos uma ceia.